• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (9.00)
blade runner 2049 - denis villeneuve
ilk filmin olaylarının üstünden 30 yıldan fazla zaman geçmişken, los angeles polis departmanı'nda görev yapan memur k (ryan gosling) insanlığı büyük kargaşaya sürükleyecek, hatta sonunu bile getirebilecek bir sırrı ortaya çıkarmıştır. bir felaketi önleyebilmesi için eski ödül avcısı rick deckard'ı (harrison ford) bulup ondan bazı sorularına yanıt alması şarttır.


  1. altında ağlayabilmek için üşenmeyip başlık açtığım ridley scott filmi
    ilk filmi ne kadar sevdiysem devam filmini o kadar sevmedim
    vizyonda sansür haberleri dönüyordu, ben sonradan izledim ama izlediğim en softcore filmlerden biriydi, sansürü tam olarak neresine, nasıl uygulamışlar accayip merak ediyorum.
    uzun film severim, o kadar severim ki üst üste trier, haneke izlemişliğim vardır, ama bu film 2 saat 45 dakika süresiyle izleyicisine can çekiştiriyordu. karakterlerin diyaloglarında sessizlik unsuru çok fazla kullanılmış, o sırada settingde inceleyecek bir şey olsa yine tamam ama o da yok. hareketler zaten accayip yavaş. o yumruk kalkıyor, surata ulaşması 15 saniye falan. sanki the stars my destinationda dövüş sahnesi okuyorum, öyle bir yavaşlık.
    yine de androidlere tapıyorum, o yüzden bellek ve gerçeklik konusuyla ilgileniyorsanız muhakkak izleyin.
  2. öncelikle ilk filminden bahsetmek istiyorum. blade runner (1982) sinema alanında distopya evrenleri arasında en başarılılarından biridir. hatta bana göre en iyisidir. şimdi bu film bildiğimiz bilim kurgu filmlerinden ayıran nedir? blade runner'da olaylar her ne kadar gelecekte geçse bile öyle düşündüğümüz gibi ütopik bir dünya oluşmamış aksine dünya boka sarmıştır. yeni teknolojik ürünler var mı elbette var ama bu ürünler halka refah getirmemiştir. şehirler alabildiğine kalabalık, sokaklar alabildiğine pis, hep karanlık ve hem kavga sesleri... buna rağmen burjuva sınıfı halen saray gibi binalarda, refah içinde dilediğince yaşayabiliyorlardır. şimdi bir de replicant olayları var ki asıl anlatmak istediği şey bu yaptığımız klonların da duygularının olup olmadığı değil, o kadar karıştığımız bir dünyada acaba kendinizin gerçek mi yoksa replicant olduğunuzu nasıl fark edebileceğinizdir. yani olay burada başlıyor. bir düşünün bir ürünün sahte olup olmadığını çok rahat anlayabilirsiniz. peki ya kendiniz sahte olsaydınız ?

    blade runner 2049 filmi benim için tarihteki nadir güzel devam filmlerinden biri. rick deckard güzel bir oyunculuk sergilemiş. sahne geçişleri güzel. konu ve karakterler filmin geçtiği evrene gayet uygun. müzik tek kelimeyle şahane. yalnız şöyle ufak bir eksikliği var filmin o da eski filmle bir bağlantı kurmuş olması. yani ben şahsen harrison ford'un oyunculuğunu beğenemedim ki adam yaşlandı da zaten. bir de şehir içini daha çöplük yapabilirlerdi ilk filmdeki gibi ama olsun bunlar ufak detaylar.

    !---- spoiler ----!

    son sahnede k'nin karda yatıp ölmek üzereyken hissettiği yalnızlık seyirciye çok güzel aktarılmıştı. resmen yüreğim burkuldu.

    !---- spoiler ----!
    zup
  3. ilk filmin oluşturduğu evrene son derece sadık şekilde çekilmiş bir devam filmi. gişede böylesine hüsrana uğraması çok acı.
  4. aksiyon filmi olabilecek bir malzemeden dram yapmaya çalışmaları resmen tuzlu pasta yapmaya benzemiş. o durgun sahnelerin gereksiz uzunluğunun izleyiciye tek anlattığı "beni boşuna izleme" duygusu.

    !---- spoiler ----!
    halbuki malzeme çok kaliteli. sadece virtual girl joi'nin duyguları gerçek mi yoksa sadece joe'nun duymak istediklerini mi söylüyor üzerinde bile saatlerce tartışılabilir. tek başına bir film yaratılabilir.
    !---- spoiler ----!

    ford abimiz nedense hiç oynayamamış.

    şu film aksiyon, polisiye ve macera üzerinden koşsa çok başarılı olurdu. onun yerine dev kadın heykelleri izledik.
  5. "oo hadi şöyle kaliteli bir aksiyon filmi izleyelim" diyerekten izlemeye başladığımız fakat heyecanımıza maalesef yanıt alamadığımız "filmi slow motion mı çekmişler napmışlar?" dedirtecek kadar ağır aksak 2017 yapımı devam filmi.

    7 dakika adamın kapalı bir mekanda yürüyüşünü çekmişiniz, çekin tabii çekmeyin demiyoruz da 7 dakika çekmeyin. hadi 7 dakika çektiniz bir diyalog bir şey olsun, dağılmayalım. o da mı yok tamam, sanatın suyunu çıkaracaksınız bari seyirciye "aman allahım ne sahne, ne görsellik" dedirtecek bir şeyler gösterseydiniz. o da mı yok? yok.

    dev kadın büstleri falan var, çok güzel. hikaye çok yavan ve basit. konuya girmeleri zaten takribi 30 dakika sürüyor. zeka işi aksiyonu bırak, aksiyona bile doyurmadı, sevemedim. trailer