1. bir kez alınca bir daha almak isteyeceğiniz, hem ekonomik açıdan tasarruf hem de bir kaç ağaç kurtarmanızı sağlayan kitaptır. yıpranmış sayfaları sararmış kağıdıyla kitaplığınıza yaşanmışlık katar. sizden önceki sahibinin izlerini taşıdığından içten içe bir bağ kurarsınız tanımadığınız insanlara karşı. okurken daha nazik davranırsınız yeni aldığınız kitaplara nazaran. kokusunu içinize çekmek bile gülümsemenizi sağlar. yağmurlu bir günde okunmayı bekler.
  2. ikinci elde olsa korsan olmamalı bence asla. onun dışıdna geçen şöyle bir ayar yedim dolmuş şoföründen;

    dolmuş şoförü: ne kitabı o?
    ben:(konuşmak istemeyerek)eski kitap ya, 30 yıllık.
    şoför: kitabın eskisi olmaz.

    haşşırrrrtt diye ses geldi

    edit: buradan dolmuş şoförünü küçümsediğim fikri nasıl çıktı bilmiyorum ama babası taksi şoförü olan biri olarak dolmuş şoförünü küçümsemiş olamam emin olun.
  3. kendi kitaplarımı okuyup bitirdiğimde hiç okunmamış gibi bırakırım en azından öyle olması için çaba sarfederim. altını çizmem sayfayı kıvırmam sadece ilk sayfaya not düşerim. yine de ikinci el kitap almayı seviyorum benimkiler gibi kullanılanları değilde çizilmiş üzerine not alınmış kitaplar daha hoş geliyor. özellikle eski basım yaprakları sararmış üzerinde eski sahibiyle ilgili bir şeyler olan kitaplar heyecanlandırıyor beni.
  4. ilk sahibini bilmediğim kitaplari okurken aklıma kitap okurken yattığı hasta yatağında girdiği öksürük krizlerinde ağzından kan gelen tipler geliyor.
  5. geçen sene sahaftan çok dikkatimi çeken bir kitap almıştım, muhtemelen basımı 1998 falandı. gerçi yeni basımları da varmış daha sonra araştırdığımda gördüm. alıp eve geldiğimde açtım hemen okumak için. ilk sayfasında "mitoz'a sevgilerle" yazıyordu. öyle mutlu oldum ki bu tesadüften, sanki bana gönderilmiş gibiydi adımı gördüğümde. içinde de ufak ufak alınmış notlar vardı. o kitaba özel bir değer verdim. yani başka bir mitozdan başka bir mitozun eline geçti. ve kütüphanemin güzel bir köşesinde kendi anısını yaşatarak yeniden okunmayı bekliyor.