1. hayret ettim bugün başlığını göremeyince burada. bugün ölüm yıldönümüdür ayrıca. millet olarak insanları sadece öldükten hemen sonra ve de doğum-ölüm yıldönümlerinde anma huyumuz vardır, bilirsiniz. amma velakin benim için deniz gezmiş ayrıdır.

    hangimiz bugün kalkıp ülkenin bağımsızlığını savunuyoruz, söyleyin. daha doğrusu savunabiliyoruz? baştakiyle aynı düşünceyi paylaşmamak bile suç. o gün de öyleydi bugün de öyle. kendi fikirleri ve idelleri uğruna ölümü göze aldı, biliyordu, 25 yaşında, kim bilir ilerde ne olacaktı, bu ülkeye ne kadar katkısı olacaktı, umursamadı. kaç kişi hürriyet, ülke ve millet sevgisi uğruna bütün hayatından vazgeçer bugün? paranın ve politikanın elinde dönen bir dünyada kaç kişi özgür bugün? özgürlük arayışını bırakmışız artık. kısacık gördüğümüz hayatı sadece kendi mutluluğumuza odaklanarak yaşıyoruz. kaç kişi vardır artık bizi düşünen? düşünenleri, sadece bizi değil, gerçekten düşünebilenleri hapislere attık, idama mahkum ettik. kahrolsun amerika dediği için vatanhainliğiyle suçlanmış. bizim askerlerimizi öldüren askerleri denize döktüğü için terörist olmuştur. avukatlarından niyazi ağırnaslı son görüşmesini şöyle anlatmış:

    ...son ziyaretimiz infazdan birkaç gün önce zeki oruç erel'lebirlikte olmuştu. hala bazı ümitlerin bulunduğundan, cumhurbaşkanı'nın vetosundan bahsettiğimizi gören deniz gezmiş, "yok ağabey," demişti, "bizim asılma kararımızı çok önceden vermişlerdi zaten, bunu hep söyledik. dileriz ki biz boş yere ölmüş olmayalım ve vatan satıcılarının oyunları anlaşılsın yoksul halkımızca. boşa ölmüş olursak işte o zaman yazık olur. "

    boş yere ölmediniz demek isterdim. hala bugün aynı düşünceleri taşıyan insanlar var. ama halk hala yoksul, vatan çoktan satıldı, satıcıların oyunlarına gelenlerse gözlerini açmamakta ısrarcı. kimse ama kimse istemiyor, bilinçlenmek, okumak, öğrenmek..
  2. nazım hikmet ne der bilir misiniz ?
    "öyle ölüler vardır ki,
    ben onların öldüklerini düşündükçe,
    vakit olur,
    yaşadığımdan utanırım."

    daha ne denir ne söylenir bilmiyorum.
  3. yazmayı da unutmuşum ayrı olarak vermem en iyisi.can yücel'in "bizim denizimiz" anlamına gelen yazdığı bir şiir vardır: mare nostrum.

    mare nostrum

    en uzun koşuysa elbet
    türkiye'de de devrim
    o, onun en güzel yüz metresini koştu
    en sekmez lüverin namlusundan fırlayarak...
    en hızlısıydı hepimizin,
    en önce göğüsledi ipi...
    acıyorsam sana anam avradım olsun
    ama aşk olsun sana çocuk,
    aşk olsun...

    edip akbayramın ağzından güzel bir şarkı olarak da dinleyebilirsiniz.
    bir de denizin, nazım hikmet bana yazmış bu şiiri dediği bir şiir vardır: delikanlım

    «— delikanlım!
    iyi bak yıldızlara.
    onları belki bir daha göremezsin.
    belki bir daha
    yıldızların ışığında
    kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin…
    delikanlım!
    senin kafanın içi
    yıldızlı karanlıklar
    kadar
    güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
    yıldızlar ve senin kafan
    kâinatın en mükemmel şeyidir.
    delikanlım!
    sen ki, ya bir köşebaşında
    kan sızarak başından
    gebereceksin.
    ya da bir darağacında can vereceksin.
    iyi bak yıldızlara
    onları göremezsin belki bir daha
    delikanlım!
    belki beni anladın.
    belki anlamadın.
    kesiyorum sözümü.»

    bu iki şiiri tekrar okudum bugün. çok dokundu, bir de ağlattı. alacağınız olsun, ey örümcek kafalılar!
  4. 43 yıl önce bugün yaşananları unutmayacağız, affetmeyeceğiz
    (bkz: 6 mayıs 1972)
  5. cesaretiyle, inanmışlığıyla ne kadar ürkek, bazen korkak olduğumu hatırlatandır.
  6. "önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir." diyordu son mektubunda. yalancıya hırsıza katile elimizden geldiğince nefesimiz yettiğince karşı çıkmaya gayret edersek belki bir nebze anısına saygımızı ifade etmiş oluruz.
    mutlu
  7. hiçbir zaman ırkçı bir duruşu olmayan ve hep "tam bağımsız türkiye,kahrolsun emperyalizm" şiarıyla mücadelesini sürdüren bir devrimcidir. buna rağmen günümüzde kürt solu tarafından kullanmaya çalışan ama aslında ayrımcı değil birleştirici bir siyasi duruşuyla daha ağır basıyor hatta bunları mustafa kemal yürüşlerinden bölücü bir tavır benimsemediğini gösteriyor. diğer bir taraftan hapishanedeyken babası görüşmelerinde deniz'e rus radyoları tarafından kötülendigi sosyalist olmadıkları söylemlerinde bulunduklarını söylüyor. deniz buna karşın şu sözleri söylüyor;
    "baba biz onların sosyalizmini değil türk sosyalizmini savunuyoruz" diyor

    "yaşasın marksizm-leninizm'in yüce ideolojisi"
    "yaşasın türk-kürt kardeşliği"
    "kahrolsun emperyalizm"
    "yaşasın tam bağımsız türkiye"
  8. bir fikre canı pahasına değer vermiş insanlar beni hep etkilemiştir.

    devrimci, faşist, diktatör adına ne dersek diyelim eğer gerçekten inandığı fikri savunuyorsa özünde hepsi aynı harekettir. kazanırsanız tarihi siz yazarsınız ve kendinize istediğiniz sıfatı verirsiniz.

    tarih bize çok net öğretti ki, bir savaşta güçsüz taraf sizseniz kuralları karşı taraf belirler. savaşı kazanmak için güçlü değil akıllı olmak gerekir.

    deniz gezmiş ve hareketi idam ile engellenmemiş olsa idi, kuvvetle muhtemel ileride türkiye yönetiminde söz sahibi aklı hür irfanı hür nesiller olacaktı.

    ve tarih bize tekrar gösterdi ki devrim bireysel olarak yapılamaz. devrim eğitim ile, bilim ile, sanat ile yapılabilir.


    tanım : ölümü ile ülkeyi 30 yıl geriye götürmüş bir vatanseverdir.
  9. adıyla devrim olmuş insanların, hep ailelerini düşünürüm. ne hissettiler acaba. böylesine bir evlat yetiştirdikleri için hep onurlandılar mı, yoksa idamına giden bu yolda hep pişman mı oldular. sonuçta evlat acısı.
    ozumm