1. halkın şehir meydanlarına toplanıp askeri darbe olasılığını minimalize etme olayı. milliyetçilik festivali de denilebilir. toplu taşıma ücretsiz olur, ekmek arası kavurma dağıtılır. kimileri meydana çadır kurup sabahlar. sabah herkes işe. şehirlerin bazı yerlerinde, tabelalarda ve toplu taşıma araçlarının üzerinde "nöbete devam" yazdığı sürece devam eder. henüz bitmediği için nasıl bittiğini tam tanımlayamıyoruz.
    abi
  2. akşam akşam korna çalarak tutulmaktadır. bence sabaha kadar davullarla zurnalarla kutlanmalı ama işte halkımız millet için yarın yine asgari ücrete 12 saat çalışacaklar o yüzden sıkıntı.
  3. oktay usta dışında herkesi almadılar mı içeri hala neyin tehlikesi var bilmiyorum. onu da almış olabilirler emin değilim. çok uzadı gibi bence ama bilmiyorum herkesin kendi seçimi yine. nöbet tutmak isteyene tutma denmez tabi sağ olsunlar.
    jimi
  4. teoride güzel, pratikte tuhaf, alt metinde birden fazla amaç güden halkın meydanlara inme nöbeti.
  5. (bkz: sara nöbeti) nden daha ciddi semptomları olan nöbet. görüldüğü takdirde en yakın akkefenli şubesine gitmesi lazım gelmektedir.
  6. gerçekten tuhaf bir nöbet.
    her gün mensubu olduğum belediyeden mesaj geliyor: "başkomutan bitti demeden meydanları terk etmeyin!" diye.

    başkomutan...
    neyse onu geçiyorum, yollarda, yerlerde türk bayrakları görüyorum, hani o taptığınız bayrakları, işiniz bitince yere attığınız bayrakları.

    demokrasi diyorsunuz ya, ben böyle demokrasi tanımadım hiç. zorba demokrasi. samimiyetsizce. vatanıma aşık olan ben, bunları gördükçe, sözüm ona "demokrası sevdalıları"nı gördükçe soğuyorum. başkomutanları ne derse onu oluyorlar, yeri geldiğinde ümmet sevdalısı, yeri geldiğinde demokrasi sevdalısı.

    (bkz: nerden baksan tutarsızlık nerden baksan ahmakça)
  7. demokrasi nöbetinde, hayatımda ilk kez bayrağımdan soğudum. şimdiye kadar biz asardık bayraklarımızı, gururla taşırdık.

    şimdi onların elinde, arabalarında asılı görünce, bu sefer ben onları fişledim. demokrasi nöbetinin bana kazandırdığı bu oldu.
    ozumm
  8. haberlerde bu pazar (7 ağustos) biteceğini dinledim. yani cumhurbaşkanı muhalefet liderlerini final mitingine daveti ediyordu. tehlike hala devam ediyormuş ama pazardan sonra bitecekmiş. kesin bilgiymiş (!).
  9. bu ülkede 2000 yılından beri gerçekleşen her olayın her defasında şu ata sözünü hatırlatmasının yeniden tekrarı.
    "iki ucu boklu değnek"
  10. gerçekten komedi filmi gibi milletiz. komik olan demokrasi nöbeti diye dışarı çıkanlar değil. burada yazılanlar. bakmayayım, laf etmeyeyim diyorum ama cehalet ve kibir karşısında ağzım açık kalıyor, tutamıyorum kendimi.

    böyle sert bir yazı yazarak muhtemelen hata etmiş olacağım ama söylemek istediklerimi düzgün bir üslupla nasıl ifade edeceğimi d bilmiyorum. benim hiç üslubum olmadı ki!

    bunca cehalet ancak tahsille mümkündür demiş ya, ne güzel demiş! cahil diye tiksindiğiniz kitlelerden bir farkınız varsa o da bir hayal dünyasında yaşıyor olmanız, gerçeklikten kopmuş olmanız. marifetmiş gibi ezberlediğiniz kavramlar, ısıtıp ısıtıp kendi içinizde tekrar ettiğiniz kuramlar, okuduğunuz tüm kitaplar ve izlediğiniz tüm filmler size ağır geliyor arkadaşlar, yapmayın, çünkü bunlara kafa yorarak daha bilgili olmuyorsunuz, daha akıllı da görünmüyorsunuz, sadece daha mutsuz oluyorsunuz. olmuyorsa tadında bırakın çünkü karşımda gördüğüm sadece hayattan bunalmış, şikayetçi, huysuz, etrafından tiksinen, suçu hep başkalarında "toplumda" arayan mutsuz insanlar. sizin bu dünyada öğrenmeniz gereken tek şey hayatı yaşmakken siz öğrendiğiniz şeylerle yaşamdan kopuyorsunuz; üstelik etrafınıza mutsuzluk saçıyorsunuz. emin olun sizin cahil diye dalga geçtiğiniz kıkır kıkır gülen şişko elti hanımın sizden daha anlamlı bir hayatı var.

    neyse daha yazmıyorum...