• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.00)
elantris - brandon sanderson
elantris devasa, güzel, kelimenin tam anlamıyla parlak, güçlü büyülü yeteneklerini arelon'un tüm insanlarının iyiliği için kullanan hayırsever varlıklarla doluydu. ve bu tanrısal varlıkların her biri, shaod'un gizemli dönüştürücü gücü onlara dokunmadan önce sıradan birer insandı. ancak on yıl önce, hiçbir uyarı olmaksızın, büyü çöktü. elantrianlar buruşuk, cılız, cüzzamlıya benzer yaratıklara dönüştü. elantris'in kendisi de karanlık, pislikle dolu ve döküntü haline geldi. shaod artık bir lanetti. arelon'un yeni başkenti kae, halkının unutmak için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştıkları elantris'in gölgesinde kalıyor. teod prensesi sarene, veliaht prens raoden ile bir devlet evliliği yapmak için geldi. karşılıklı mektuplaşmalarına dayanarak mutluluk bulacağını umuyordu. ancak mutluluğun yerine prensin ölü, kendisinin ise onun dulu kabul edilmiş olduğunu gördü., acımasız fjordell bağnaz fanatiklerinin imparatorluk hırsı karşısında son direnen ülkeler oldukları için hem teod, hem de arelon tehdit altındalar. fırtınaışığı arşivi ve sissoylu serileri ile fantastik kurguya damgasını vuran brandon sanderson'ın ilk kitabı olma özelliği taşıyan elantris, yazarın ne kadar iyi bir kurgu ustası olduğunu bizlere bir kez daha kanıtlıyor. (tanıtım bülteninden) (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)


  1. uzun zamandır brandon sanderson'u araştırıyordum. bir şekilde onun dünyasına girmem lazımdı. hele bütün eserlerinin aynı evrende , farklı gezegenlerde geçtiğini öğrenince. yazmış olduğu bütün romanlar inanılmaz övgüler aldı , hem okuyuculardan hem diğer yazarlardan. ben de elantris ile başlamaya karar verdim ve ulu domi adına ne kadar enfes bir kitaptı bu ! elimden düşüremedim.

    öncelikle roman harika şekilde akıcı , sizi duygudan duyguya sürüklüyor. okurken bir an bile sıkılmadım. hatta kitabı okurken bazı anlarda o kadar çok heyecanlandım ki küçük bir kız çocuğu gibi sevinç çıklığı attım. kendi içerisin de çok güzel bir mantık ile hareket ediyor , "ulan bunu niye böyle yapmadılar" dediğiniz bir an bile yok. fantastik bir kitaptan beklediğiniz hemen hemen her şeyi sunuyor. bununla birlikte yaşadığımız dünyadan pek çok esinlenme de mevcut. ne gibi ?

    monarşi , aristokrasi , politika yoğun şekilde mevcut. pek çok politik oyunun içerisin de buluyorsunuz kendinizi. monarşinin alt tabaka halka uyguladığı zulme şahit oluyorsunuz ve tüm bunların içinde bu düzene karşı durmaya çalışan bir kadın karakterin gözlerinden buluyorsunuz kendinizi. neden kadın olduğunu özellikle belirttim ? çünkü elantris evreninde de kadınlara sadece dikiş nakış yapması gereken , akılsız , sadece erkekleri tatmin için bulunan varlıklar olarak bakılıyor.

    ve din.. din çok ön planda. üç farklı dinin hüküm sürdüğü diyarlarda , içlerinden sıyrılan bir dinin fethetme ( katliam yapma / yok etme / dünyayı ele geçirme ) eylemini okuyoruz. din olgusu çok güzel şekilde işlenmiş. bu olaylara bir baş rahibin gözlerinden bakarken kendi içerisinde girdiği iman savaşı çok güzeldi. kendi imanını sorgulaması , tanrı (Jaddeth) ' in gerçekten kendisinden bir katliam yapıp , yapmamasını beklediğini uzun uzun tartması , kendi dini içerisinde ki yozlaşmış kişilere olan düşünceleri , adeta geçmişte dünyamızda yaşanan pek çok fetih politikasının yansıması gibi. şöyle bir alıntı yapıyorum baş rahibimiz hrathen tarafından. " bizler din adamlarıyız arteht ve bizim düşmanlarımız da dinsel olmalı "

    büyü yok mu büyü ? olmaz mı ya neler diyorsun .. aonlarımız var , do'dan gelen kaynağı belirsiz gücümüz var ( ya da en azından ben öğrenemedim , belki diğer eserlerinde bahsedilmiştir fakat ben daha o kitapları okumadığım için yorum yapamıyorum ) , lanetimiz var , en iyi dostlarımız seonlarımız var. bunları tek tek açıklamayacağım sizlere , eğer ki kitabı okumayı düşünüyorsanız keyfinizi baltalamak istemem. ama temenni ederim ki çok güzel şekilde doyacaksınız. brandon sanderson her saniyesi fantastik öğeler , büyüler , kahramanlar sunmak yerine , ufak fantastik kalıntılar arasında geçen bir evren sunmuş bize. inanılmaz zekice bir hamle.

    konusu ne peki bu kitabın ? elantris isimli kadim şehrimiz esas odağımız. duvarları ve yaşayanları ışıklı parlayan , gelmiş geçmiş en büyük ve en gösterişli şehir. bu şehrin sakinleri pek çok güce sahip. çöpü yemeğe çevirmek , bir noktadan bir noktaya ışınlanabilmek , savunma büyüleri , saldırı büyüleri onlar için nefes almak kadar kolay. en kötü hastalıkları bir kaç saniye içerisinde tedavi edebilirler. bu yüzden arelon imparatorluğu yüz yıllar boyunca barış içerisinde yaşadı. ordu kurmaya bile ihtiyaç duymadılar , asla açlık veya yoksulluk çekmediler. elantrianlar kendilerini tanrı olarak görmeye başladı , hatta o kadar umursamazdılar ki kimlerin onlara tapıp tapmadığını bile umursamadılar. ta ki kitabımızın tarihinin on sene öncesine kadar. reod (lanet) elantrisi vurana kadar. insanların tenlerinin solup , üzerinde büyük siyah yaraların oluştuğu , tüm güçlerini kaybettikleri döneme kadar. kitabımız bu olayın on sene sonrasın da başlıyor.

    elantris lanetiyle ilgili en ilginç durumlardan biriside yaraların kendisini iyileştirmemesi , zaman içerisin de normal bir şekilde kendini onarmaması. galladon nasıl anlatmış bakalım : "elantris'e hoşgeldin sule. ssen ölüsün : vücudun artık yapması gerektiği gibi kendini tamir etmeyecek..." , " her acı sule , her kesik her yara , her bere , her ağrı... acıdan delirene kadar hepsi seninle kalacak. dediğim gibi elantris'e hoşgeldin ! " bu lanetin çocukları etkilediğini de düşünün , çok duygusal onlar yaşatmıştı bana. düşünsenize serçe parmağınızı masaya çarptığınız da yaşadığınız ilk o acıyı , ömrünüz boyunca bunu hissettiğinizi düşünün ve bir de çocuk için bakın aynı açıdan. daha büyük yaları düşünün , elantris acımasız bir şehir lanetten sonra.

    yazının bundan sonrası kitap hakkında ağır spoiler içerecek , kitabı okumadıysanız kesinlikle okumayın.

    !---- spoiler ----!

    arkadaş o dilaf ne pezevenk bir karakterdi ya. domi bizi hem zeki hem güçlü kötü karakterden korusun. adam tek başına ordu. uzun süredir beni bu kadar rahatsız eden bir karakterle karşılaşmamıştım.

    onun dışında raoden'in gölden çıkıp koşturarak aşağıya inerken çizdiği şekili merak ettiyseniz , neyi tamamladığını farketmemişseniz şuradan bakabilirsiniz. kendisi do'nun özgür şekilde geçmesini sağlayan aon rao'yu tamamlıyordu.

    kitaptaki mizahta çok iyiydi özellikle raoden ve galladon'un konuşmalarında ki. yine de en çok sevdiğim hrathen oldu. hele en sonda çıkıp gelip dilaf'ı öldürmesi , hayatımın en güçlü orgazmlarından birisini yaşadım. hele kendisinin elantrian belirtileri göstermesini sağlayacak iksir yaptırması ve bunu içerek herkesin düşüncesini değiştirmesi . yetmeyip aynı iksiri roial'ın krallığını engellemek için kullanması. cidden çok sağlam bir karakterdi.

    bunun dışında kitabın daha uzun olmasını dilerdim. çok fazla soru işareti var kafamızda :
    do nedir ? nereden geliyor ?
    kitabın sonunda fjorden'de do'ya açılan bir kapı bulmayı başarmıştı. yeniden bir savaş olacak mı ?
    raoden elantrian olduğu için ölümsüzlüğe yakın bir yaşam sürecine sahip , sarene ne olucak ?
    seonlar nasıl yapıldı ? nereden geldi ? seonlar neden sahiplerinin karakteristik özelliklerini taşıyor ?

    gibi gibi .. kitap çok daha uzun olabilirdi. brandon sanderson tadını damağımız da bıraktı ama ne güzel ki daha pek çok eseri var. belki ipuçları oradadır. veyahut tüm eserlerini son bir noktada birleştirip tüm soru işaretlerini yanıtlayacaktır. kim bilebilir ? kolo ?

    !---- spoiler ----!

    kitap mükemmel bir tad bıraktı bende. herkese tavsiye ediyorum. fantastik edebiyat sevin veya sevmeyin. kesinlikle okunması lazım. brandon sanderson'un kesinkin zekasına konuk olun , kesinlikle pişman olmayacaksınız.

    ayrıca brandon sanderson elantris'in umudu adında kısa bir bölümde yayınladı. kitabın sonunu farklı bir karakterin bakış açısından görüyorsunuz. sağolsun kayıp rıhtım ekibi bizler için çevirip paylaşmış. buradan ulaşabilirsiniz.

    bunu da yazayım belki ilginizi çeker , kitapla ilgil bir terimler sözlüğü var. ona da buradan ulaşabilirsiniz.

    not : kitap türkiye'de iki farklı yayın evi tarafından basıldı. bende ki kitap arkadaş yayınevi'ne ait. ayrıca akılçelen kitaplar da yayınladı. şu an neredeyse tüm brandon sanderson kitapları akılçelen kitaplar'a ait. aralarında ki farka tam olarak hakim değilim fakat arkadaş yayınevine'ne ait olan elantris yüz sayfa daha fazla. sanırım arkadaş yayınevi biraz daha kısaltmış. tercih sizin.
  2. oldukça kaliteli bir fantastik eser. yazarı brandon sandersonı the wheel of time serisinden ve şimdi de the stormlight archive serisinden tanıyoruz.
    yazarın genel tarzı bu kitapta da kendini belli etmiş. büyü vb. fantastik öğeleri mantıklı gerçekçi bir taban üzerinde inşa etmiş. genel hatlarıyla kitap bir dinin iki mezhebinin çatışması üzerinden ilerliyor. baş karakter raoden size michael scofieldı anımsatabilir. okunmaya değer bir eserdir.
    ayrıca yazarın kendisine sorulması üzerine bir devam kitabı ile serileşebileceğine dair umutlarımız olabilir. ancak devam kitabı bi 10 yıl sonrasında geçecekmiş.