1. son derece doğru bulduğum ama onlarca yanlış anlaşılmaya neden olabilecek önerme. cümledeki en önemli kelimenin "olmalıdır" olduğuyla başlayayım.
    toplumdan topluma değişilik gösterenleri bir kenara koyduğumuzda tüm dinler güzel ahlakı över, ahlaksızlığı da cezasız bırakmaz.

    gelelim yapılan yanlışlara:
    1- cümleyi "olmalıdır" kelimesini çıkartarak doğru saymak ve benimsemek. en basit haliyle sırf camiye/kiliseye gidiyor vs diye bir insana güvenmek, söylediklerini doğru saymak. dünya dinin temel noktalarını ıskalayan insanlarla, ahlaki kısmını yok sayanlarla dolu. bir insanı sırf dindar görünüyor diye iyi kabul etmek ahlaksızlığın temel noktalarından biri.

    2- cümleyi tersine çevirip onu da doğru kabul etmek. yani "dini bütün olmayan insanlar ahlaksızdır" demek. bu ikisi de insanlara çabucak bir etiket yapıştırıp kafamızı yormak istememekten kaynaklanıyor belki de.
    din ahlakı da kapsayan bir kavram olmalıdır ama ahlak dini içine almak zorunda değildir. bu ikisi anlaşıldığında güzel günler göreceğimizi düşünüyorum.
  2. bir insan gerekli erdemleri taşıyorsa ahlâklıdır. bunu bir dine, ideolojiye bağlamak yanlıştır.
  3. dini bütün insan ahlaklı olur zaten bundanda ötesi dini inanışı gözetmeksizin her insanın ahlaklı olması gerekliliğidir.
  4. teoride doğru ama uygulamada eksik olan ifade. maalesef pek az inanan insan ahlak kurallarına uyuyor.ayrıca ifadeyi tersinden okursak, "inanmayan insan ahlaksızdır" anlamı çıkmaz diye düşünüyorum. yani teoride konuşursak çıkmaz, fiili olarak ülkede böyle bir anlayışın olduğunun farkındayım.

    evet maalesef bizim ülkemizde din= ahlak anlayışı hakim. bu yüzden dindar görünümlü, takkeli, cübbeli, sakallı herkes çok dürüst, ahlaklı kabul ediliyor. bu insanlar da bunun farkında olduğundan dini, şahsi menfaatlerine alet ediyorlar. özellikle ticaret veya politika ile uğraşıyorsa din, insanları kandırmanın başlıca unsuru.

    pek toparlayamadım anlatmak istediklerimi o yüzden topu aamin maalouf'a bırakıyorum:

    "insanlar bir dinleri oldukları için, artık ahlaka ihtiyaçları yokmuş gibi davranıyor."
  5. öyle olsaydı akp iktidar olmazdı. arap ülkeleri bu halde olmazdı. sanırım sorun islamda. bakın dini bütün hristiyan kardeşlerimizin yaşadığı avrupa ülkelerine. herşey nekadar güllük gülistanlık.
  6. dindar olmayan birisi ahlaklı ise bu onun kendi iradesi ve erdeminden gelir. ancak dini bütün bir insanda ahlak değerlerini din zorlar. ödül(cennet) ve ceza(cehennem)'nın çekiminde kalır. eğer dindar insan kendini ahlaki olarak geliştirmeyip, kendini baskılar veya sadece öyle görünür ise nereye kadar dayanır?
  7. maalesef "olmalıdır" kelimesini kabul etmiyorum. doğrusu "olmak zorundadır" veya "olur" diyerek düzeltilmelidir bana göre.
    çünkü allah size ahlaklı olmayı emreder. yani "olmalıdır" deyip bunun kulların inisiyatifine bırakılması toplumsal olarak istenmeyen sonuçlar doğurabilir. insanoğlunun her fırsatı veya her açığı kendi kafasına göre yorumlayıp içsel sorumluluktan kurtulduktan ve vicdanen kendini akladıktan sonra yapacağı bir ahlaksızlık kendini kötü hissetmesini engeller. çünkü inandığı dinin ahlak kurallarını almıştır. gelişen dünya sisteminin , evrimleşen kültürlerin ve insanlığın ahlak kavramına kattığı yeni sözlü kuralları hiçe sayıp inandığı dinin doğuşunda yani yüzlerce yıl önceki ahlak kurallarını örfümüz adetimiz diyerek kabul eder. tabi ki buda son derece işine gelir.
    böyle olmayın lütfen. eğer gerçekten inanıyorsanız sorumluluklarınızı yerine getirin.
    bunları insanlık kavramının üzerinde yazmak isterdim fakat onuda pek takan yok şu sıralar. bir tek o çok bağlı olunan , sevilen dinler kaldı dem vurabileceğimiz , vay halimize.
  8. dinin ahlâkı ile toplum ahlâkının örtüşmediği durumlar olduğu için gerçekten dindar aynı zamanda ahlâk sahibi olmak mantıkdışı görünüyor. dinine ve toplumuna göre değişiklik gösterebilir.

    en basit örnek; çocuk yaşta birisini cehennemin varlığına inandırmak, orayı betimlemek bazı toplumlarda zihinsel istismara giriyor. fakat dindar bir adam dinin öğüdünü yerine getirir ve çocuğunu kendisini beklediğine inandığı tehlikeye karşı hazırlıklı kılmaya çalışır. ahlak olgusu zaman içinde değişim gösterebildiği için gereksiz bulduğum önermedir.
  9. din ve ahlak konusu incelenirken; hangi dinin referans alındığı özellikle belirtilmelidir. esasında ahlak, yaşanılan coğrafyaya ve hangi çağda bulunulduğuna göre irdelenmelidir.

    youserların bu başlıkta söylediği her yoruma katılmamak elde değil...

    ben de diyorum ki tevrat ile birlikte servis edilen talmud'a göre en önemli ahlak kuralları aşağıdadır.
    hadi bakalım! hepimize iyi ahlaklar...
    !---- spoiler ----!

    sen benim topuzum cenk silahımsın. seninle milletleri kıracağım ülkeleri helak edeceğim... ve seninle erkeği ve kadını kıracağım ve seninle kocamış adamı ve genci kıracağım; ve seninle genç adamı ve ere varmamış kızı kıracağım; ve seninle çobanı ve sürüsünü kıracağım; ve seninle çiftçiyi ve çiftini kıracağım; ve seninle valiyi ve kaymakamı kıracağım. (yeremya 51/20-23)
    işte rabbin acımasız günü geliyor. (işaya: 13/9)
    yakalananın bedeni delik deşik edilecek.
    ele geçen kılıçtan geçirilecek.
    yavruları gözleri önünde parçalanacak
    evleri yağmalanacak
    kadınlarının ırzına geçilecek.(işaya: 15-16)
    hem yiğidi hem kızı.
    emzikteki çocukla ak saçlı adamı
    dışarıdan kılıç ve içeriden dehşet telef edecek.
    hasımlarından öç alacağım ve benden nefret edenlere ödeyeceğim. (tesniye 32/25)
    onları tamamen yok edeceksin onlarla ahdetmeyeceksin onlara acımayacaksın. (tesniye: 7/1-3)
    ve yayları gençleri yere çalacak ve rahmin semeresine acımayacaklar gözleri çocukları esirgemeyecek. (işaya: 13/15-18)
    mülklerini alacağımız milletlerin yüksek dağlar üzerinde ve tepeler üzerinde ve her yeşil ağaç altında ilahlarına ibadet ettikleri bütün yerleri mutlaka harap edeceksiniz.(tesniye: 11/23-25)
    "onları kasaplık koyunlar gibi ayır ve öldürme günü için onları hazırla."(tevrat. yeremya bölümü. 12/3.)
    "et yeyin ve kan için yiğitlerin etini yiyeceksiniz ve dünya beylerinin kanını içeceksiniz...sarhoş oluncaya kadar kan içeceksiniz.(tevrathezekiel bölümü
    39/18-19.)
    yahudi olmayanların hayatı bile yahudilerin mülkü iken (yani onlar yahudilerin kölesi iken) o ecnebilerin malları nasıl yahudilerin olmaz? yani onların malları hertürlü hilelerle alınabilir. (hakikat-ul yehud sahife-18.)
    senin önüne bir yahudi ile bir ecnebi herhangi bir hususta davalı olarak gelirlerse imkan bulduğunda o yahudiyi bu davada kazançlı çıkar.”(hakikat-ul yehud sahife-19.)
    “ve allahın rabbin sana teslim edeceği bütün halkları bitireceksin ve gözlerin onlara acımayacak…. o şehrin ahalisini mutlaka kılıçtan geçireceksin, onu ve onda olan her şeyi, ve hayvanlarını tamamen yok edeceksin.” (tesniye 7/16; 13/15)
    “parlayan kılıcımı bileyip yargılamak için elime alınca, düşmanlarımdan öç alacağım, benden nefret edenlere karşılığını vereceğim. oklarımı kanla sarhoş edeceğim. kılıcım öldürülenlerin ve tutsakların kanıyla, düşman önderlerinin başlarıyla ve etle beslenecek.” (tesniye 32:41-42)

    !---- spoiler ----!
  10. bizimkilerin dini ne kadar bütün bilemem ama ahlaksız oldukları kesin