1. 88. oscar ödül töreni adayları biraz önce açıklandı. "The Revenant" 12, "Mad Max: Fury Road" 10 dalda aday oldu.

    En İyi Film:
    The Big Short
    Bridge of Spies
    Brooklyn
    Mad Max: Fury Road
    The Martian
    The Revenant
    Room
    Spotlight

    En İyi Yönetmen:
    Adam McKay – The Big Short
    George Miller – Mad Max: Fury Road
    Alejandro G. Inarritu – The Revenant
    Lenny Abrahamson – Room
    Tom McCarthy – Spotlight

    En İyi Erkek Oyuncu:
    Bryan Cranston – Trumbo
    Matt Damon – The Martian
    Leonardo DiCaprio – The Revenant
    Michael Fassbender – Steve Jobs
    Eddie Redmayne – The Danish Girl

    En iyi Kadın Oyuncu:
    Cate Blanchett – Carol
    Brie Larson – Room
    Jennifer Lawrence – Joy
    Charlotte Rampling – 45 Years
    Saoirse Ronan – Brooklyn

    En iyi Görüntü Yönetimi:
    Carol
    The Hateful Eight
    Mad Max: Fury Road
    The Revenant
    Sicario

    Listenin Tamamı için
  2. gamze deniz ergüven'in mustang filmi, Fransa adına En İyi Yabancı Film Oscarı'na aday oldu.
  3. 88. Akademi ödülleri'nde En İyi Görüntü Yönetmenliği dalında aday olan filmler hakkında ufak bir inceleme yazısı hazırladım.

    Yazıda bahsi geçen En/Boy oranları:

    2.35:1 : Günümüzde en fazla kullanılan standart sinema perdesi oranı. Aslında bu oran 2.39'dur fakat eski anlaşmalardan dolayı standart Akademi oranı olan 2.35:1'e evrilir. 35mm sinemaskop olarak da bilinir.

    1.85:1 : En çok Birleşik Devletler (USA) ve Birleşik Krallık (UK) 'da kullanılan sinema perdesi oranıdır. 1960'lardan beridir sık kullanılır fakat günümüzde daha çok dönem filmlerinde, o zamanların ruhunu daha iyi yansıtması amacıyla bu tip en/boy oranı değişikliğine gidilir. Yakın zamandaki en iyi örneğini Büyük Budapeşte Oteli filminde görmek mümkün. 3 farklı dönem için tek filmde 3 farklı En/Boy oranı kullanılmıştı.

    2.76:1 : Eski adıyla MGM Camera 65 ve daha sonra değişen adıyla Ultra-Panavision 70 olarak anılan kameralarla çekilen bir orandır sadece. 1957-1966 yılları arasında topu topu 10 filmde kullanılmıştır. 70mm film kullanıldığı için fazlasıyla geniş ekran görüntü ve yüksek maliyete sahip olduğu için büyük prodüksiyonlar dışında kullanılamamıştır.

    En/Boy Oranları wiki
    Ayrıca Sinemada En/Boy oranlarının tarihçesi için şu videoyu tavsiye ederim. Biraz uzun gelebilir fakat basit ve güzel bir anlatıma sahip.

    Mad Max: Fury Road
    Görüntü Yönetmeni: John Seale
    En/Boy oranı: 2.35:1

    Adaylar arasında en fazla kamera çeşidi bu filmde kullanıldı. Hollywood'un olmazsa olmazı ateş pahası Arri Alexa kameralar dışında Canon 5D Mark 2, Olympus p5 ve Blackmagic Cinema Camera gibi düşük fiyatlı kameralar da prodüksiyonda bazı sahneler için kendisine yer bulmuş. Özellikle dar alan çekimlerinde oldukça efektif çekimler elde edilmiş ki Alexa gibi hassas kameralar Mad Max filminin müthiş temposuna uyum sağlamakta zorlanacaktı mutlaka. Çerçevelemede Center-Frame (Görüntüyü ortalama ya da merkez çerçeveleme) kullanılarak seyirciyi yormadan, filmin yüksek temposuna uyum sağlaması, aksiyonu rahatlıkla takip edebilmesi sağlanmış. Bu konu da geçtiğimiz sene içinde yayınlanan popüler bir vimeo videousunda ele alınmıştı. şuradan incelenebilir.
    Gerek kamera çeşitliliği gerekse yüksek tempolu aksiyon sahnelerinin çerçevelemesi konularında müthiş bir işe imza atmış John Seale. Güçlü bir aday.

    The Revenant
    Görüntü Yönetmeni: Emmanuel Lubezki
    En/Boy oranı: 2.35:1

    Son iki senedir Görüntü Yönetmenliği dalını Gravity ve Birdman filmleriyle domine eden ve çalışıtığı filmlerde yönetmenden çok kendi ismiyle ön plana çıkan Lubezki namı değer "El Chivo" bu sene de oscar'ı alırsa müthiş bir başarıya imza atacak. The Revenant filminde ortaya koyduğu performans her zamanki gibi harika. Filmde Arri Alexa serisi ve bazı sahnelerde kullanılan Red Epic dışında başka bir kamera çeşidi kullanılmamış. Tabi kamera modeli, çeşidi en boy oranları falan sadece yazının detayları. bu filmin Görüntü yönetmenliğinde en fazla ön plana çıkan konusu ışık kullanımı. Lubezki ile yapılan bir röportajda da belirttiği gibi filmdeki ateş başında geçen sahne dışında sadece doğal ışık kullanılmış. Bu konu bile oscar'ı alması için fazlasıyla yeterli bir sebep sayılabilir. Dondurucu soğukta yapılan çekimler de cabası. Hareketli yakın plan çekimlerin fazlalığına rağmen gerçekleştirilen kusursuz netlik performansı ve çok sık kullanılan alt açı çekimlere rağmen izleyici rahatsız etmeyen çerçeveleme ile bu sene de oscar heykeline en yakın isim denilebilir.

    Sicario
    Görüntü Yönetmeni: Roger Deakins
    En/Boy Oranı: 2.35:1

    İşte asıl ödülü almasını istediğim isim; Roger Deakins. Bugüne kadar 12 kez aday olup törenden eli boş dönen büyük Görüntü Yönetmeni 13. adaylığında umarım ödüle kavuşur ki sadece bu değil ödülü alma isteğimin nedeni. Sicario'nun geçen senenin en iyisi olduğunu düşünüyorum (maalesef en iyi film dalında aday olmadı) ve bunda en büyük payın da Roger Deakins'e ait olduğunu düşünüyorum. Kendisinin dediği gibi "Görüntü Yönetmeninin işi sadece güzel görüntüler oluşturmak değildir." O kadar önem veriyor ki bu konuya, yaptığı işlerde dikkat edilirse kullandığı renk tonlarından açılara kadar hikaye anlatımına katkısını birebir verebilecek her detayı özenle görüntülerine işliyor. Işık ve kompozisyon kullanımındaki uzmanlığının dışında hikayeye ekstra katkı sağlayabiliyor. Bu konuyla ilgili de şuradaki video izlenirse anlatmak istediğim daha net anlaşılacaktır: (Spoiler içerir) Sicario: The Mirage of a Moral World

    The Hateful Eight
    Görüntü Yönetmeni: Robert Richardson
    En/boy Oranı: 2.76:1

    Aslında Robert Richardosun'un görüntü yönetmenliği hakkında tartışılacak pek bir şey yok. Bu listede yer alan diğer Görüntü Yönetmenleri kadar müthiş bir yönetmen kendisi ve tabii ki Tarantino'nun vazgeçilmezi. Kill Bill, Inglorious Basterds ve Django Unchained filmlerinde de beraber çalışmışlardı. Abartılı ışık kullanımındaki ustalığını ve kompozisyonlarını yine konuşturuyor. Bu adaylığındaki en büyük dikkat çeken nokta filmde kullandığı kamera olan Ultra Panavision 70. Bu kamera en son 1966'da Khartoum filminde kullanılmıştı. O tarihten bugüne ilk kez Tarantinonun kararıyla 2015'de Robert Richardson'un ellerine teslim edildi ve alışıldık sinema perdesi oranından çok daha geniş bir oranda olduğu için kısıtlı sinema salonunda gösterime girdi. Bu teknolojiye sahip olmayan diğer salonlar için de tabii ki optimize de edildi. Sinemaya gençliğinden beridir gönül vermiş birçok yaşı büyük sinemaseveri ve eleştirmeni heyecanlandırdı. Sonuçta Ben-Hur gibi sinema tarihine damga vurmuş bir filmde kullanılan kameradan bahsediyoruz. Genel hatlarıyla sadece kullanılan kameradan dolayı aday olmuş gibi bir izlenim yaratmış olabilirim fakat dediğim gibi Robert Richardson'ın Görüntü Yönetmenliği Tarantino filmlerine aşina olanların bildiği bir detay.

    Carol
    Görüntü Yönetmeni: Edward Lachman
    En/Boy oranı: 1.85:1

    Carol Arriflex kamera ile 16mm formatında çekilmiş. Muhtemelen dönem filmi olmasından dolayı bu oran kullanılmıştır diye düşünüyorum. Gerçi günümüz sinemasında sık karşılaşmadığımız bir oran desem de yanılmış olurum. Teknik detay dışında pek bilgim yok çünkü filmi henüz izleyemedim. İzlediğim vakit bu entry'i tekrar düzenleyeceğim. Görüntü yönetmenliğinin çok başarılı olduğu söyleniyor fakat dışardan bakıldığında diğer güçlü adaylar arasında kazanma ihtimali düşük gibi görünüyor.

    Geçen sene Büyük Budapeşte Oteli ve Ida filmlerinin alışılmışın dışında kullandığı en/boy oranları ve kompoziyon kuralları ile gösterdiği cesaret bu sene The Hateful Eight dışında pek karşımıza çıkmadı. Zaten ödül tekrardan Birdman filmindeki muazzam kamera kullanımından dolayı Emmanuel Lubezki'ye gitmişti. Bu sene ise Lubezki'nin 3 yıl üst üste de olsa ödül alması yine büyük bir olasılık dahilinde fakat ben bir ihtimal Akademinin Roger Deakins'e aslında uzun zaman önce hakkettiği ödülü bu sefer vereceği kanısındayım. Umarım öyle de olur.
  4. adayların hepsini izlemeye özen gösterdim. bence kazanan (bkz: the revenant) olmalıydı. hepsi de ortalama üstü filmlerdi, yayında emeği geçenlere teşekkürler. kişisel olarak (bkz: mad max; fury road) da fazlaca eğlenceli buldum. (bkz: brooklyn) ve (bkz: room) izlenmesi gereken filmler olarak gördüm, iyilerdi gerçekten, verdikleri duygu bakımından başarılıydı. (bkz: the martian) da iyiydi ama o klasman da favorim (bkz: interstellar) olduğu için göz ardı ettim başarısını. (bkz: the big short) , (bkz: spotlight) ve (bkz: bridge of spies) ise klasikleşmiş güzel filmlerdendi, çok farklı bulmadım. bu şartlarda favorim the revenant oldu, her bakımdan zevkle izlenecek bir film.
    abi