1. 5 yıldızlı otelleri ve gece kulüpleri dışında çıralı,üçağız(kekova) gibi görülmesi gereken yörelere sahip ilimiz. buralar antalya'nın batısında, ülkemizin rant konusunda ne mutlu ki en geride kalmış doğa harikasi bölgelerindendir. internette tatil öncesi görülen fotoğrafların gerçeğini görünce daha da güzelmiş denilebilecek ender yerlerdir.
    eh
  2. her yıl mart ayı itibariyle para biriktirmeye başlıyorum ki haziranda finallerin bitiminin hemen ardından antalya'ya özellikle de olympos'a tatile gidebilmek için.

    hayatımın sonuna kadar orada yaşamak istiyorum. gerçekten çok güzel bir şehir. nolur hep böyle kalsın. yukarıda arkadaş bahsetmiş, oralara bari rant uğramasın lütfen.
  3. nüfusu fazla olsa da asla overcrowded bir şehir değil. çok sakin, sabah kargaların, diğer evlerin açılan panjurlarının ve simitçilerin sesiyle uyanabilmenize imkan var. portakal bahçelerine karşı bir sabah uyanmak için birebir.

    tatil olanakları aşırı boldur, eğlenmek istediğiniz anda bir beş yıldızlı otel bulup içine dalabilirsiniz. turisti niteliklidir, esnafa iş yaptırır.

    seracılık gayet yaygın. iklim ve nem dolayısıyla cogu meyve ve sebze yetişiyor. her sebzenin tazesini pazardan alıp yiyebiliyorsunuz. ayrıca akdenize özgü yeşil sebzeler, otlar ise cabası. (bkz: semiz otu) (bkz: roka) (bkz: tere)

    iklim genel olarak ılık. kışın maksimum 7-8 derece soğuk olur. daha aşağı inmez. yazın ise cehennemden spoiler gibidir. asfalta yumurta kırıp pişirebilirsiniz. buranın yağmurları çokk hoştur. hatta en çok sevdiğim özelliklerinden biri antalya'nın, yağmuru. uzunca bir süre yapmayan yağmur, bir gün hiç beklemediğiniz anda öyle bir yağmaya başlar ki herkes neye uğradığını şaşırır. bardaktan boşanmak deyimini cidden hakeder. her yere yıldırım düşer, şimşekler çakar. siz de evin penceresinden ufuğa bakar, mükemmel manzarayı izlersiniz.

    bozulmamasını temenni ettiğimdir...
  4. 2016 turizm krizinden en çok etkilenecek şehirlerden biri. halkın çoğu turizm sektöründe çalışıyor. gerçi önceden de çoğu turizm firması yazın parayı vurup kışın personeli işten çıkararak çalışanı yeterince mağdur ediyordu.
    bunun dışında oteller harici de pek çok tatil alternatifi olan bir şehir burası. olimpos - çıralı tarafları artık çok doldu. kaş taraflarını değerlendirebilirsiniz.
  5. eski adı attalia'dır. kurucusu bergama kralı attolos'tur. çok tartışılan heykeli saat kulesinin tam önündedir. kışın yağmuruyla pes dedirtir, yazın sıcağıyla of dedirtir. bahar aylarında hep bi mont beni sendromu yaşatır. ama yine de en güzel şehirdir benim için, kaleiçinin ruhu, dedemanın manzarası, konyaaltının güzelliği bunları başka şehirlerde bulmak zor.
  6. geçen seneye göre aynı dönemde oteller için rezervasyon hızının %80 düştüğü şehirdir kendisi..
  7. ileri de 2-3 sene de olsa yaşamayı düşündüğüm şehir, turizm krizi hem ev hem otel fiyatlarını normale çeker de belki bizim için de bir fırsat doğar diye de düşünüyorum.
  8. 2016 turizm sezonunun esnaflar ve yore halki tarafindan hayli zor geçeceği görünen güzide şehrimiz.
  9. doğduğum ve beni büyüten şehir. sayesinde sabrım ve tahammülüm yüksek belki de. alıştığım için sıcağına, şikayet etmem pek. yaz özlemiyle geçiririm tüm mevsimleri.

    çocukluğumda ışıklar caddesinde, doğu garajında gezerken mutlaka birkaç tanıdık yüz görürdüm. artık mümkün değil. bir istanbullu olmam itibariyle de pek bir ortamım kalmadı artık. zaman zaman gittiğimde tek başıma dolanıp kafa dinlerim özellikle kaleiçi'nde.

    düden ve kurşunlu şelaleleri cennetten bir önizlemedir. köfte-piyaz kombosu en özlediğim yanıdır. istanbul'a üniversite için geldiğimde menüde piyaz görünce çok sevinmiştim. getirdikleri haşlanmış fasülyelere öyle bir hüsranla bakakaldım ki.. anlatamam o hayal kırıklığını. tahinli kabak tatlısı da çok lezzetlidir.

    yol kenarlarındaki tarlalardan göz hakkı tattığımız çilekler, ağacından yeşil erikler, narenciye ağaçları ve en güzeli, mayıs ağaçları... mayıs ağaçlarının o naif ama büyülü kokusu mest eder insanı. karlı bey dağları'nın hemen altındaki konyaaltı plajı fotoğraflanmazsa olmaz. çılgın yağmurları vardır bir de. gök gürültüsü fazla abartır yağmurla birlikte. aniden göğü yarıp, sizi yerinizden zıplatınca muzipçe devam eder gürüldemeye. yağmur demek okulların tatil olması demektir bazen antalya'da. selin devirdiği büfenin erzağını, podyumda yürüyen manken gibi izlemektir kanalda yüzüp giderken.

    antalya güzeldir. benim için hatıralardır. ve de "şüphesiz ki antalya dünyanın en güzel kentidir" atatürk'ün deyimiyle.
  10. geçen sene şehre şubat ayında 8000 rus gelirken bu sene subat ayinda sadece 55 rus gelmiştir