1. ikinci dereceden türevin 0'a eşit olduğu noktalardır. tabi bunun için hayatın sürekli olması falan gerekiyor oralara girmiyorum...

    (bkz: dönüm noktası)
  2. sanıyorum en önemlisi ölüm noktasıdır. toprağa dönüyoruz, o bakımdan. ne yüzer, ne uçar. ne balık, ne de kuş. orta vadede tabii ki, topraktan geldik, toprağa dönüyoruz. uzun vadede belki de, balıktan geldik, kuşa dönüyoruz. cidden ama, bir kuşa döndüğümüz doğrudur. ama hangi kuş? ya da sudan çıkmış balık.
  3. üniversiteyi kazanmam çünkü kimin ney olduğunu gördüm
  4. ekonomik açıdan ele alırsak bireysel kredi sözleşmesine imza atılan an bunlardan biridir. artık sisteme tam anlamıyla entegre olmuş, özgürlüğünüz ve yaşanacak yıllarınız pazara çıkmıştır. o imzadan sonra artık sisteme borçlu hale gelirsiniz ve artık "çalışmak" tabiri sizin için üretmek, birey olmak olgularının dışına taşar; hizmet etmek, görevini yerine getirmek, borcunu ödemek tabirlerine dönüşür. o andan sonraki yaşamınız kısa vadede bolluk dönemi ve refah düzeyinde artış, orta vadede rutin ve keyifsiz refinansman döngüsü, uzun vadede bitse de gitsek, lanet olsun denilen batak dönemden oluşur.

    eğer 2016 yılında yaşıyorsanız ve hasbelkader orta düzeyde bir yaşam koşulu oluşturmuşsanız bilmeniz gereken en önemli husus finansmandır. harcama ve gelir dengenizi kontrol altında tutabilmektir. bu devasa düzenin içinde karınca misali yaşamayı becerebilmek en önemli yeteneklerden biridir. böyle bir dönüm noktası vardır ve önemli olan bu noktayı transit geçebilmektir.

    iyiye yönelten dönüm noktalarının hayatta pek de bir önemi olduğunu sanmıyorum. fırsatlar ve seçimler hep karşımızda oluyor, bundan sonra da olacaktır. önemli olan seçme özgürlüğümüzü(-ki bu da ayrı bir mahkumiyettir) geçici refah uğruna satmamayı başarabilmektir. hapishanenin içinde kendine başka bir hapishane daha inşa etmek doğru bir benzetme olur, hiç değilse güneşi görelim derim.

    özet: borçlanmayın.
    not: bankacıyım.
    abi