1. bebeğinizmiş gibi bakımını yaptığınız işletim sistemi. sevdiriyor kendini.

    kurulum aşaması windows gibi next next next..'ten ibaret değil. bilgisayardaki her bir deliği tanımanız gerekiyor sisteme. mesela ben mikrofon kullanmıyorum, o zaman mikrofon sürücüleri de kurmuyorum. veya kuracaksam hangisini kuracağımı seçebiliyorum. aynısı bütün donanımlar için geçerli. bunun faydası da şu, mesela bilgisayar masaüstü ve siz kablo ile internete erişiyorsunuz. dolayısıyla wireless driver'ı kullanmaya gerek yok. yüklemeyip es geçiyorsunuz. gereksiz yük olmuyor.

    bitti mi? hayır. yüklendiğinde sizi simsiyah bomboş bir ekran karşılıyor. kurduğunuz klavye sürücüsüyle orada da bir iki şey konfigüre ediyorsunuz.

    sonra pencereleri idare edecek yazılımdan tutun(*:evet onu da siz yükleyeceksiniz) da fare imlecinin nasıl olacağına kadar ayarlıyorsunuz. görüntüyü, masaüstü arkaplanını, hatta isterseniz arkaplanı denen şeyi komple kaldırıp oraya matrixteki akan harfler gibi şeyler de koyabiliyorsunuz.

    saatler süren kurulum ve konfigurasyon işleminden sonra da gerekli programları kuruyorsunuz. hazır oluyor.

    ne eksik ne fazla bir sisteminiz oluyor. mis gibi.

    hatta bunun bir iki ileri aşaması olan bir sistem var, kurulum 2-3 gün sürüyor sanırım. sonucunda dünyadaki en optimize sistem sizin oluyor. (bkz: gentoo)
  2. aur denilen mükemmel bir repo'ya sahip olan işletim sistemi.

    eğer aradığınız program aur'da yoksa, o programın linux sürümü henüz çıkmamış demektir.
  3. fazlasiyla fantezidir. isletim sistemini bir arac olarak degil amac olarak kullananlar tarafindan tercih edilir. daha da fantezi yapmak isterseniz:

    (bkz: linux from scratch)