1. 1955 İran doğumlu görüntü yönetmeni. Danny Boyle, David Fincher, Roman Polanski, Jean-Pierre Jeunet, Bernardo Bertolucci, Wong Kar Wai ve Michael Haneke gibi büyük yönetmenlerle çalışmıştır fakat daha çok Woody Allen ile birlikte anılır.

    Geçenlerde indiewire sitesindeki bir röportajına denk gelmiştim. Kısıtlı bütçeye sahip Görüntü Yönetmenliği hakkındaki tavsiyeleri arasında 2 madde dikkat çekiciydi. Çevirebildiğim kadarıyla:

    "Kendinize bir geniş açı seçeneği bırakın.
    Çekim yapacağınız alanı en ince ayrıntısına kadar tanıyın. Çünkü stüdyo çekimlerindeki gibi etrafınızdaki duvarları hareket ettiremezsiniz. Kameranızın dar alanlarda rahatça dolaşabilmesi gerekir. Ayrıca bu alanı geniş açıda görüntüleyebilmek için kullanacağınız geniş-açı lensin abartılı ve bükümlü bir görüntü vermemesi lazım. Bölgeyi düzgün bir geniş açıyla görüntüleyebilmek için yeterince geriye gidebilecek alanı kendinize yaratabilmelisiniz. Eğer yapamıyorsanız, yönetmenin istediği doğru açıyı bulabilmek için buna uygun başka bir konumda çekim yapmalısınız. Diyelim ki "sinemaskop anamorfik 2.35:1" değerlerine sahip bir lens ile çekim yapıyorsunuz. Alanın yüksekliğini de kadrajınıza dahil edebilmek için oldukça geriye gitmek zorundasınızdır. Diğer türlü her zaman bel plan(medium shot) ve yakın plan(close-up) çalışırsınız. Eğer çekim yapacağınız konumu iyi bir şekilde keşfetmezseniz, sonuç pek iç açıcı olmayacaktır. "

    "1 tane güçlü temanız olsun, bir çuval dolusu değil.
    Film yapımı ile ilgili öğrendiğim en geçerli şey, güçlü bir konsepte sahip olmaktır. Tek bir güçlü konsept size daha kesin ve sanatsal bir çalışma olanağı sağlar. Bu da size birbiriyle ilişkili bir sürü fikir yaratma imkanı sağlayacaktır. Bir ağaç misali; ana temanın üzerinden her sahne için ayrı fikirler üretebileceksiniz. Çalıştığım bütün büyük yönetmenlerin tarzı budur. Görsel olarak tek bir güçlü temaya sahiptirler ve filmlerine bir kimlik veren de budur. Bir sürü fikir; görsel anlamda bir tema oluşturmalarına engel olur. Mesela ‘To Rome With Love’ filminde ana tema renklerin doygunluğudur.
    İtalyanların sahnelerinin 60'lar ve 70'ler İtalyan sineması gibi görünmesi renklerin daha doygun olmasıyla; Amerikalıların sahnelerinin ise günümüz sineması gibi görünmesi ise daha fazla geniş açı, daha soğuk, daha keskin ve renklerin daha az doygun olmasıyla oluşturuldu ve sonuç tematik olarak harikaydı."

    Darius Khondji imdb, wikipedia