1. 1980lerin sonlarında heroin isimli demo ile underground piyasasından çıkıp stüdyo kayıtlarına geçmişlerdir, jerry cantrell ve layne thomas staley double vokalde harmonik olarak mükemmel uyumlu işler çıkarmışlardır. (bkz: facelift) (bkz: dirt) albümleri grunge & heavy metal harmanlaması olarak oldukça başarılıdır.

    layne'in ölümünden sonra grup müziğe ara vermiş bu süre zarfında jerry cantrell solo albümlerini çıkarmıştır. grup 2006 yılında william duvall isimli gayet başarılı bulduğum vokalist ile tekrar bir araya gelmiştir, 90lı yılların müziğini seven arkadaşlar için denemeye değer 2 yeni albüm yayınlanmışlardır. (bkz: black gives way to blue) (bkz: the devil put dinosaurs here)

    2010 yılında sonipshere festivalinde istanbulda sahne almışlardır.
  2. şu sıralar sardırdığım grup.
    bence en iyi grunge grubu.
    bu grubu zaten biliyordum aslında ama her şey bir gün dirt albümünü öylesine dinlemem ile başladı.
    sonra layne'in sesine bağımlı oldum kelimenin tam anlamıyla. ama cidden müzikleri eroin gibi bir his veriyor. bu sene üniversite öğrenciliğim boyunca baya aç kaldığım durumlar oldu, param olmadı vs ama hep bu düşüş anlarımda alice in chains yanımda oldu.
    özellikle aç ve yorgun iken bir sigara yaktığım zaman müziklerini tam hissedebiliyorum.
    misal them bones ilk kalbimi vuran şarkı oldu.
    şu kısım beni özetler halde "i feel so alone gonna end up a big ole pile of them bones."
    tam hayat mottosu niteliğinde benim için.
    son dört beş yıldır intiharı kafasından bir an için bile çıkarmayan ben ölümün ne demek olduğunu az çok idrak edebiliyorum.
    sonra dam that river ile devam etti falan ama junkhead de them bones kadar vurucuydu.
    özellikle layne'in o distorte sesi ve jerry'nin en karanlık rifflerinden biri ile şarkı adeta bana eroin hissini yaşatdı.
    kısacası alice in chains hep kötü anlarımda beni bana anlattı, yanımda oldu.
    grubu benim için ilgi çekici kılan bir diğer özelliği ise o harmoniler.
    daha önce hiçbir grupta duymadığım enteresan vokal harmonileri var ve bu grubu tüyleri diken diken eden bir niteliğe sokuyor.
    zaten dirt, facelift falan tamam karanlık ama bence müzikal zirvesi self titled albümdür (tripod ya da three legged dog diyen de var).
    sludge factory gelmiş geçmiş en ağır şarkı olabilir.
    tamam sludge metal, stoner rock, acid rock vb.var ama bence çoğu dinlenilebilir değil.
    layne'in trajik ölümü kısmen underrated olması vb. aşık olmama yetti zaten.
    ayrıca layne bana bir vokalin nasıl olması gerektiğini öğretti. artık efsane diye addedilen birçok metal rock vb. vokali benim için birbirinin kopyası gibi.
    ayrıca oktav yüksekliği falan önemli değilmiş. önemli olan kendine has (unique), yaratıcı, yenilikçi (innovative) ve hissettiren (emotional) bir vokalin olmasıymış.
    bunu bana hissettirdiği için alice in chains'e sonsuz teşekkürler.
    biliyorum çok dağınık oldu yazı ama içimden gelenleri doğaçlama aktarmak istedim sadece. daha sayfalarca da yazabilirim zaten.
    alice in chains hayata tutunamayan, dipteki insanların grubudur. hep öyle oldu hep de öyle olacak.