1. yahya kemal beyatli'nın sessiz gemi'sini o güzelim sesiyle okurken tanıdım onu.
    sesini çok sevdim ama oyunculuğunu daha fazla sanırım...

    tam adıyla hümeyra akbay'ın beyaz perde macerası; atıf yılmaz'ın talihli amele'siyle başlamış, çağan ırmak'ın babam ve oğlum, dedemin insanları filmleri ile zirveye çıkarmıştır onu.

    canlandırdığı karakterlerle bütünleşen, kendine has güzelliği olan;
    türkiye'nin ilk pop şarkıcısı,
    besteci ve söz yazarı,
    başarılı bir sinema ve tiyatro oyuncusudur.

    çağan ırmak filmlerinin vazgeçilmezidir aynı zamanda.

    onun hikayesi bir peri masalı gibidir;
    babası sorbonne mezunu bir dekan, annesi mısır'da okumuş dört dil bilen malike hanım'dır.
    nişantaşı'nda klasik müzik dinlenen bir evde; çocukluğu mürebbiyeler ve bale dersleriyle geçmiş.
    10 yaşında babasını kaybedince londra'ya dayısının yanına gitmiştir.

    18 yaşında türkiye'ye döndükten sonrası malum hikaye;
    sene 69 grafiker olarak çalıştığı plak şirketinde çizdiği plağın kapağın kurumasını beklerken, alır eline gitarı “güzelliğin on para etmez... bu bendeki aşk olmasa...” mırıldanırken patrona yakalanır. “ne dinliyorsunuz?” sorusuna karşılık “plak dinlemiyorum, ben söylüyorum. kendi bestem...” der. cevap kısa ve nettir: “yarın plak olsun.”
    sonra pop müziğe damgasını vurur.

    22 yaşında gelen şöhret.. evlilikleri... tiyatro oyunları... resim merakı derken... hayat onu dönüştürür, geliştirir ve bizim daha aşina olduğumuz hümeyra olarak karşımıza çıkar yıllar sonra...

    laf aramızda ege'li anneyi daha güzel canlandırabilen olmadı henüz nazarımda...

    bir gün; aldığı (uçan süpürge kadın festivali ve roma türk film festivali) onur ödüllerinin ardından bir röportajında şöyle demiş ve kalbimdeki yerini daha bir sağlamlaştırmıştı sevgili hümeyra;

    "valla çok şaşırdım açıkçası. çünkü ben taltif edilmeye alışık bir sanatçı değilim. öyle fazla ödülüm de yok, alışmışım takdir görmeden hayata devam etmeye. peş peşe gelince hoşuma da gitti. kendi başıma kaldığım zaman hafif gıcık bir tebessüm oturuyor suratıma, “hak ettin be hümeyra” diyorum. çok sıkıntı çektim biliyorsun çünkü. bunlar benim için güzel saç okşamalar, şefkat gibi geliyor."