1. ben ilk defa 15 yaşında bindim uçağa. ankara - izmir seferiydi ve öğlen saatlerindeydi.
  2. ilk kez 16 yaşında ailemle kuzey kıbrıs'a gitmek için binmiştim uçağa. gidiş sabah erken saatlerde dönüş ise iki gün sonra gece 12 civarlarında falandı. her iki seferde de çok heyecanlanıp mutlu olmuştum, ama gece kalkış ve özellikle istanbul'un renkli ışıklarına karşı iniş daha bir zevkli gelmişti. hala da öyle olduğunu düşünüyorum.
  3. 16 yaşımda izmire gitmiştim. uçağın boyutları havaalanında sıra beklemesi şaşırtmıştı. kulaklarım çok ağırmıştı. 13 saat yolu1 saatte gitmek benim için uçağı en iyi teknolojik araç yapmıştır.pencere kenarına oturmadım diye çok bozulmuştum. 3. koltuktan pencereye bakmaktan boyun ağrısı çektim. şimdi en nefret ettiğim şey birinin izlemesi. ama en güzeli de aşağıdaki yeri tahmın etmek
    ryu
  4. ilk kez bu yaz bindim, şimdiye dek ya gerek yoktu ya fırsat. soluma düzenli olarak uçakla yolculuk eden fakat aşırı korkan biri oturmuştu, yol boyu kendisinin zihnini meşgul ettim korkusunu unutsun diye. tersi olmasını yeğlemezdim fakat ilginç bir deneyim oldu benim açımdan.
  5. 2010 du. yükseklik korkum olmasına rağmen beni hiç etkilemediğini fark etmiştim. bu sefer de kapalı alan rahatsızlığı yaşamaya başladım ama fobi düzeyinde değil. kendimi yolun kısa süreceği konusunda telkin ederek rahatlatıyorum. bir de uçağa hep ama hep uykusuz biniyorum ve genelde uyuyorum. alkol alıp binmek de süper zevkli oluyor, eklemem lazım.
  6. ilk uçak yolculuğumda alitalia ile italya üzerinden aktarmalı gidiyordum, uçak romaya inişi başarılı bir şekilde yaptığında anda italyanlar pilotu alkışlamaya başladı, ben de katıldım hoşuma gitmişti. başka hiç bir ülkede görmedim.

    sonraları 1950'lerden kalma bir türk filminde de aynı olaya rastladım, herhal bizde de olan bir adet idi ama zamanla unutuldu. şimdi bir iki yapsak ekşici piçler hemen "pilotu alkışlayan çomarlar" diye başlık açar. tanım falan yok.
  7. 23 mü, 24 mü ne yaşımdayken hollanda'ya gitmiştik kardeşim ile.
    zorunda kaldığım için havalimanındayken ingilizceyi bildiğiniz şakımıştım.
    o zamanlar google translate de yoktu. kendi çabamla derdimi anlatabilmiştim ve bu beni çok mutlu etmişti.

    ne günlerdi.