• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.80)
dabba - ritesh batra
yanlış ulaştırılan bir sefer tası ila singh'ten, saajan thomas'a ulaşınca bu yanlışlık iki insanı biraraya getirir ve aralarında hayali bir ilişki başlar. kadın, gizemli karşı tarafa yemekler pişirerek onunla iletişim kurmaktadır. sefertasının içine koydukları notlarla yazışmaktadırlar. bu notlarda hayalgüçlerini o kadar zorlarlar ki adeta gerçek hayattan koparlar.


  1. bombay'da meşhur bir gelenek: 5000 dabba (sefer tası) dağıtıcısının oluşturduğu bir topluluk var. bu babadan oğula geçen bir meslek. her sabah bu dağıtıcılar kadınların evde yaptıkları sıcak yemekleri eşlerinin iş yerlerine taşıyorlar ve boş kutuları da akşama doğru eve geri getiriyorlar. 120 yıldır işyerlerinde ev yemeği lüksleri var. harvard üniversitesi bu konuda bir araştırma yapmış, 8 milyon sefertasının yalnızca 1 tanesi yanlış adrese gidiyormuş. işte bu film, o 1 tanenin hikayesi!
  2. "anlatacak birileri olmayınca yaşadıklarımızı unuturuz!"

    filimle ilgili aklıma kazınan yegane cümle.

    ritesh batra'nın senaryosunun kedi yazıp yönettiği lezzetli ve bol baharatlı güzel bir film. şehir karmaşasını da, şehir insanlarının ilişkilerini de anlatırken birbirine yabancı iki insanın hayatı birbirine kesiştirmiş ve konuyu dağıtmadan bu iki insanın hayata tutunma çabasını çok güzel anlatmış.

    oyunculuklar abartısız ve içten. ve son derece gerçekçi bir film.
    senaryo bence çok başarılı ve yukarıda verdiğim örnekler gibi bir anda insanın içine oturan replikler barındırıyor.
    romantik bir film ama komedi unsurları da içerip olmadık bir yerde tebessüm ettiriyor insana. kendinizi oyuncuların yerine koyarak izliyorsunuz. karakterler öyle doğal, öylesine içimizden.

    belki de bu sebepten izlediğim en güzel filmlerden biri olarak görüyorum hala.

    şimdilerde unutulan inceliklerle başlayan bu güzel hikayenin sonu senin hayal gücüne kalmış.
    ben mutlu sonla bitirdim onların hikayesini...
    belki sen başka bir son yazarsın ...
    kim bilir?
  3. hintçe özgün ismi: dabba, ingilizce ismi: the lunchbox, türkçe ismi: sefer tası

    hint sinema yapımcısı ritesh batra'nın yazdığı ve yönettiği romantik drama filmidir. film, hindistan merkezlidir ama bollywood yapımı değildir. çok uluslu film stüdyolarının ortak çalışmasıdır. ilk gösterimi 2013 mayısında düzenlenen 66. cannes uluslar arası film festivalinde yapılmıştır.

    filmin hikâyesi hindistan'ın kalabalık şehirlerinden bombay'da geçmekte. dabba, hint lisanında "sefer tası" anlamına geliyor. kadınların evde yaptıkları sıcak yemekleri öğle yemeği için eşlerinin iş yerlerine taşıyan ve akşamları boş kutuları eve geri getiren geleneksel bir sefer tası dağıtım sistemi var. içerisinde aracılık işini yapan yüzlerce dağıtıcı işletme ve dağıtımı yapılan milyonlarca sefer tası barındıran bu sistem, neredeyse kusursuz bir şekilde yıllar boyunca sürdürülmüş düzenli bir sirkülasyona sahip. fakat, bu işi yapan dağıtıcılardan biri, adreslerden ikisini birbirine karıştırır. aracının yaptığı bu adres hatası, mutsuz bir evlilik yaşayan ila ile eşini kaybettik sonra yalnız bir hayat sürmekte olan saajan'in arasında bir mektup arkadaşlığının başlamasına vesile olur. biri genç bir ev kadını olarak, diğeri ise artık emeklilik yaşına gelmiş bir memur olarak monoton hayatlar yaşayan bu iki insan, tavsiye alış-verişi ile birbirlerinin hayatlarına dokunacaklardır.

    sıcak ve samimî diyaloglarıyla, kâh hüzünlendiren, kâh tebessüm ettiren sahneleriyle insanı ve insan ilişkilerini ön plana koyan dabba, aynı zamanda harcanan emeğin maddiyattan ziyade manevî boyutta olduğu izlenesi bir sinema yapıtıdır.
  4. hint filmi ama hiç dans sahnesinin olmadığı, hint müziğinin ise oldukça sınırlı şekilde kendine yer bulduğu türden bir hint film, 2013 yapımı.

    sessiz sakin, duygusal bir film. büyük oranda biribirini tanımayan iki yabancının mektuplaşmalarıyla akıp gidiyor. hoşça vakit geçirmek için ideal, ailecek izlemelik. yer yer komik, yer yer hüzünlü. hiç haberim olmayan harika bir hindistan geleneğinden haberdar olmama da vesile oldu.

    1 saat 44 dakikalık süresiyle diğer hint filmlerine kıyasla epey kısa. izlemeye değer. trailer
  5. özeti okuduğumda oldukça zorlama bir senaryo olabileceğini düşünmüştüm.

    fakat her şey o kadar doğal ifade edilmiş ki; el yazısıyla bir mektup neticesinde oluşan heyecan, merak, el titremesi, gizleme hali.. her şey çok kişisel hissettiriyor.

    öyle büyük bir aşkı da anlatmıyor üstelik. nezaket, tereddüt, savunmasızlık filmin genel tezahürleri. hiç bilmediğin- görüşmediğin birine duyduğun güven- güvensizlik hali tatlı bir biçimde işlenmiş.