1. ikisinin de uyku modu var. ama bilgisayar uyanınca sinirli ya da sersem olmuyor.
    abi
  2. ikisi de sık sık sinir bozar.
  3. zamanı gelince ikisi de ölür.
  4. İkisinin de işlem kapasitesi sınırlıdır. Zeka seviyesi ve ram olarak alabiliriz bunu sanırım. Ne kadar bilgi veri olursa olsun her ikisi de basit işlemlerden daha komplike işlemlere doğru kayıldıkça yavaşlamaya ve bir noktadan sonra hata vermeye başlar. Aynı şekilde yapılan işlemi daha basit şekilde anlatınca her ikisi de daha işlevsel oluyor.

    İkisi de iletişim halinde. İnsanlar konuşa konuşa, bilgisayarla data alışverişiyle iletişim yapıyor. Ancak insan işin içine mesafe girmediği sürece daha iyi sanırım bu konuda. Hiç değilse daha tecrübeli. Şöyle ki insanlar arasındaki iletişim insandan da önce başlıyor. Evrimin basamaklarını tek tek tırmanan bakteriler kendi aralarında protein ve baz alışverişiyle ortama adapte olmak için iletişimde bulunurken(*:iletişim, iletilen bilginin hem gönderici hem de alıcı tarafından anlaşıldığı ortamda bilginin bir göndericiden bir alıcıya aktarılma sürecidir.(wikipedia) Burada alınan ve verilen bilgi her iki hücre içinde anlam ifade etmekte ve yararlı olmaktadır.), çok hücreli canlıların ilk örneği sayılabilecek koloniler iş bölümü esnasında, daha gelişmiş canlılar ise avlanırken, kendilerini veya yavrularını korurken veya üremek için iletişimde bulunmuş. Bu arada da aralarından ortaya çıkan insanda aynı sebeplerle iletişim kurmaya başlamış. Daha sonra daha karmaşık hale gelen sebepler sayesinde iletişim becerisini arttırmış, yazıyı icat etmiş, sadece iletişim kurduğu kişi ne dediğini anlasın diye kriptolojiyi ortaya çıkarmıştır. Telefonunun veya bilgisayarın bulunma amacı da yine budur.

    Ancak bilgisayarlar arasındaki iletişim ancak 1950'li yılların başında olmuştur. Amerikalı bilim adamları en başta askeriyede ve ticari hava yollarında kullanılmıştır. Daha sonra 80'li yıllarda günümüzdeki internet kavramı ortaya çıkmaya, normal halk (*:sadece üniversite gibi yerlerde kullanıma sunuluyor bu zamanlarda) mail, ftp, http gibi kısaltmalarla tanışmaya başladı. CERN tarafından geliştirilen bu iletişim ağı www kısaltmasıyla yaygınlaşıyor ve günlük kullanıma uygun hale getiriliyor. odtü(*:kominist yuvası)'de gelişmelere ayak uydurmak adına amerikadan bir hat kiralayarak ancak 90'lı yıllarda ülkeye internetin girmesini sağlıyor.

    Tabi ki bu yapılanların yine insanlar arasındaki iletişimin hızlanması için yapıldığını unutmamak gerekir.

    Bilgisayarlar ve insanlar arasındaki bir benzerlikte ilk kez dış dünyayla tanışınca virüslere karşı aşırı savunmasız olmasıdır. Eğer bilgisayarları veya yeni doğan çocukları en başından (*:işletim sisteminin kurulmasından, doğum anından itibaren (ancak doğum anında anneden de hiçbir parazit almaması lazım)) dış dünyadan soyutlayacak olursak ikisi de steril kalır ancak her ikisi de işe yaramaz. Hatta insan sindirim sistemindeki bakterilerin eksikliği sebebiyle ölme veya hastalanma olasılığı da vardır. Ancak dış dünyayla etkileşimde olan bilgisayar veya insan kendisini korumak zorundadır. Bu nedenle ikisi de antivirüs programlarına sahiptir ve çalışma sistemleri çok benzerdir.

    Antivirüs programları dağıtımcı tarafından gönderilen virüs bilgilerini alır ve bilgisayara girince bu özelliklere sahip bir dosya girince virüsten kurtulur. İnsan da daha önce vücuduna giren antijenlere karşı oluşturduğu antikorları saklayarak daha sonra vücuda bu özelliğe sahip bir antijen irdiğinde antikor oluşumunu tetikler ve kurtulur.

    Virüslerin çalışma prensiplerine bakacak olursak her ikisi de bilgi deposunu hedef olarak alır.(*:dosya virüslerinden bahsediyorum. Diğer virüsler farklı olabilir.) Her ikisi de girdiği yerdeki bilgilerin içine kendini kopyalayarak kendini çoğaltma yoluna gider ve böylece girdiği organizma veya bilgisayar çalışmayacak konuma gelene kadar buna devam eder.

    Son olarak her ikisi de zorlanınca ısınıyor.