• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.67)


  1. kadın erkek ilişkileri ve özellikle evlilik kurumuna yönelik ince tespitlerin yer aldığı film. bir nevi malumun ilanı.
  2. !---- spoiler ----!

    toskana'da aşk başka nasıl anlatılır? aşk yuvası küçük oteller, kafelerde birbirinin gözüne bakan âşıklar... bir çift gibi görünmeye çalışan bir kadın ve bir erkek... adam, bir konferansa konuşmacı olarak katılan ingiliz bir yazar; kadın, fransa'dan gelen bir sanat galerisi sahibi. işte herhangi bir zaman, herhangi bir yerde, herhangi birinin başına gelebilecek bir öykü...

    !---- spoiler ----!

    juliette binoche'ye 2010 cannes'ta en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandıran etkileyici bir yapım. filmin yönetmen koltuğunda ise yeni kaybettiğimiz abbas kiyarüstemi var. etkileyici hikaye mükemmel derecedeki diyaloglarla desteklenmiş. harika oyunculuklarsa işin tuzu biberi olmuş. özellikle juliette binoche oyunculuğuyla kendine hayran bırakıyor.
  3. sadece bir dâhinin çekebileceği bir film.

    !---- spoiler ----!

    birbirleriyle çok az tanışık olan bir kadın ve bir erkek italya'nın toscana bölgesinde güzel bir bahar günü bir gezintiye çıkacaklar. erkek toplum ve sanat ilişkisi üzerine kafa yoran bir yazar. kadın ise tek oğluyla kendisini italya'nın ortasına sıkışıp kalmış hisseden bir sanat tarihçisi, aynı zamanda bir antika dükkanı işletiyor.

    beklenebileceği üzere sohbetleri sanat ve toplum üzerine çeşitli gözlemler, atışmalarla başlıyor. ancak özellikle kadının özel hayatında yaşadığı depresyon konuyu kaçınılmaz şekilde aile kavramına, karı-koca ilişkilerine, çocuklarla ilişkilere getiriyor.

    ve filmin sürprizi: kadın ve erkek bir kafedeki yaşlı bir italyan kadının ilhamıyla çaktırmadan, usulca 15 senedir evli bir çiftin kimliklerine bürünüyorlar! belli ki böyle bir ruhsal ve zihinsel deneyimin açlığı içindeler. ve kimsenin kendilerini tanımadığı bu italyan kasabası bu deney için mükemmel bir ortam değil mi? dahası, rollerini öyle bir içtenlikle ve tartarak oynuyorlar ki bir kez olsun dönüp "hadi ama 15 senedir evli bir adam böyle söylemez" demiyorlar. gerçeklik ve kurgu algımız karışıyor. "orijinal" ve "kopya" sanki yer değiştiriyor.

    evet işte, 15 senelik bir evliliğin orijinal kopyasıyla karşı karşıyayız. hem de hakikisinden daha iyi! çünkü bunda birlikteliğin özünü bulanıklaştıran gündelik sıkıntılar yok. kadının ve erkeğin dünyalarının nasıl bazen çatıştığını, fakat sonunda nasıl uyumu yakalayabileceğini, gündelik dertlerden bağımsız olarak görebiliyoruz. ve bu benim evliliğime öyle fena derecede benziyor ki...

    filmde diğer bir orijinal/kopya teması şu olabilir: erkek filmin başında rahat ve hayatın tadını çıkaran, umursamaz taraf iken filmin sonunda roller değişiyor. söz konusu olan filmin başındaki gibi entelektüel zihin jimnastiği ise erkek teoride çok iyi. hayatı çözmüş. ama filmin sonunda kendini orijinalinin kopyası bir evliliğin içinde bulunca, tüm zorlukların içinden hayatın tadını bulup çıkaran kadın oluyor.


    !---- spoiler ----!
    kesinlikle iki kere izlemeye değer.