-
- izledim
- izliyorum
- izlemek istiyorum
-
youreads puanı (9.50)
cosmos: a spacetime odyssey(bir uzay serüveni); carl sagan, ann druyan ve steven soter tarafından yazılan, cosmos: a personal voyage'ın devamı niteliğinde bir belgesel dizidir.[1] sunuculuğunu neil degrasse tyson (ilk sunucu carl sagan'ın eski öğrencisi, astrofizikçi) üstlenmektedir. ilk dizi gibi 13 bölümden oluşmaktadır. (vikipedi)
-
carl sagan dan bayrağı devralan neil degrasse tyson ın anlatımıyla yayınlanmış belgesel. evrende mutlak düzen olduğunu düşünenlerin mutlaka izlemesi gerektiğini düşünüyorum. başarılı animasyonlar ve hiç sıkmayan anlatımıyla bir oturuşta bitirilebilir tüm bölümleri. -
carl sagan ın şu sözleriyle biten belgesel serisi
işte orada.
orası evimiz.
bizler oradayız.
sevdiğiniz herkes
tanıdığınız herkes
duyduğunuz herkes
gelmiş geçmiş tüm insanlık
hayatlarını orada yaşadı.
bütün neşe ve kederlerimiz
kendinden emin binlerce din,
ideoloji ve ekonomik doktrin.
bütün avcı ve toplayıcılar
bütün kahramanlar ve korkaklar
bütün uygarlık kuran ve yıkanlar
bütün krallar ve köylüler
bütün aşık çiftler
bütün anne ve babalar
umut dolu çocuklar
mucitler ve gezginler
bütün ahlak öğretmenleri
bütün yozlaşmış politikacılar
bütün süperstarlar
bütün büyük liderler
türümüzün tarihindeki tüm
azizler ve günahkarlar
burada
günışığına asılı bu toz
zerresi üzerinde yaşadılar.
dünya, muazzam kozmik alanda.
çok küçük bir sahnedir.
tüm o generaller ve hükümdarlar tarafından
şeref ve zafer içinde
dönemlerinin efendileri olmak için
döktükleri kan ırmaklarını düşünün
yalnızca küçük bir noktanın
bir bölümünde.
bu küçük pikselin bir
köşesinde yaşayan sakinlerin
diğer bir köşenin farkları zorlukla
ayırt edilebilen sakinlerine
yaptıkları bitmek bilmeyen
zorbalıkları düşünün.
yanlış anladıkları
ne çok şey vardı.
birbirilerini öldürmeye
ne kadar da hevesliydiler.
nefretleri ne kadar da ateşliydi.
afra tafralarımızın
hayali ben merkezciliğimizin
ve evrende ayrıcalıklı
olduğumuza dair yanılgımızın.
boyunun ölçüsü bu soluk
ışıklı nokta tarafından alındı.
gezegenimiz
onu saran devasa
kozmik karanlıkta
yapayalnız bir noktadır.
bütün bu karanlık
ve enginlik arasında
bizi kendimizden korumak için
başka bir yerden yardım
geleceğine dair hiçbir iz yoktur.
dünya, şimdilik bildiğimiz
tek yaşam barınağı.
en azından yakın gelecekte
türümüzün göç edebileceği
başka bir yer yok.
evet, ziyaret edebiliriz.
ama yerleşmek?
henüz değil. hoşunuza gitsin ya da gitmesin.
dünya, bu zamanda ayakta
kalabildiğimiz tek yerdir.
gökbilimin insanı mütevazi yaptığı
ve karakter geliştirdiği söylenir
insan kibrinin ahmaklığını
uzaktaki bu görüntüden daha iyi
vurgulayan bir şey yok gibi.
bana göre bu görüntü
birbirimize nezaketle yaklaşma
ve bu soluk mavi noktayı koruma
ve gözetme sorumluluğumuza vurgu yapar.
şimdiye dek bildiğimiz tek yuvayı
- carl sagan -
bu alanda izleyebileceğimiz en iyi yapım olduğunu düşünüyorum.her ne kadar carl sagan'ın anlatımının neil degrasse tyson'dan daha iyi olduğu söylense de bu yeniden uyarlama güncelliğe ve başarılı animasyonlara sahip. -
insanoğlunun küçüklüğünü gösteren, her anlamda küçüklüğünü, en etkin belgesel dizisidir. basit ve samimi bir şekilde anlatımı takip etmeyi ve anlamayı kolaylaştırır. -
carl sagan'a ait olsa da sözler neil degrasse tyson daha etkileyeci anlatıyor bence. bi de ben müslüm gürsese benzetiyorum. sizde de oluyo mu bilemem ama..
(bkz: müslüm gürsesle kozmolojiye giriş) -
izleyecek olanlara tavsiye. cosmos u izlemeden önce şu videoyu izleyin. cosmos u izledikten sonra yine aynı videoyu izleyin ve farkı kendiniz görün. -
the ship of imagination çift motorluymuş. gemiyi evrende heryere sokup çıkaran diyar diyar dolaştıran bu motorların biri bilim, diğeri hayalgücüymüş. -
bu belgesel o kadar güzel ki bu durum diğerlerine biraz haksızlık oluyor. bir kere zamanda ve mekanda serbestçe hareket ediyor. yeri geliyor animasyon kullanıyor. yeri geliyor evrenin başlangıcına gidiyor yeri geliyor geleceğimizi gösteriyor. bazen galaksimize dışarıdan bakarken bazen de tardigrarlari ziyaret ediyor.
benim en sevdiğim kısmı ingiltere ve italya sokaklarında ve newton'nın evinin önünde çekilen sahneler. o kadar güzel ki belgesel bitince "benim ne işim var burada?" hissi uyandırıyor. gitsem gorsem oraları ne güzel olurdu.
adamlar masalsı bir dille olayı anlatmışlar. size de sadece izlemek duser. fakat şunu söyleyebilirim ki bu belgeselin en büyük katkısı anlattıkları olmayacak, sana aşıladığı öğrenme isteği olacak. -
(bkz: cosmos: a personal voyage) ın devamı niteliğinde (geçen yirmi yıl ile gelişen ve değişen bilgiler içerse de hemen hemen aynıdır.) 13 bölümlük uzay zaman belgeseli. neil degrasse tyson sunmuştur.
gayet zevkli bir anlatımı olduğu bilinen neil degrasse tyson bu belgeselde biraz daha ciddidir. ama asla sıkmaz izleyiciyi.
ve görsel olarak çok başarılı bir belgeseldir içine çekebilecek kalitede bazı sahneleri vardır. -
türkçe dublajını haluk bilginer'in yaptığı, alanında yapılmış en iyi belgesellerden biri. ne çok teknik bilgiye girip insanı sıkıyor ne de çok temel bilgiler üzerinde duruyor. tarihi olayların animasyonlarla canlandırılması da ayrı hoşuma gitti. izleyebiliyorsanız fullhd indirip izleyin. çünkü aynı zamanda tam bir görsel şölendir.