1. çocukluğumun bir dönemini çürüttüğüm sigara kokan nemli bodrumları. final right, sunset riders, tekken, real bout fatal fury, golden axe, mortal kombat ve samurai shodown. şimdi vakit buldukça emulatörler ile şenlendiriyorum.
  2. "ben geçeyim mi?"ci ve siz efendi gibi oyununuzu oynarken jeton atıp karşınıza geçip sizi evire çevire yenen çocuklardan nefret ettiren mekanlardı.

    favori oyunlarım; super sidekicks ve street fighter 2.
  3. 2000'lerde gördüm atari salonlarını. tecmo world cup france 98, sunset riders, marvel vs capcom, virtua soccer 2, dead or alive, mortal kombat 2-3 vs gibi oyunlar oynardım. jeton 25.000 liraydı yani şimdinin 2,5 kuruşu gibi birşeydi. 100.000 lira (10 kuruş) verip 4 jeton alabiliyorduk.

    not: ultimate mortal kombat 3'te hala iyiyim. eğer online falan oynayabilmenin yolu varsa rakip olabilirim.
  4. ebeveynler tarafından mitolojideki tartarus, dışarıdan bakıldığında her yanından katman katman şer akıyor gibi görünen mekanlardır.

    ilk katman; o zamanlar sigara yasağı olmaması sebebiyle kesif bir duman duvarına çarpmak.

    ikinci katman; ekranlarda yansıma yapmasın diye loş aydınlatma, karanlığa yakın köşeler.

    üçüncü katman; jetonun yoksa çık dışarı diye etrafta dolaşan goblinler (salonun sahibine yancılık yapan mahalle kopilleri)

    dördüncü katman; efendi efendi oyun oynayan iyi aile çocuğunu gözüne kestirip "bir round oynıyım mı...." diye taciz eden minik gulyabaniler (çingen çocukları, ipsiz sapsız dolanan piçler)

    beşinci katman; kol bozuk olduğu için (muhtemelen daha önce beceriksiz bir oyuncunun tekmelemesi sonucu bozulmuştur) aduket ooorryukettt çekemeyen usta oyuncunun isyanına "noluyo layyynnn" diye gelen cyclop (salon sahibi ya da kardeşi/akrabası)

    altıncı katman; aniden yapılan baskınla ortadan kaybolan goblinler, gulyabaniler yüzünden ortada salak salak kalakalıp kaçamayan iyi aile çocuklarına çıkışan medusa (polis)

    yedinci katman; bakkala ekmek almaya çıkıyorum diyip de 3 saat sonra gelen çocuğu nerede arayacağını bilen hades (ebeveyn.. genelde baba olur bu, insaflıysa eve kadar girişmez sabreder..)
  5. beni götürmesi için abimin başının etini yediğim, girince çıkamadığım, aldığım keyif ve mutluluğun eve döndüğümde yediğim dayakla sönen, unutamadığım ve çok özlediğim mekandır.

    abim okulunu atari salonlarında bitirdi. geçtiği levellerle mezun oldu. evden çıkınca nereye gittiğini bildiğimden takip ederdim. içeri girer oynayanlarla beraber coşardım. duvarlardaki boy boy oyun posterlerin yırtık yüzlerinin tozlu ve yapış yapış hallerini unutmuyorum. tek başıma bu gezegene girmek sadece bir jetona bakıyordu. gece abimin pantolonundan çaldığım bozuklukları almış ertesi günü koşa koşa gitmiştim. saatlerce çıkmamıştım.

    her ne kadar akşam ezanı vaktinde evde olmadığım için temiz bir dayak yemiş olsam da, bir sürü jetonum olduğu için ve tekrar tekrar o gezegende olduğum için pek mutluydum.