• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (9.00)
Yazar Uygar Şirin
karışık kaset - uygar şirin
müziğe aşık birinin çocukluk aşkı ile yaşadığı 30 yıllık ilişkiyi anlatan bir kitap.


  1. öncelikle müzikle pek arası olan biri değilim ona rağmen bu kitabı çok beğendim. tek pişmanlığım kitapta adı geçen şarkılarla beraber okumamak oldu. kitabın sonunda adı geçen şarkıların bir listesi olduğunu bitirince öğrendim. size tavsiyem bir değişiklik yapın ve bu kitabı okumak için önce o şarkıları içeren bir karışık kaset (playlist) hazırlayın.

    üç bölümden oluşan kitap karakter olgunlaştıkça daha da zevk veren bir hale dönüşüyor. (bkz: erken kaybedenler - emrah serbes) 'in aksine karakterler çocuk olarak başlıyor, büyüyor, olgunlaşıyor ve bu olgunluk bölümlere de yansıyor. ayrıca yazar sanki gerçekten yaşamış gibi anlatmış, belki kitapta ki film gibi gerçekten yaşamıştır.

    kitabı basit bir aşk hikayesi olduğunu sanıp ön yargı ile başladım ama umduğumdan çok daha iyi bir hikaye ve anlatım tarzı buldum. belki bundan dolayı çok beğendim ama genede herkese okumalarını tavsiye ederim. özellikle eski pop müzik severler kesin okumalı, benden çok daha fazla zevk alarak okuyacaklarına eminim.

    edit: filmini izlemiş olanlar için eklemek isterim. ben izlemedim ama sadece film afişine bakınca bile kitapla biraz alakasız gibi duruyor. okuduğum yorumlarda bunu doğrular nitelikte.
  2. sanırım 5 yıl kadar önce okudum. ben okuduğumda henüz filmi çekilmemişti ve benim gibi eski pop şarkısı sevenler için gerçekten tatlı bir akıcılık diyeyim adeta şiir gibi akan bir kitap oldu. bir taraftan kitabın filmi çekilse fena olmaz demiştim diğer taraftan da ıssız adam gibi popüler kültüre yem olmasının kitabın klasikleşmesine engel olacağını düşünüyordum.

    bir gün kitabın yazarı uygar şirin ile mesajlaşma şansı buldum. uygar bey dedim olur da bir gün kitabın filmi için bir girişimde bulunulursa; bir düşünün film tutmaz ve popüler kültüre anlık bir yem olur sonraki yıllarda kitabın akıbeti için bu durum olumsuz. zira akıllarda ilk önce filmi gelir ve o filmin özensizliği kitap hakkında olumsuz bir düşünce oluşturur. uygar bey ise oldukça sert çıktı; "ben filminin çekilmesini istiyorum, sizin gibi düşünmüyorum" dedi. sağolsun beni ciddiye aldı ve bir hafta boyunca mesajlaştık pek ikna edemedim.

    aradan bir iki yıl geçince filminin çekileceğini öğrendim. zaten mert fırat adını duyar duymaz ben bu filmi izlemem dedim. mert fırat ile kitaptaki karakterin uyması neredeyse imkansız. ben örtüştüremedim belki sevenleri vardır. velhasıl filmi tutmadı ben haklıymışım demeye hakkım olduğunu düşünüyorum. bir kitabı yazarından daha çok sahiplenmek böyle bir duyguymuş. uygar şirin'den daha çok kitabın yazarı benmişim gibi davranmam belki de hoşuna gitmiştir. bir yazar için güzel bir duygu olabilir.