1. dünyadaki sorun çözüm üretmemek değil, çözümleri uygulamaya koyacak güce sahip olmamaktır. bu da en basitinden bir çözüm önerisi. lafa gelince o kadar çok tasarım yapılıyor ki onlarca felsefi akım ve ekonomik düzen var. herkes en doğru sistemin ne olacağını bin yıldır tartışıp duruyor. halbuki sorun doğru sistemin ne olduğu değil, bunu uygulamaya gücün yetmemesidir. giriş solosunun ardından konumuza dönersek.

    evler gelir kaynağı olamayacağı için fiyatlar düşer, yatırımlar evlerden reel sektöre doğru kayma gösterir. işyerleri ve tarıma yatırımlar genişleyeceği için iş imkanı ve işçiye olan ihtiyaç artar. üretici orta sınıfta şişme meydana gelir. bu sayede maaşlar pozitif yönde harekete geçer. herkes oturduğu evi satın alacak güce sahip olur. barınma, yeme-içme, giyinme gibi ihtiyaçlar kısa yoldan karşılandığı için toplum eğitim ve sanatsal aktivitelere yönelir. toplum güçlü hale gelir, vergi adaleti ister, rest çekme gücü olur, devlet güçlü halktan korkar vergide eşitliği sağlar, zenginlerden toplanan aşırı vergiler sosyal devleti finanse eder. bu sayede faturalar da ucuzlar, kdv kalkar, okul hastane, kültür merkezi gibi mekanlarda artış başlar. herkes evim evim güzel evim diyeceği için dışarıda yemek yemede azalış görülür, satıcılar kaliteyi artırmak zorunda kalır.
    abi
  2. kapitalist düzene ters bir yasaklama. sıfır üretimle betondan para kazanan islamofaşistlerin işine gelmez.