1. seyyidhan kömürcünün hasar ayini isimli kitabında yer alan bir şiir.


    aslında sadece bunu diyecektim:
    durmadan hurdayım yanımda özen ve ısrar
    yanımda boyuna kızaran yüz, burası dağılan dikkat
    aslında düşünün sadece, bellek buyurun
    nerdeyim, tam görünmüyorum, yalanlar uğrayacaktı bana
    nerdeyim, üstelik telaşım da yok ortada

    bilinir ki sadece bunu diyecektim:
    iki kış bir karış devletle burdayım aslında
    burdayım, burası oğulluğumun özenle suya bırakılmış semender hali
    sözdü nemlenmeyecektim, sözdü sadece eğilip suyu sevecektim
    ahh, kalmayacaktım kimsenin kimseye bir tespih kadar olmadığı günlerde
    yalnız yüzümün karışlarına kanıp o devlete asla surat asmayacaktım
    kandım, kaldım ve anladım
    önümde beş öğün yangın, sonumda sivas'ı dökülmüş ülke
    herkes en çok kendine diğeri, kendi kendine surat
    şaş dedim son dedim
    şaş! ve olma zurnası kırık babamın davul eli
    sonunda annem, elinde onun vasiyet tefi
    vur haa! vur haa! vur haa...
    ahh, sonra pişman pişman
    annem annem
    yüzüm gözüm birer birer
    beni vur! vurma cinnet ikizlerimi

    aslında sadece bunu diyecektim, burdayım ve bu bir oyuk
    burdayım, burası hâlâ ve öylesine ağırlandığım durak günleri
    dalgın yarımda şüphe, bıraktığı bıyıkta sebep arayan dedem
    yanımda annem yanımda cinnet ve cinayet ikizlerim
    yanımda savruk bir çift kabadayının dağılmış tespih taneleri

    sorma, sadece oraya gidecektim, kötü çekilmiş bir fotoğrafa
    o kimsenin kimseye bir devlet kadar kasrı yok günlerde
    duası ezber, avluları dar ve toz
    çeşmeleri ısrarla bozuklu çocukluğumun
    orada değil, aslında durmadan burdayım burası çatık zamanda ısrar
    burası özenle pişman, iki karış yüzümde terleyen telaş
    sordum: sır kızıl, devlet unutkan, gördüğüm her surat tenha
    sordum: törenler giz, zamanlar az, şakayla karışık:
    hâlâ severken öldürülen o yavruya mı benziyor aşklar

    ben buraya aslında kal diyen her yerden çıkıp geldim
    şaştım, geçerken hiçbir hayata taşınmadan kaldım
    taş attım kendime, kuyu kazdım
    özendim kaldım geçerken uğrayan babanın çocuğuna
    durmadan kendime geçtim, geçmeye devam
    ben ısrarla uğrayanı özenle sevdim, sevmeye devam
    elbet kendi kendine sağanak
    elbet babadan kalma bir yağış biçimi
    yine de ahh: gümüş ömürlerin altınkesimi
    canım canım
    teker teker
    tane tane söyle babadan kalma oyuk günleri

    aslında sadece bunu diyecektim. burdayım!
    burası dövülmüş bir yüzün yüz üstü düşme hâlleri



    şahsımca mısra-ı bercestesi şudur:

    "ben buraya aslında kal diyen her yerden çıkıp geldim"