• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.00)
fahriye abla - yavuz turgul
mahallenin en güzel, en alımlı kızıdır fahriye. hayatta hiç bir şeyi de öyle fazla kafaya takmaz. gerektiği kadar harbi, gerektiği kadar da nazlıdır. fahriye, aynı mahallede oturan ve babasının marangoz dükkanında ona yardım eden mustafa'ya aşıktır. tam ateşli bir aşk yaşadığı gizli sevgilisine kaçacakken yaşlı bir kuyumcu ile evlendirir ailesi onu. düğünden kısa süre sonra kocası fahriye'yi, bakire olmadığı için geri getirir. fahriye’yi evde artık zor günler beklemektedir; ama olsun, sevdiği genç de o mahallededir ve fahriye en azından onu görebilecektir. fahriye, mustafa'yı vurup hapse girer ve oradan başka bir insan olarak çıkar.


  1. fahriye abla, ahmet muhip dıranas'ın fahriye abla şiirinin uyarlaması olan 1984 tarihli sinema filmi. yavuz turgul'un senaryosunu yazdığı ve yönettiği filmde fahriye'yi müjde ar, mustafa'yı tarık tarcan canlandırmıştır.

    ahmet muhip dıranas’ın bu çok sevilen şiirinin yavuz turgul gibi bir ustanın ilk yönetmenlik denemesine ilham vermiş olması çok güzel. muhsin bey filmiyle birlikte yönetmenin en önemli filmlerinden biri fahriye abla, müjde ar’ı da müjde ar yapan filmlerden biri. müjde ar’dan başka bir oyuncuyu bu rolde hayal edemiyorum doğrusu. türkiye sinemasının eril dünyaya eyvallah demeyen, cinselliğine sahip çıkan ve herşeye rağmen ayakta kalmayı başaran güçlü kadın karakterlerinden biridir fahriye ve önemli bir kadın filmidir fahriye abla.

    ahmet muhip dıranas’ın ünlü “fahriye abla”sında şiir öznesi, çocukluk yıllarında âşık olduğu kendinden yaşça büyük kadını kurguya dayalı bir şekilde anlatmıştır. ama şairin kendisinin fahriye abla şiirinin ününden hiç memnun olmadığı söylenir. başka şiirlerinin yok sayılıp, sadece bu şiirle anılması onu üzmüş ve “hatta keşke yazmasaydım” dermiş.

    “önce upuzun, sonra kesik saçın vardı;
    tenin buğdaysı, boyun bir başak kadardı.
    içini gıcıklardı bütün erkeklerin
    altın bileziklerle dolu bileklerin.
    açılırdı rüzgârda kısa eteklerin;
    açık saçık şarkılar söylerdin en fazla.
    ne çapkın komşumuzdun sen, fahriye abla!”