albert caraco

Kimdir?

yaklaşık 400 yıldır türkiye'de yaşayan sefarad (15. yüzyılda elhamra kararnamesi ile ispanya'da yaşayan yahudiler'in kovulması kararı sebebi ile kovulan musevilerin, ispanya kökenli olduklarını belirtmek için kendilerine "sefarad" adını vermişlerdir. ibrani dilinde "sefarad", ispanya anlamına gelmektedir) bir ailenin oğlu olarak 10 temmuz 1919'da -sürgünler ve göçler zamanında- istanbul' da doğmuş albert caraco. önce orta avrupa'ya (viyana,prag,paris) göç etmiş caraco ailesi, sonra ikinci dünya savaşı arifesinde, nazi tehdidi karşısında güney amerika'ya. albert caraco'nun mutlak anlamda yazıya adanmış, münzevi yaşamında niyografinin ne kadar önem taşıdığı yine ancak eserlerine bakarak anlaşılabilir. ama savaş sonrası paris'ine geri dönüşünün onda yarattığı yıkım ve felaket duygusunu, insanlığa dair umutsuzluğunu şahsi kararı ile ölçebiliriz:intihar kesin ve tek sondur. ancak ailesini üzmemek için, bunca yıkımın üzerine bir de bunu eklememek için erteler. önce annesi ölür; ''bayan anne''nin ölümünün hemen ardından yazdığı ''post mortem'', doğmuş olmanın nafile ve telafisiz duygusunun en yeğin ve yoğun anlatılarından biridir: anneden nefreti ve anne sevgisinin incelikli, ender anlatılarından biri. sonra baba ölür; daha fazla bekleyecek hiçbir şey kalmamıştır: albert caraco, babasının ölümünden bir kaç saat sonra intihar ederek yaşamına son vermiştir. (7 eylül 1971)


  1. kaos'un kutsal kitabı ve post mortem adında, türkçe'ye ışık ergüden tarafından kazandırılan ve versus yayınlarından çıkarılmış kitapların yazarıdır. tanınmayan ya da küçük bir okuyucu kitlesi tarafından bilinen diyebileceğimiz bir kahramandır/peygamberdir albert caraco. adeta zifiri karanlık, kör kuyu tadında eserler veren yazardır. üslubu son dere sert olan albert caraco kendini 20. yüzyılın son peygamberi ilan etmiştir. (peygamberlik konusunu okuduğum iki kitabı ile değerlendirecek olursam bence hak ettiği bir mertebedir. keza kehanetleri, tabiri caiz ise bedduaları/lanetleri nesnellik açısından son derece ''doludur''.) cümlelerindeki yargılar, somut gerçeklerle neden-sonuç ilişkisi ve bizler için büyük yıkım.
    ...
    ''çemberin içinde dönüp duruyoruz.. demek ki eserlerimiz bizi aştı geçti, insanın dönüştürdüğü dünya bir kez daha insan zekâsından kaçıyor, hiç olmadığı kadar ölümün gölgesinde inşa ediyoruz binalarımızı, ölüme bizim şatafatımız miras kalacak, çıplak olma vakti yaklaşıyor, geleneklerimiz giysiler gibi birbiri ardına üzerimizden düşerek bizi çıplak bırakacaklar, ancak o zaman yargılanacağız, dışımız çıplak içimiz boş, ayaklarımızın altında uçurum başlarımızın üzerinde kaos.''
    albert caraco- kaos'un kutsal kitabı- versus kitap, sayfa 4
  2. kendi çektirdiği fotoğraflarında dünyaya ve dünyadakilere karşı olan 'hoşnutsuzluğunu' çok açık bir şekilde görebilirsiniz. caraco çektirdiği fotolarında yazdığı 'insanı' adeta canlandırmıştır bi nevi.

    fotoğraflarında caraco olduğunu bildiğimiz adam bize sanki '' geberirsiniz inşallah..'' gibi bakar.