• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (7.09)
Yazar orhan pamuk
kar - orhan pamuk
on iki yıldır almanya'da sürgün olan şair ka türkiye'ye dönüşünden dört gün sonra, bir söyleşi için kars şehrinde bulur kendini. ağır ağır ve hiç durmadan yağan karın altında sokak sokak, dükkân dükkân bu hüzünlü ve güzel şehri ve insanlarını tanımaya çalışır. kars'ta ağzına kadar işsizlerle dolu çayhaneler, dışarıdan gelmiş ve kardan mahsur kalmış gezgin bir tiyatro kumpanyası, intihar eden ve türban direnişi yapan kızlar, çeşitli siyasal gruplar, dedikodular, söylentiler, karpalas oteli ve sahibi turgut bey ile kızları ipek ve kadife ve ka için bir aşk ve mutluluk vaadi vardır. orhan pamuk bu kitabını postmodern olduğunu ve aynada gözüken şeyleri, aynayı dürüstçe tartıştığını söylemektedir. kitabında kendisinin türkiye'nin hikâyelerini anlattığını belirtmektedir.


  1. açıkçası okurken çoğu zaman sıkıldım. özellikle bazen betimlemeler insana fenalık geçirtecek düzeyde tekrarlanıyor. kurguda ise bazı tutarsızlıklar ve olay akışına göre bazı karakterlerin anlam veremediğim davranışları ya da durağanlıkları vardı. diğer yandan yazarın hikayenin geçtiği zamandaki siyasal atmosferi tarafsız ve çok sesli bir şekilde anlatışı hoşuma gitti.
  2. bu kitabın henüz ilk sayfalarında ufak bir paragraf sayesinde kendimi 2 saat düşünürken bulmuştum. ka otobüste yanında oturan köylü adamın kendisine huzur verdiğini hissetmişti. bu huzurun kaynağı da kendinden güçsüz birisini anlayıp ona şefkat duymasıydı. ka kendini adamın yerine koyup dünyaya o adamın gözlerinden bakmaya çalışıyordu ben ise kendimi ka'nın yerine koyup kendinden güçsüz birine şefkat duymak nasıl insana huzur verir onu anlamaya çalışıyordum. 2 saat boyunca ka'yı anlayamadım. 3 sene geçti ka'yı anlayamıyorum.
  3. ka, karlı kars'ta, karpalas oteli'nde, ipek'e aşık. etrafında da kara bir köpek geziniyor.
    metu
  4. ka'sını kafkadan ödünç alan, atmosferiyle beni büyüleyen orhan pamuk romanı.

    türkiyedeki herkesin en azından "ka şeyh efendiyle" kısmını okumasını isterim. kitap anlattıklarıyla türkiyeyi, islamiyetle batı arasındaki çelişkiyi öylesine güzel özetliyor ve çağdaşlık, islamiyet, batılılaşma, kavramlarını irdeliyor.
    !---- spoiler ----!

    "müslüman olmak istiyorum ama içimdeki batılıyı öldürmek istemiyorum"

    !---- spoiler ----!
    kup
  5. olay örgüsünün yeterince iyi kurgulanamadığı, kişilerin oldukça silik kaldığı bir orhan pamuk eseridir kar. keşke zahmet edip romana adını verdiği kar imgesinin üzerine biraz daha yazabilseymiş yazar efendi. neyse ayyorlamam bu kadar.
  6. roman verdiği "kar" isminin, olayların geçtiği kars'ın kısaltılmışı olarak düşünmemi pekiştiren kitaptır.
    kars'ta yılın belki 8 ya da 9 ayında kar görülebilir. her şey karla tıkanabilir, gece sabaha varmayabilir. "kar" demek benim için hep "kars" demekti, bunu da benim gibi anlayan orhan pamuk oldu.
  7. içerisinde geçen 'yeni hayat pastanesi'nin orhan pamuk'un bir diğer harika kitabı olan yeni hayata gönderme olduğunu düşündüğüm kitaptır. aşağıdaki linkte yer alan bilgiye göre bu pastane gerçekte lale pastanesi fakat artık dürümcü olarak hizmet veriyormuş.

    kitapta geçen mekanları görmek ve gerçek isimlerini öğrenmek için;
    http://www.magaradergisi.com/edebiyat/397-pompaciya-orhan-pamuk-sormak
  8. orhan pamuk bir kar tanesi çizip merkezine 'ka' isimli kişiyi yerleştirmiştir. etrafındaki kısımlar ka'nın etrafında dönen olaylardır.
    daha önce hiç orhan pamuk okumamış kişilerin bu kitaptan başlamasını tavsiye ederim. pamuk'un diline, yazım tekniğine güzel bir giriş olur.
  9. orhan pamuk romanlarıyla ilgili sıkıntılarım:

    1) karakterler çok konuşuyor. yazarın belirgin bir dünya görüşü olmadığı için karakterler felsefeye felan hiç bulaşmıyor. bu yüzden öyle kestirmeden konuşuyorlar ki kendilerine dair bir gizem kalmıyor. halbuki kitaplarda genelde çok karakter var.

    2) karakterlerde gizem kalmayınca sürükleyicilik mistik seviyesinde olaylar, ilişkiler, karşılaşmalarla yakalanmaya çalışılıyor.

    3) böyle olunca olaylar ana tema, karakterler arka fon olarak kalıyor. yani yazar, yaratmayı amaçladığı atmosfer uğruna ölen, işkence gören, dayak yiyen, ızdırap çeken onca karakteri bozuk para gibi harcıyor. bu da beni sinir ediyor.

    not: kitabın yarısındayım.bitirince umarım bunu silmem gerekmez.
  10. amerika'da lise ve universitelerde sene basinda birkac kitap belirlenir ve tum yil boyunca cocuklar o kitaplari okurlar, tartisirlar etkinlik kapsaminda. "big read" derler bu tarz etkinliklere ve ulkemizde de yapiliyor sanirim birkac universitede gormustum. evet boyle bir event icin secilmisti orhan pamuk'un kar kitabi ve ben de sans eseri o etkinlik kapsaminda yil sonu gerceklestirilen konusmasi ile tanistim kendisiyle. tum gun suren bir konferans verdi ve tum liselerden gelen cocuklar kendisine kitap ile ilgili sorular sorup, yaptiklari odevleri sundular. amerikali cocuklarin cikarimlarini ve hazirladiklari sunumlari gorseniz bayilirdiniz. ana karakterlerin karikaturlerini yapanlardan ayni sekilde giyinmeye calisanlara kadar inanilmaz bir gorsel solendi. o etkinlikte romanin yazim surecini anlatti ve yaptigi uzun gozlemlerden bahsetti. oturup kahvede gozlem yapmis aylarca. hatta bolge halki kendisinin istihbarat ajani oldugu dedikodusunu yaymis. bazisi meczup sanmis gelip cay icip notlar alip gidiyormus. bir romanci icin inanilmaz bir surec aslinda. oturdugu yerden dunyanin bir ucunda gecen kitap yaziyor bazi yeni nesil gencler. bazisi hic bilmedigi bir konuda oturup cikarimlar yapabiliyor cahil cesareti ile. romancilik boyle bir sey iste. halki tanimadan bilmeden ne yazarsan yaz havada kalir. o yuzden gidip o atmosferi yerinde yasamak, empati kurmak, iliski gelistirmek gerek. kitaba bu acidan yaslasirsaniz ulkenin sansli(!) tabakasindan cikip kirsal ile ilgili nasil roman yazilabildigini gorursunuz. ne kadar icerisine girmistir tartisilir ama orhan pamuk elinden geleni yapmistir benim nezdimde.