1. şuan yapılmakta olan bu organizsyonun böyle kültürlü bir ortamda başlığının olmamasına şaşırdığımı belirterek devam edeyim.

    bugün ikinci etabı olan kapadokya etabı yapılıyor. terör olayları ve teknik bazı sıkıntılardan dolayı katılım sayısı baya düşük kalmıştır.
  2. 24 nisandaki istanbul etabının beykoz bölümünü gidiş ve geliş olarak kaldırımdan izleme imkanım oldu (mahallemde bisiklet yarışı vuh huuuu! diyerek)

    rüzgar gibi geçen bisikletçileri saniyelik izlemek evet bir keyif ancak önden ve geriden giden ekip araçlarını onların koordinasyonunu izlemekten daha çok keyif aldım nedense. beykozun dar caddelerinde bizim 15bk 'nın dönemediği virajları hızlı almaları falan biraz ralli havası estirdi mahallede...

    merkezde bir bisikletçi virajda kaydı ve düştü (neyseki kalanların hepsi üstünden geçmedi) bunun ardından insanların akın edip kaldırmaya çalışmasını izlemek bir garip tebessümdü. amca bırak girme piste diye bağırana "düşmüş la uşak kaldırmayam mı" diye çıkışan amca organizasyon ekibinde bulunmalı diye düşünüyorum...

    1 gibi trafiğe açıldı caddeler; içinden bisiklet turu geçen ve o ana kadar çok cool duran semtimiz yine şahinler doğanlar; bunlarda bangır bangır çalan cengiz kurtoğlu şarkıları ve hatta devamında remixleriyle işgal edildi.
  3. şu bisiklet turunu izleyip ülkemizin güzelliklerine hayran kalmamak elde değil. turu kim organize ediyorsa o kadar güzel etap belirliyorlar ki. saatlerce ülkenin reklamını yapıyoruz.
  4. nam-ı diğer: (bkz: tour of turkey 2016)

    bu yazıyı daha tur başlamadan önce yazmayı düşünüyordum ancak üşengeçlik nedeniyle bu tarihte yazıyorum. hem tur bitmiş oldu şöyle genel gözlemlerimi sakince anlatayım.

    bu tur yazısına öncelikle tur öncesi olaylarla başlamak gerekiyor. takdir edersiniz ki ülkemizde bir ihale gerçeği var. çoğu ihale şaibeli ve soru işaretleriyle dolu. tur’un ihalesi de öyle oldu. öncelikle ihale çok geç bir tarihte şubat’ın sonunda yapıldı. daha önceki yıllarda o zamana kadar ihale yapılmış ve takımlarla görüşmeler yapılmış olurdu. ihale öncesinde ihale maddesinde bir değişiklik yapıldı. “daha önce bir bisiklet yarışı organize etmemiş şirket ihaleye katılamaz” maddesi kaldırıldı ve daha önce bu kulvarda adı olmayan bir şirket ihaleyi kazandı. 2008’den beri tur’u organize eden ve tur’un bu noktaya gelmesinde büyük katkısı olan argeus ihaleyi kaybetti. peki kazanan şirket kimdi? Cumhuriyet’in yaptığı habere göre ihaleyi kazanan şirket Erdoğanın ve akp’nin reklamcısı olarak bilinen Erol Kolçak’ın şirketi CEO event. böylece, ülkede dokunduğu her şeyi daha geriye götüren siyaset bu güzel bisiklet yarışına da dokunmuş oldu.

    bu haberlerle beraber buruk bir şekilde yarış tarihi 24 nisan’ı beklemeye başladık. tabi bu süreçte geç yapılan basın lansmanı, basın lansmanında ki rezillikler, lansmanda geleceğini iddia ettikleri astana takımının gelmeyeceğini açıklaması gibi şeyler gördük. web sitelerinin güncellenmesi bile yarıştan on gün önce gerçekleşebildi ki hala bir ton eksiklik vardı sitede. etapların nasıl olacağı belirsizdi, tek bilinen istanbul’dan başlayacağı ve kapadokya’ya da uğrayacağıydı. aynı zamanda muhalif imajı olan gazetecilere akreditasyon verilmeyeceği açıklandı yani yalnızca yandaş medyaya izin vardı.

    24 nisan pazar günü geldi çattı. istanbul-istanbul etabıyla başladık. yıllardır en kabus dolu etap olarak görülen ve son yıllarda en son etap olarak görmeye alıştığımız istanbul etabı bu sefer ilk etaptı. neden kabus dolu diyecek olursanız, minimum 17 milyon insanın yaşadığı bir şehirde yolları kapatmak, yol kenarında ve içinde güvenliği sağlamak bir hayli zor olduğu gibi güzide istanbul’umuzun berbat yolları, ters koyulmuş mazgalları, sağ solda bulunan plastik dubaları her daim tehlike arz ediyor. zaten saydığımız tehlikelerden de bisikletçiler nasibini aldı ve bana kalırsa organizasyon hatası nedeniyle kaza gerçekleşti. o plastik dubalar kaldırılmamıştı, bir ikaz tabelası da yoktu ve sporcular onlara takılarak kaza geçirdi. kazada birkaç sporcu yarışı bırakmak zorunda kaldı. tabi bununla da bitmedi yola atlayan insanları gördük ki bir tanesi ekran başındaki benim yüreğimi ağzıma getirdi. yanılmıyorsam bozdoğan kemeri dönüşünde bir kadın pelotonun önüne atladı ve bisikletçilerin frenlemesiyle kazadan ucuz yırtıldı. görüntüleri : etabı tek başına kaçış yaparak lampre-merida’lı sporcu Niemiec kazandı. kendisi bile nasıl kazandığını anlamadı diyebiliriz çünkü peloton tempo yapmadı. son kilometrelere kadar peloton temkinli bir şekilde yoluna devam etti. niemiec yaptığı röportajda “nasıl kazandığımı anlamadım, kazanmamam gerekiyordu ancak çok mutluyum” şeklinde bir açıklamada bulundu.

    istanbul’u atlattıktan sonra sporcular uçakla kapadokya’ya aktarıldı. kapadokya zaten doğal güzellikleriyle bilinen bir yer. yarışı izlemesi biz izleyiciler için oldukça keyifliydi. etabın belirleyici noktası son kısımdaki yokuş oldu. etapta toplamda dört tur atıldı ve bu yokuştan dört defa geçilmiş oldu. geçen sene istanbul etabını harika bir şekilde kazanan Lluís Mas Bonet’nin başlattığı ve takımı caja rujal’in takip ettiği müthiş tempoyla peloton bölündü ve son 3 kilometrede caja rujal’li Pello Bilbao solo kaçışıyla beraber zafere ulaştı.

    3. etap yine bu sene eklenen ve yabancısı olduğumuz aksaray-konya etabıydı. sprint finishi ile bitmesini ve sakin geçmesini beklediğimiz düz profilli bir etaptı. ancak doğa ana müdahale etti, karşıdan esen şiddetli rüzgar pelotonu zor duruma soktu. lotto soudal’in rüzgara karşı yaptığı insan üstü tempoyla bir kaçış grubu oluştu. bu kaçış grubunda 5 lottolu 2 team roadlu sporcu vardı ki böyle takım şeklinde yapılan bir kaçış bisiklet tarihinde pek sık görülmez. tabi bu takım halinde kaçışın başarılı olmasında diğer takımların kendilerine göre daha alt seviyede olması da yadsınamayacak bir etken. bu harika takım organizasyonuyla etabı kazanan, artık bizlerden biri haline gelen, her sene tur’a katılan andrea greipel oldu. böylelikle tour of turkey’de ki 11. etabını kazanmış oldu. greipel yaptığı açıklamada “direktörüme başkasının kazanması için ısrarda bulundum ancak o benim kazanmamı istedi. takım arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” dedi. tahminlere göre kazanmasını istediği kişi geçtiğimiz yıl vuelta’da büyük bir kaza geçirdikten sonra bir hafta komada yatan ve yeni yeni bisiklete dönen Kris Boeckmans’dı.

    4. etapla beraber artık tur’un mabedi olan güneye iniyoruz. seydişehir-alanya etabı sprintle bitmesi beklenen düz profilli bir etaptı. etabın başında yaklaşık 80km boyunca iniş yaptı sporcular. sonrasında düz bir parkur vardı ve toplu sprint finishi ile biten etapta kazanan, lampre-merida’lı sporcu Sacha Modolo oldu. andrea greipel’e karşı aldığı bu zafer italya turu öncesi çok önemli bir mesajdı.

    5. etap 2 sene öncekinin aynısı olan alanya-kemer etabıydı. yine antalya merkezine girmeden kemere ulaşıldı. yokuş olmayan bu etap yine sprint finishi ile sona erdi. etabı modolo ve greipel gibi büyük sprinterleri geride bırakan Jakub Mareczko kazandı. türkiye’de aldığı ilk galibiyetti ve italya turu öncesi böyle bir zafer elde etmesi kendisi için çok önemliydi.

    gelelim kraliçe etap olan 6. etaba. bir kez daha elmalı’ya tırmandığımız bu etap Tur’un tek tırmanış etabı. genelde genel klansman galibini belirleyen etap olmuştur bu etap. etabı bu sene fırtına gibi esen caja rujal ekibinden roson garcia kazandı. turkuaz mayoyu kaybetmiş olan, bu etabı kazanarak adından söz ettirmek isteyen tecrübeli sporcu niemiec 2. oldu. roson garcia’nın böyle bir zafer elde etmiş olması, son metrelerde niemiec’i silkelemesi elbette kariyeri için büyük öneme sahip.

    7. etap fethiye-marmaris etabıydı. aynı 5. etap gibi olması ve sprintle sona ermesi bekleniyordu ki öyle de oldu. ancak bu sprintin bir eksiği vardı o da greipel. kendisi elmalı etabının başında tur’dan ayrıldı ve artık italya turu için hazırlıklarına başladı. sprintersiz kalan lotto soudal’in bir şey yapması beklenmiyordu bu nedenle lottolu henderson kaçış denedi ancak son kilometre içerisinde yakalandı. böylece gözler birer etap kazanan modolo ve mareczko’ya çevrilmişti. yarışı lampre-merida’lı sacha modolo southeast’li manuel belletti’nin önünde kazandı.

    son ve veda etabı olan 8. etap marmaris-selçuk arasında koşuldu. yine düz profilli bir sprint etabı karşımızdaydı. son 10 kilometredeki yokuşta torku’lu sporcu nazım bakırcı’nın da içinde bulunduğu 4 kişilik grup atak denedi ancak fazla uzaklaşamadan yakalandılar. bu etabı da sprintte modolo’yu geride bırakarak mareczko kazandı. böylece modolo ile beraber ikişer etap kazanarak tur’u bitirmiş oldular.

    Genel klasmanı Caja Rural’den José Gonçalves, Türkiye Güzellikleri’ni yine aynı takımdan Luis Mas Bonet, dağ klasmanını Przemyslaw Niemiec, türkiye güzellikleri puan klasmını ise Manuel Belletti kazandı.

    iyisiyle kötüsüyle bir tur’u daha geride bıraktık. takımlar açısından geçtiğimiz yıllardaki tur’ların gerisinde kalan bir tur oldu. bu sene 2 world tour takımı vardı ki bu sayı geçen sene 6’ydı. bu sebeple 3 yıldır en az bir etabına gitmeye çalıştığım bu güzel yarışın herhangi bir etabını izlemeye gitmedim, ekran başından takip ettim. her yıl bana yüzlerce kilometre yol yaptıran çok sevdiğimiz yarışımızın sonu kötü olmasın. seneye tekrardan o üst düzey takımları görelim istiyoruz. şu anda en büyük hedef world tour olmak olduğu söyleniyor. federasyon başkanının açıklamasına göre, bu yıl gözlemciler gelmiş ve olumlu ayrılmışlar. eğer bu yarış world tour olursa dünya bisikletinin en üst düzey takımları ve sporcuları bu yarışa gelecekler. yarışın kalitesi birkaç kat artmış olacak. dileriz böyle olur ve eurosport ekranlarında ağzımız açık izlediğimiz sporcuları ülkemizde ağırlarız.