1. oluşumu ve temellerini anlamak için öncelikle osman-ali hilafet dönemlerinin dinamiklerini kavramak gerekir.

    "...osman döneminde fetihlerin de artmasıyla mekke, taif ve medined'de de hiç çalışmayan, işçi ve kölelerin emek güçleriyle yaşayan zengin toprak sahipleri sınıfı oluştu. eski islam ahlakı temelinden değiştirildi. yayılmacı fetihlerden, savaşlardan elde edilen varlık, köleler ve ganimet bu kentlere doluyor ve bazı ellerde toplanıyordu. osman'ın değer ölçüleri nedeniyle büyük toprak sahipleri artmaya devam ediyordu. aldığı kararlar, sorunları çözmekten çok ağırlaştırmıştı."

    asghar ali engineer, "osman dönemi, belki islam'da feodalizmin başlangıcı sayılabilir." diyor. yayılmacı fetihler için fetih teşvik amaçlı ganimetin 4/5'i bu fetihlere katılanlara veriliyordu. böylece bu toprağa hükmedenler ve bu toprakta hükmedenler için çalışan sınıflar oluştu.

    aynı zamanlarda ali, " malı yalnızca kendin için kazanılmış düşünme,... allah'tan kork ve malını paylaş. ey çoğun çoğunu isteyen şaşkın, bunca malı toplamaktan amacın nedir? çok malı olanın ömrü mü uzuyor? utançtır insana, evinde serilip yatarken komşunun üstsüz, başsız, bükülerek yatması. utançtır yoksulu ezmek, ona zulmetmek... nasıl bir hastalıktır, sen evinde tok yatarsın etrafında deriyi kemirmeye hasret duyan yürekler varken. benim evim gelen herkesin kendi ortamıdır, kilerimiz yiyecek alana açıktır. bütün varımızı sunarız, sadece ekmek ve sirke olsa da. çok kimse çalışıp çabaladığı halde zenginliğe ulaşamazken, bir diğeri hiç emek harcamadan zengin oldu ve mal üstüne mal topladılar. ihtiyacı kadar yemek yetmez mi insana?"

    halkın canına tak edince ve o dönemin ali yanlılarından abdullah ibn saba 'nın başlattığı halk kökenli isyanla hz. osman öldürüldü ve ali başa geçirildi. ne yazık ki bu durum uzun sürmedi ve emevi sülalesi hilafet koltuğuna kendi din anlayışıyla tekrar oturdu.

    alevilerin yüzyıllardır iktidardakiler tarafından sevilmeme sebebi aslında felsefesindeki zenginlik karşıtlığından geliyor olabilir mi? belki kendileri yönetecek gücü ele geçirseler, onlar da zalim olacak. bilemiyorum.

    gel gör ki şu'nu gördükten sonra, insan sadece saygı duyuyor. umarım bir gün bu topraklarda aleviler hak ettikleri muameleyi görürler.
  2. türkiye'de daha çok siyasi ve etnik bir oluşum olarak algılanmaktadır. müzik kültürleri harikadır.
  3. türkiye müstakil bi ev olsa bağa bahçeye açılan kapının anahtarı alevilik olurdu. o yüzden sömürücü kesim anahtarı nasıl muhafaza edeceğinin hesabını yapar durur. türkiye'de yaşayan her gencin her ne kadar gizlense de arayıp bulması gerekir. arapperest dindarlık anlayışının yerine alevilik, mevlevilik gibi tasavvuf ilintili öğretileri tabana yayabilirsen yani buna gücün yeterse bahçenin kapısını açarsın. yoksa dört duvar her yer.
    abi
  4. insan sevgisi diyince aklıma gelendir. bana her daim huzur verendir. anadolunun en sevdiğim rengidir. müzik kültürünün şahsımda çok özel bir yeri vardır. hep müzik yapsınlar ben hep dinleyim. bonus
  5. herhangi bir kasıtlı sebebi olmasa dahi çok yakınımda bir alevi olmadı hiç. varsa da eminim ben bilmiyordum. zira kısa bir süre öncesine kadar şimdilerde olduğu gibi bir ayrım ve bölücülük söz konusu olmuyordu. olsa bile bu kadar büyük hasarlar yaratmıyordu. artık aleviler de haklı olarak ben aleviyim bir problemin mi var? diye ortaya çıkmak durumunda kalıyorlar sanırım. (ya da bu koca paragrafta anlattıklarım bana öyle geliyor yalnızca?)

    neyse. asıl söylemek istediğim şey insanlara, iyi şeyler söylenecek olsa bile, şunlar böyledir, bunlar şöyledir diye ayrımlar yapılmasından hiç hoşlanmam ama gördüğüm alevilerin hepsi eğitime çok önem veriyorlar, bilgi birikimleri çok yüksek, ayrıca kültürel, entelektüel olarak kendilerini ve çocuklarını iyi yetiştirmeye büyük gayret gösteriyorlar. alevi bir abla kardeşle yalnızca birkaç saat sohbetin sonunda öyle çok şey öğrendim ki. daha sonra bu durum bende farkındalık yarattı ve tanıdığım tüm alevilerin böyle birikimli olduğunu keşfettim. çok beğendiğim bir durum olmasına karşın, acaba yalnızca bir tesadüf müdür yoksa dediğim gibiyse de özel bir sebebi var mıdır merak etmiyor değilim.

    yalnız ne kadar üzücü ki, nasıl bir ülkede yaşıyorsak, zaten olması gereken bir şeyi yapıyorlar diye "hayırdır inşallah" diye meraklanıyor insan..
  6. her seçim döneminde "cemevlerine ibadethane kazandırılması" polemiğine ve siyasi ranta meze yapılan, tdk'da "hz. ali taraftarı kimse" olarak tanımlanan kavramdır.
  7. alevilik felsefesi sünnilikten bağımsızdır ama aynı coğrafyada var olduğundan kıyaslanır daima. ama herhangi bir şeye sıkı sıkıya bağımlı olmayan şahsım için bu alevilik sünnilik kıyası çoğ hoş bir fıkrayla özetlenir. efenim bir alevi dedesi taliplerine daima cennetten yer vaadetmekte ve hizmet almaktadır.gün gelir dede ölür. biraz zaman geçer üstünden talip de ölür. talip cennete gider başlar dedesini aramaya. her taşın altına bakar ama dedesi cennette yoktur. talip bakmak istemez ve konduramazsa da en son bir de cehenneme bakayım der.cehenneme gider bir de ne görsün.dede bogazına kadar gelen ateşte yanıyor. talip diyor ah dedem vah dedem sen bu hale nasıl geldin sen cennetlik adamdın. dede diyor sus talibim sus ayağımın altında bir imam var da çok şükür ki başım dışarıda.ama şu da bir gerçek ki akp dönemi imamlar mevzu bahis değildir bu fıkrada.zira onlara tanrı yeni bir cehennem yaratmak zorunda kalalı çok oluyor.not aleviyim. fıkrayı aleviliğe sıkı sıkıya bağlı olan dedemden duymuştum.
  8. yobaz bir cevrede yetismemden oturu küçükken aleviler hakkinda agir ithamlar duyardim hep. hatta gencligin verdigi dangalaklik ile birkac alevi arkadaşımı kirmistim. sonra yaş kemale erince aleviligin, ozellikle anadolu aleviliginin sunni islam dayatmalarini kabul etmeyen turkmen asiretlerinin, eski gelenek ve goreneklerini farklı bir islam potasında eritip bir kültür haline getirdiğini ogrendim.

    o gün bugündür alevilik felsefesine ve alevilere buyuk saygi duyarim. begenirim. ozellikle aleviliğin insancil tarafları cok hosuma gider.

    bize alevilerin elinden yemek yemeyin demislerdi. simdi gidip inadina yiyorum. hosuma gidiyor bu. onyargilari ve kaliplari yıkmak ve yerle bir etmek cok eglenceli :) sonuçta bu isin alevisi sunnisi yok, temiz insan pis insan ayrımı var sadece. ne rahat bir kafa.

    iki tane cocugum var, onlara da aşılıyorum bunlari. hatta alevi bir gelinim olmasini da cok isterim.

    su anda bana en yakin felsefe alevilik felsefesi. kendimi de bir alevi gibi hissediyorum zaten.

    ha, iclerinde kotu insan var midir? vardir elbet. her toplumda vardir kotu insanlar. genelleme yapmak dogru degil.
  9. ''islamdan önce de var olan, zerdüştlük devamı bir din, felsefe ve yaşam biçimi'' olabilir. olmaya da bilir. alevilik kadar üzerine konuşulan ama aslında kimsenin hakkında bir şey bilmediği başka bir konu yoktur. olaya hakim, kopyala yapıştırcı olmayan yazarlar konuyu aydınlatırlarsa sevinirim.
  10. islamdan once şamanist olan turklerin, emevi dayatmasi kati kurallarini reddetmesi sonucu olusmus kültürel birikimdir.

    insanların yaşam sekillerini, kültürlerini bir anda degistirmek mumkun değildir. şimdi bir ingilize gidip "bundan sonra arap gibi yaşayacaksın" desen, ingiliz sapitir, yapamaz. büyüdüğü kültürü bir anda terk edemez. yadirgar. zorlarsan, kendine has yeni karma ritüeller gelistirir.

    turkler de dayatilan arap gibi yaşama zorbaliginin bir tezahürü olarak alevilik kültürünü gelistirmislerdir. bu kadar basit.