1. eşli bataktan nefret edip,ihaleyi ve gömmeliyi çok severim.koz maçada güzeldir ancak biraz daha kolay geliyor bana. bilmeyenler üniversiteden mezun olamıyormuş arkadaşlar.
  2. bilmediğiniz takdirde ortamlarda "naasııl bilmiyoon ya" bakışlarıyla karşı karşıya bırakan, ortamı yapmak için zemin hazırlayan ve öğrencilerin hayat damarı olan bir oyundur.
  3. derlerki batakta ve evlilikte eşiniz kötüyse elinize mahkumsunuz.
  4. lisedeyken dördüncü kişi eksikliğinde ben de oynardım (evet cinsiyet ayrımcılığı ama beylerin oynayışını izleyip gaz vermek de eğlenceliydi ;))
    3-5-8 ler, kingler,hey gidi günler hey :)
  5. uzun yıllardır oynamadığım oyun.
  6. yatılı okulda yıllarca sabahlara kadar oynadığım, şimdilerde ise arkadaşların zorlamasıyla oynadığım kart oyunu.
    püf noktası elinin ne aldığı değil rakibinin ne alamadığıdır.

    tanım: kendi içinde çeşitleri olsa da temel mantık elindeki kartlara göre alabileceğin sayıyı söyleyip oyun içinde en yüksek eli alabileceğini iddia eden oyuncunun koz seçmesiyle oyunu başlatmasıdır.
    oyundaki kartların kuvvetlerinin sıralaması as-kral-dam-vale-10-9... şeklinde devam etmektedir. oyuncu sıra geldiğinde elindeki en yüksek kağıdı atmak zorundadır. el kimde kalırsa o eli kazanmış sayılır. şayet elinde yerdeki türden (sinek-karo-maça-kupa) kart yoksa oyun başında seçilen kozdan herhangi birini atabilir ve yerdeki en yüksek kozu atan kişi elin galibi sayılır.
    oyunda kozu seçen kişi veya takım iddia ettiği sayıda eli almak zorundadır alamazsa batmış sayılır ve kaça girdiyse o kadar eksi puan hanesine yazılır.
  7. üniversite hayatıma renk katan, uzun ders aralarını çekilebilir hale getiren oyun.

    hep merak ederdim bu oyunu ama tanışabilmek üniversitenin üçüncü yılına denk geldi. oyundan ziyade aslında oynarken dönen muhabbetler çok güzel olduğu için vakit hızlıca geçiyor.