-
ali babasina sormuş:
- baba ben nasil dünyaya geldim?
-gece annenle yatmaya gittiğimizde yatağin çevresine şeker koyduk.sabah kalktiğimizda sen gelmiştin.bu fikir ali'nin ilgisini çekmiş ve denemeye karar vermiş.yatarken yatağinin çevresine şeker koymuş. sabah bütün karinca, böcekler, vs. yatağin çevresindeymiş.
ali:
- ulan demiş, şimdi size elimin tersiyle bir korum ama baba yüreği.... -
ogretmen sinifa girer ogrencileri tek tekkaldirir isimlerini sorar
-senin ismin ne cocugum
-yayayayakup örtmenim
-yaa kekemesin demek
-yok hocam degilim, babam kekemeymis nufus memuru da piç. -
köyün birinde 105 yaşında bir dede otururmuş. bi gün gazeteciler köye gelmiş, uzun yaşamın sırrı ile ilgili bi röportaj için.
'amcacım sen görmüş geçirmiş biri olarak bizlere eskilerden güzel bir anını aktarır mısın?'
amca biraz düşünüp başlamış anlatmaya:
'bir gün bizim muhtarın eşşeği kayboldu,köyün gençleri toplandık aramaya çıktık.eşşeği bir tepenin arkasında başıboş bulduk. e tabi o zamanlar genciz, kanımız hızlı akıyor, hazır orda eşşeği bulmuşken bir güzel..'
'öhhö öhö amca' diye toparlamaya çalışmış gazeteci, 'en iyisi sen bize başka bir güzel anını anlat' demiş.
amca yine biraz düşünmüş:
'bir gün bizim muhtarın kızı kayboldu,köyün gençleri toplandık aramaya çıktık.kızı bir tepenin arkasında bulduk. e tabi o zamanlar genciz, kanımız hızlı akıyor, hazır orda kızı bulmuşken bi güzel..'
'ya amca senin nasıl güzel anıların var böyle ya, en iyisi sen bize kötü bir anını anlat' demiş gazeteci.
amca biraz düşünmüş ve:
'bir gün ben kayboldum..' -
bir otobuste kadin arkadan sıkıştıran bi adama donerek "noolorus bre ha bire arkamdan yüklenooorsun," der. genc adam gayet sakin"otobus hanfendicim fren yapinca iste yani sey pardon" der. az sonra kadin yine uyarmak zorunda kalir "bre yüklenip duroorsun". genc adam yine sakin "madam fren... otobus fren yapinca...". kadin sozunu keser, "iyide o pantolondaki sert sey nooolor?" " eee maasimi yeni aldim da, onlar para tomari" der genc adam. madam da yillarin madami durur mu:" bre bu nasil maastir, taksimden beri her frende zam geloooor" ;) -
ninenin biri torununun odasina girer ve ciplak görür. "amanin o ne der" torun gayet sakin, "bu benim aşk elbisem"der. bu laf nnenin cok hosuna gider. aksam dede odaya bi girer nine ciplak,dede bakakalir. nine bi duraksamadan sonra "bu benim aşk elbisem"der. dede istifini bozmadan :" bi ütüleseydin!!!" -
!---- +18 ----!
temel inşaatlarda çalışan bir kalıpçıdır. bir gün çalışırken -talihsizlik bu ya- keseri sallar, kalıptan seken keser penisine denk gelir ve organ kopar.
temel pantolonun cebine penisini katar, koşa koşa doktorun yanına gider. temeli kan revan içerisinde ağlamaklı gören doktor olayı sorar, bizimki telaşlı telaşlı anlatır. ardından doktor:
- "tıp artık çok ilerledi evladım dert etme, sorunsuzca yerine dikeriz ver bakalım sen şu organı bana." der.
temel cebini karıştırır karırştırır en sonunda cebinden çıkarttığı tadelle'yi doktora uzatır. doktor temele bakar, temel tadelleye bakar, tadelle doktora bakar, en sonunda doktor dayanamaz sorar :
- evladım bu ne?
temel:
" eyvah, yarra yedik doktor bey."
!---- :) ----! -
"sona kalmış olan o adı ağza alınma yaratığı vurduktan sonra el fenerinin ışığında gördüğüm şey öylesine yalındı ki ne olduğunu anlayıp da hezeyana kapılmam için neredeyse bir dakika geçti. tiksinç bir yaratıktı; sararmış sivri dişleri, keçeleşmiş kürküyle kirli beyaz goril gibi bir şeydi. memeli dejenerasyonunun son ürünüydü; tecrit edilmiş döllenmenin, üremenin, yer altında ve yer üstünde yamyamca beslenmenin korkunç sonucuydu; yaşamın ötesinde pusuya yatmış sırıtan ve hırlayan dehşetin ve karmaşanın beden bulmuş haliydi. yaratık ölürken bana baktı; gözleri, yer altında bana bakmış olan gözlerle aynı tuhaf özellikleri taşıyordu.. son nefesini verirken birisi mavi öteki kahverengi olan gözleri yavaşça kapanıyordu. kapattığı gözlerinin ardından salyalar akan ağzının kenarından son sözler döküldü: "imamatipler kapatılsın"
-pusudaki dehşet-
bir lovecraft fıkrası -
lotarya
benzin istasyonunun onunde bir afis: "depoyu dolduran lotaryada tutturursa bedava seks kazaniyor."
ä°ki kafadar benzinciye "doldur depoyu" der, sonra bedava seks icin lotaryaya talip olur...
benzinci sorar: - "kafamdan bir sayi tuttum, bilirseniz bedava seks..." "uc" derler...
benzinci, "bilemediniz, ben bes tutmustum." bir hafta sonra iki kafadar yine gelir, depo yine doldurulur,
yine lotarya... bizimkiler "yedi" der. benzinci "olmadi, ben alti tutmustum". uc gun sora yine depoyu doldururlar,
yine lotarya... "iki" derler, benzinci "bir" der. kafadarlardan biri arkadasina acilir:
"yahu bu bizi kandiriyor galiba, hep baska rakam soyluyor. hile yapmasin?" digeri cevap verir:
"yok canim kizkardesim arka arkaya iki kere kazandi." -
bir ormanda ne hikmetse bütün hayvanlar uyuşturucu bağımlısı olmuşlar. her biri bir köşede kendini uyuşturmakla meşgul. derken hoppidi hoppidi bir tavşan zıplayarak gelmiş ve ininde esrar içen aslana;
"aslan kardeş yapma bunu kendine bak sen ormanın en güçlü hayvanısın. gel hoplayalım zıplayalım koşalım, sağlıklı yaşayalım" demiş.
aslan da;
"haklısın" deyip esrarı bi kenara atmış. bunlar koşarak zıplayarak filin yanına varmışlar. fil de o sırada eroin alıyormuş damardan. tavşan filin yanına yaklaşıp;
"fil kardeş yazık değil mi canına, hiç yakışıyor mu? bırak şunu gel koşalım, sağlıklı yaşayalım, bak ne güzel ormanımız var" demiş.
fil de bi aslana bi tavşana bakıp "evet ya lanet olsun bırakıyorum" demiş ve üç kafadar koşa koşa maymunun yanına gelmişler. maymun da kokain çekiyormuş. tavşan maymunun yanına gidip;
"maymun kardeş sağlıklı yaşam, gel koşa..." derken maymun şrrraaakk diye tavşana tokadı patlatmış.
aslanla fil isyan etmişler;
"napıyosun lan ! o bizim iyiliğimizi istiyordu !"
maymun sakince cevaplamış;
"ya her extacy içtiğinde peşine takıp koşturuyo bizi ipnetor"
copy paste değil alın teri -
çok genç ve güzel bir hatun sürekli taciz edildiğinden ve erkeklerin ona sadece seks için yaklaşmasından bıkıp intihar etmek için 50 katlı bir gökdelenden aşağı atlamış.
40. katta bir fransız havada yakalamış hatunumuzu.
"oooo matmazelll" demiş "ne kadar da genç ve güzelsiniz, insan hiç canına kıyar mı?" (fransızca mı söylemiş, kız anlamış mı falan diye düşünmeyin, fıkra bu )
"ya ne yapayım?" demiş kadın.
fransız, "gelin buradan bir fransız restoranına gidelim, yiyelim içelim, oradan bir klübe gider dans ederiz. sonra da benim otele ;)"
kadıncağız "bıktım allah kahretsin" diyip atmış kendini.
30. katta bir ingiliz tutmuş "aman tanrım ne kadar genç ve güzel bir hanımefendi ! insan hiç canına kıyar mı?" demiş.
"ya ne yapayım?" demiş kadın.
ingiliz, "gelin buradan bir ingiliz gece kulübüne gidelim, içelim eğlenelim, oradan da benim daireme gider vee anlarsın ya ;)" demiş.
kadıncağız "bıktım allah kahretsin" deyip yine atmış kendini.
20. katta temel kadını havada yakalamış ve demiş ki "kız sen deli misin, gençsin, güzelsin, insan canına kıyar mı?" (laz şivesi yapamıyorum her şeyi devletten beklemeyin artık)
"ya ne yapayım?" demiş kadın.
temel, "gel bi hamsi tava yiyelim,bi demli çay içelim, sonra da..." derken hatun sözünü kesmiş temelin,
"sonra da bi güzel beni s.kersin değil mi?" deyince temel kadına bakmış, bi daha bakmış,
"or...pu !" deyip atmış kadını aşağıya.
copy paste değil alın teri (swh)
(umarım gülüyorsunuzdur çünkü sivilde kimse fıkralarıma gülmüyor, dedim dedim inanmadınız noldu şimdi diyen amca gibi kalıyorum hehehe)