• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.50)
enemy at the gates - jean-jacques annaud
rus ve nazi askerlerinin dayanması güç mücadelesi devam ederken tüm dünya korku dolu gözlerle stalingrad savaşının sonucunu beklemektedir. bu sırada ünü her yana yayılmış rus keskin nişancısı vassili zaitsev düşmanını tek tek sessizce avlamaktadır. fakat vassili bu ünü yüzünden kendini nazi'lerin en iyi keskin nişancısı olan binbaşı konig ile yaptığı bir düellonun içinde bulacak ve dünyanın en önemli savaşlarından biri bu iki askerin kişisel mücadelelerine de sahne olacaktır. vassili gösterişten uzak ve mütevazi yapısıyla, görevini olağanüstü bir beceriyle yerine getirebilen sıradan bir askerdir. bir sovyet politikacısı olan danilov onu bir propaganda aracı olarak kullanabileceğini anladıktan sonra ural'larda basit bir asker olarak görev yapan vassili'yi çok daha fazla ihtiyaç duyulan ulusal bir kahramana dönüştürür. nazi'lere karşı kaybedilen bir dizi çatışmadan sonra sovyetler birliği çöküşün eşiğine gelmiştir ve stalingrad'ın kaybedilmesi avrupa'daki nazi'ler için nihai zafer olacaktır. şehrin savunmasını izlemek için stalin bizzat khrushchev'i stalingrad'a göndermiştir. danilov sayesinde herkese duyurulan vassili örneği, stalingrad'ı savunan askerlere cesaret vermiştir. ancak danilov kısa süre sonra kendi sevdiği kadına, erkeklerin yanında savaşan bir çok cesur kadından biri olan tania'ya, aşık olduğunu öğrendikten sonra kendi yarattığı bu kahramanı kıskanmaya başlar. almanlar, hem kendi orduları hem de ruslar arasında büyük bir üne kavuşan vassili'yi öldürmek için en iyi nişancıları binbaşı konig'i gönderirler. şimdi etraflarında sayısız asker ölürken bu iki askerin yapmaları gereken şey büyük bir ustalık ve sabırla birbirlerini izlemek ve öldürebilmektir.


  1. rusya'nın stalingrad savunmasını anlatan film.

    aslında bir savaş mı yoksa aşk filmi mi olduğunu söylemek zor; fakat güzel olan nokta şudur ki, amerikan sineması herhangi bir somut konuyu soyut öğelerle çok başarılı şekilde örgüleyebiliyor. filme bir halk kahramanının aşk hikayesi olarak bakarsak yanlış konuşmuş olmayız. aynı şekilde bir savaşın göbeğinde aşk silsilesi etrafındaki askeri çekişmeden bahsettiği de aşikardır. filmi güzel yapan da budur kanımca.

    bizim sinemamızda da başarılı oyuncularımız var. konu ise istemediğiniz kadar geniş. fakat görünen o ki; konu ya da oyuncu sadece formalite. siz onları iyice harmanlayamıyorsanız ve sahneleyemiyorsanız tüm dünya hala amerikan sinemasını seyretmeye devam edecektir. keza öyle de oluyor.

    filmi mutlaka kolleksiyonunuzda bulundurun.

    not: film rusya'da geçiyor, düşmanlar alman; ama herkes ingilizce konuşuyor. film işte!