1. gün gelir insan anlayıverir
    tek başına yaşlanan bir ağaç olduğunu
    o yüzden kederi yazmak isteyebilir
    rüzgarın gövdesinde açtığı yaralara

    sonbaharda şaşarak öğrenirsin
    yaprakların rengine inanmamayı
    ve zamanın o müthiş yalanını
    o müthiş yalanını tutkunun, ihtirasın
    anların, anıların,
    çılgın bir nehir gibi kör koşularda
    yaşadıklarının ve yaşayamadıklarının

    dağlarda, odalarda, avunmalarda
    çoğaldın sandığın azalmalarda
    ışığını yitirmiş o ölü yıldızlarda
    düşen bir yaprağın son gülüşünde açan
    yankısız çığlıklarda

    şaşarak öğrenirsin
    zamanın ve hayatın büyük sırrını

    gök sadece yağmura anlatır sonsuzluğu
    oysa unutur damla toprağa değer değmez
    yağmurun da kederli bir ülke olduğunu

    unutmaktan başka güz yokmuş gibi
    ve hayattan daha gerçek bir yalan

    toprağa ne söyler yağmurun sesi
    bir şarkı mı, bir şiir mi, bir güz hikayesi mi
    yaşlı bir ağaç olsan, çırılçıplak bir ağaç
    ne söylerdin, kalbinde esip duran rüzgara?

    'beni terk et
    içimde sonbahardan başka bahar kalmadı'

    belki de gitmektir aşk, sadece gitmek
    avare bir kederi sarıp yaralarına
    rüzgarın devirdiği bir ağaç gibi
    köklerini sessizce bırakarak toprağa