1. hasbel kader bir kitaplıkta rastladığım, ertesinde cehenneme övgüsünü düzen bu fikir adamının bendeki yeri ayrıdır. daha önce montaigne'in denemelerinden aldığım tadı bir de onun üslubundan gördüm ve demeliyim ki gerçekten oldukça iyi çıkarımlara sahip bir kitap.

    ayrıca sanıyorum ki kafa ya da ot dergisinde denk geldiğim bir yazısında beni kahkahaya boğan şu anekdotu paylaşmıştır (hatırımda kaldığı kadarıyla, tam metne ulaşırsınız isterseniz):

    amerika'da yaşıyor ailesiyle birlikte, ehliyetini aldığı dönem. kız arkadaşıyla ki savcının kızı oluyor kendileri, bir akşam vakti arabayla gezerlerken kuytu denebilecek bir yerde duruyorlar. arka koltukta da bir şişe viski var. kısa bir süre sonra bir polis ekibi damlıyor hemen, kızı eve bunu da merkeze götürüyorlar. babasını felan arıyorlar tabi, geliyor alıyor adam. eve varıyorlar, babanın kendisine söylediği tek şey: bir kızla beraber olabilmek için onu sarhoş etmeye ihtiyacın varsa yazıklar olsun sana.

    velhasıl, edebi anlamda kıyak adamdır kendisi. öte yandan beyaz türk oluşuyla da ilgi çekici bir hayatı vardır sanıyorum ki.
  2. lise son ya da 3 hatırlayamıyorum beden hocasının odasına kapıyı tıklatıp girdim selamlaştıktan sonra "hocam dans için çağırmıştınız geldim nerede bekliyim?" diye sordum, baktı suratıma, elimde cehenneme övgü var,top oynadığı her halinden belli terle iyice belirginleşen suratta ki siyah pislik, üst baş leş gibi, "sen ya çok akıllısın ya da çok malsın" dedi. ben tabi şok. "bazen belli olmuyor" dedim gülerek,mal olduğumu o zaman anlamıştım. vel hasıl dans mans derken yazarın bu kitabı bende hep bu anıyı hatırlatır. göt oğlanı beni böyle kodladı hep kendimi mal gibi hissettim. !! bu da böyle bir anımdır.

    bu arada,cehenneme övgü kitabımı ödünç alıp getirmeyen arkadaşa sesleniyorum senin ben amk.