1. üniversite mezunlarının 6 ay, olmayanların 12 ay yaptığı şey. vatana hizmet deniyor ama ben vatana olan borcumu(olduğunu varsayarak) bu şekilde ödemek istemiyorum. vicdani ret veya profesyonel askerlik uygulaması şart bence. mayıs ayında yapmaya başlayacağım şey ayrıca. askeri psikiyatrist bir sorun görmezse tabii. tecrübelerimi ve bende bıraktığı izlenimleri yazacağım.
  2. gençliğinizin en güzel zamanlarının gasp edilmesinin vuku bulduğu mecburi hizmet. kendini hümanist addeden er kişi için sınanma yeridir.
  3. öldürmeyeceğim ve kimsenin askeri olmayacağım. vicdani ret insanlık hakkıdır
  4. türkiye cumhuriyeti gibi ordusuyla haklı olarak övünen bir ülkenin hala profesyonel orduya geçmemiş olması tuhaf. ancak binlerce yıldır ordu millet anlayışını benimsemiş bir milletin askerlik konusunda sızlanması daha da tuhaf. yani süresi uzun dersin, şartları kötü dersin o kadarını anlarım da ne diyeyim beyler, helal olsun. ben sizin bu düşündüklerinizi düşünsem bile utanır da buraya yazamazdım.

    ekleme: tekrar helal olsun. şanlı bir bayrağın gölgesindesiniz ya nasılsa, konuşun bakalım. yarın öbür gün allah göstermesin bir savaş çıkarsa eli silah tutanlar askere alınır ama siz silah sesi duyduğunuzda ödünüz patlamayacak kadar eğitilene kadar herhalde savaşı kaybetmiş oluruz. barış zamanı var savaş zamanı var. barış zamanı böyle konuşursunuz savaş zamanı da el bebek gül bebek olup o benimsemediğiniz milli değerleri de arkanızda bırakır gidersiniz. artık imkan varsa gelişmiş bir yere, yoksa suriyeliler gibi nereye gidebilirseniz oraya. bu vatan için ölmek de benim gibi "gericilere" kısmet olur ki şahsen bundan şeref duyarım.
  5. korkulacak bir şey değildir. lakin fazla uzun olduğu göörüşündeyim.
    gençlerimizi çeşitli kollara bölerek (ulaştırma, muhabere, komando gibi) temel eğitimlerinin verilerek tekrar kısa bir zamanda sivil hayata gönderilmesi daha mantıklı gelmektedir.
    herkesin durumu iyi olmayabilir, eve bakan tek çocuk bile olabilir, bu yüzden bu çocuğu (gereksiz nöbet tutturma gibi) uzun tutmanın bir gereği yoktur.
    askeri severiz ve her zaman seveceğiz. yoksa asker eğlencesi yapar mıydık?
  6. küfür etme, sigara alışkanlığını kazanabileceğin, bilimum zihinsel ve fiziksel rahatsızlıklar geçirebileceğin, tahammül sınırlarını genişletebileceğin, çeşit çeşit insanları gereğinden fazla yakınından tanıyabileceğin, mantıksızlıklar diyarıdır askerlik.
  7. drunkard'ın yazısını gözlerim belermiş bir şekilde okuduktan sonra aklıma geldi ki
    asker hakları diye bi site var, bu da burda bulunsun. birine lazım olur.

    kendi deyişleriyle ;
    "askerliği sırasında başta fiziksel şiddet (dayak), sözlü hakaret (küfür) ve işkence olmak üzere herhangi bir insan hakkı ihlaline MARUZ KALAN ya da TANIK OLAN kişilerin, MECLİS İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU’na başvurmalarına yardımcı olur. Şikayetçi olmak isteyenlere, dilekçe yazımında destek olur.
    zorunlu askerlik sırasında maruz kalınan kötü muameleler ve işkenceler konusunda kamuoyunda bir farkındalık oluşturmak ve mağduriyet yaşayanlara yol gösterici olabilmek amacıyla askerlik sırasında yaşanan hak ihlalleri ile ilgili basında çıkan haberleri bir araya getirir ve düzenli olarak yayınlar.
    gönüllülerden oluşan ve verdiği destekler karşılığında hiç bir maddi karşılık beklemeyen bir sivil toplum girişimidir ve insan hakları konusunda faaliyet gösteren önde gelen derneklerle ortak hareket eder."
  8. drunkard'ın yazısı çok bilgilendirici olmuş. ancak onun durumu da biraz farklı. sürgün yeri sonuçta. ha, böyle basit bir şey için sürgün olur mu derseniz bence olmaz o ayrı. arkadaş epey sıkıntı çekmiş. ona bu noktadan sonra itiraz edilemez.

    ama siz askere gitmeseniz de böyle bir müessesenin varlığı elzemdir. profesyonel bir ordu olsaydı o zaman bu başlık altında söylenenler bir nebze mantıklı olabilirdi. ancak şu an anlamsız. askerde şartlar olumsuz olabiliyor, ona eyvallah. ama sen gitme, ben gitmeyeyim allah korusun yarın bir savaş olsa kim koruyacak bu vatanı?
  9. vatani vazife. ne zaman ve ne kadar uzunlukta yapıldığı ile ters orantılı bir şekilde bünyede etkileri vardır. öngörülen yaşta ^:18^ gidildiğinde sıkıntı yaşamak olasıdır. o yaşta anne-babasından bile emir almaya alışık olmayan genç bünye bir anda asker ocağına düşünce yalpalayacaktır. çoğu duyguyu asker ocağında tecrübe etmek genç nesillerde iz bırakabilir. bu anlamda karakterini de şekillendirecektir ki bu nokta önemlidir. "üniversite okuyayım, bir de cila niyetine yüksek lisans patlatayım." şeklinde bir tavır ile askere teslim olmak bir nebze de olsa yüreklere su serpebilir. bu durumun sıkıntısı ise, karakterine ^:bir karakter sahibi olmak şartıyla^ ters düşecek hal ve oluşumlara karşı siper alma ihtiyacı duymaktır.

    bakıldığında her iki yaşta da benzer sıkıntılar vardır. fakat; yine de, ilerleyen yaşlarda askerliğin mentalitesini-tabiri caizse mantığını-anlama süresi kısalacaktır. zaten ne olup bittiğini anlayana kadar askerlik vazifesinin de sonlanacağı gerçeği karşısında yapacak fazla bir şey yok gibidir. herkesin askerlikle ilgili bir anısı vardır ve o anı ne kadar küçük de olsa emin olun ki saatlerce anlatılabilecek kadar uzundur^:kendimden biliyorum^. sivil hayatta bir daha giremeyeceğiniz yerlere girmek ^:en güzel sahiller askeri bölgelerdedir^, göremeyeceğiniz insanları görmek ^:esrarkeşler, jiletçiler yanında çok kaliteli üst rütbeliler^ ve belki de yapmayacağınız şeyleri yapmak ^:kum torbalarını bir oraya bir buraya sonra bi daha oraya taşımak^ için ideal yerdir asker ocağı.

    duruşu, fikirleri ve yönetimiyle hayat felsefenizi gözden geçirmenizi sağlayacak subaylarla karşılaşabileceğiniz gibi tüm bu kazanımlarınızı bir çırpıda silebilecek ve sizi omuzundaki rütbeleri hangi amaçla almış olabileceğini düşünmeye sevk edebilecek komutanlarla yüz göz olabileceksinizdir. sonuçta terazi dengeyi bulacak ve teskereyi hak edeceksinizdir. hayırlı teskereler!