1. yeni bulunan, dünya'ya oldukça benzer olan gezegenlerden biri oldu artık. Oraya ulaşılması şuanki teknolojiyle milyon yılları, gelişmiş teknolojiyle binlerce yılları alırmış. Anca solucan deliğiyle ulaşılacakmış gibi duruyor şuan. Yaşam büyük ihtimalle de var. Merakla yeni haberleri bekliyoruz.

  2. Dünya'nın yarı çapından büyük olduğu ve Güneş gibi bir yıldızın etrafında döndüğü ileri sürülüyor. Kepler'in etrafında döndüğü bu yıldız Güneş'ten biraz daha büyük ve daha fazla ışık saçıyor. Keplerin bu yıldızı ile arasındaki uzaklık Dünya ile Güneş arasındaki uzaklık ile hemen hemen aynı. Ancak Kepler'in Dünya'dan yaklaşık yüzde 60 oranında daha büyük ve yıldızının güneşten daha büyük bir enerjiye sahip olması gibi nedenleri göz önünde tuttuğumuzda şu bilgiye varılıyor: Yıldızı Kepler'e, Güneş'in Venüs'e verdiği kadar enerji veriyor. Bu cümleyi okuduğumuzda yaşayamayız orada diyebiliriz ama şöyle de bir ayrıntı dikkat çekiyor. Venüs'te milyonlarca yıl önce suyun olduğu tahmin ediliyor. Ancak Venüs'ün içinde bulunduğu küresel ısınmadan dolayı bu su, buharlaşıyor. Venüs'ün kütle çekim kuvvetinin azlığından dolayı atmosfer oluşamadığı için de iklim olayları meydana gelmiyor ve bu buharlaşan su yağmur olarak geri dönmüyor. Uzayda yok oluyor anlayacağınız. Keplerde ise Venüs'teki gibi bir küresel ısınmanın olmadığı varsayılıyor. Çünkü Kepler'in kütle çekim kuvveti Dünya'nınkinden de büyük ve bu kütle çekim kuvveti atmosferi yaratabilir. Bu atmosfer de iklim olaylarının doğmasına sebep oluşturabilir. Yani Kepler'de bol miktarda su olabilir. Daha detaylı bilgi için: tıkla



    Kepler henüz farkına varamadığımız sırlarıyla bizi bekliyor olabilir. Kepler'e gidilir mi, orada insanlık kurulabilir mi henüz muamma. Bu konuyla ilgili gelişmeleri heyecanla bekliyor olacağım. Eğer günün birinde Kepler'e gidilecekse Türkiye'yi almasınlar zaten. Gerçi Kepler bir yana, ben şu sınırı geçip Yunanistan'a yerleşsem o da yeter bana.
  3. kepler teleskobunun keşfettiği 452 numaralı yıldızın ilk gezegeni. new horizons sayesinde eriştiğimiz plüton verilerinden daha kafayı kaldıramadan bir de bu çıktı başımıza. plüton hakkında detaylı bir yazı planlıyorum aslında ama nasa'nın topladığı tüm verilerin astrofizikçiler tarafından satın alınıp internet ortamına ya da her hangi bir basılı kaynağa düşmesini bekliyorum. bu da göreceli olarak minimum bir kaç ayı bulacağından ağustosun sonuna doğru kallavi bir yazı yazarım galiba. neyse konu o değil bu büyük birader.

    nasa yine, yeniden ve her zaman ki gibi o kadar araştırmayı babamızın hayrına mı yaptık diyip sadece yüzeysel bilgileri vermiş. ülkemizde adı sanı bilinmemesine rağmen varı yoğuyla çalışan bazı araştırma görevlileri ve astrofizikçiler sağolsunlar iki üç gündür bu verilerin kendilerine göre önemli kısımlarını alıp yorumlamaya ve incelemeye başladılar. bu esnada konuşmalardan ve veri analizinden aklımda kalanları uyumadan önce buraya iliştireyim dedim.

    - 452b 1402.63 (gördüğüm verilerde ki en tutarlı hesap) ışık yılı ötemizde, yaşanabilir limitin son demlerini yaşayan bir gezegen. sürece bizden daha uzun süre önce oluşmuşlar ve dolayısıyla bizim yaşadığımız prosedürü daha uzun yaşamışlar. hem yıldızın ana kol evresinden çıkmaya yaklaşması (bu yıldızın içerisinde ki tepkimelerin hiddetleneceği ve giderek ısınacağını gösterir.) hemde gezegenin ömrünü doldurması (sera etkisi, devinim, kütle çekimsel ve çekirdek sürtünmesinden ötürü yavaşlama vs vs vs..) yaşanabilir limitin sonuna doğru olduğunun ispatı.

    -üzerinde yaşamı destekleyebileceğine dair hiç bir fikrimiz yok elimizde ki verilerin teorik yorumlaması üzerine konuşuyoruz. bildiklerimiz; güneş benzeri olan güneşten 5 kat daha ağır ve 0.6 kat daha büyük olan kepler 452 yıldızının etrafında, dünyanın yörüngesinden 0.049 kat daha büyük bir yörünge izliyor. haliyle kütlece ve hacimce de bizden büyük, rakamların artışlarında ki oran düzenli olduğu içi bizim güneş sistemimizin sayesinde yarattığımız yaşanabilir gezegen senaryomuza uyuyor.

    - kepler 452 güneşten daha etkili bir yıldız olduğu için büyük birader dünyanın yaklaşık 0.1 katı kadar bir enerji absorbe ediyor. fakat hacimce ve kütlece büyük olması sayesinde aldığı %10 payın etkisini azaltıyor. bu sayede bizim gezegenimize benzer bir ısınma yaşıyor.

    - gezegenin bir atmosferi oluşturmuş olması ve bu atmosferin aşırı yoğun bir formatta olması gerekiyor. keza yapılan ölçüm tekniğinde (binary luminosity differences, türkçesini çeviremedim şuan) parlaklığın (luminosity) değiştiğinde alınan ışık demetlerinde hidrojen, helyum, oksijen, azot gibi gazların spektrum çizgilerinde küçük kaymalar ve değişimlere rastlandı. fakat buradan tam emin değiliz, çünkü gezegenin yarattığı kütle çekimsel alanın yıldızdan aldığımız ışığı büktüğünü biliyoruz. dolayısıyla hem gezegenin engellemesi hemde kütle çekimsel bükülme yüzünden bu elementlerin çizgilerinde bir değişi söz konusu. bu tip hata gliese-832c 2014 de açıklanırken yapılmıştı, o yüzden şimdilik beklemedeler.

    kısaca genel bir bilgi ve ara tartışmalardan ortaya atılan bilgilerden bir kolaj yaptım. şimdilik eldeki veriler kısıtlı sadece şanslıydık ki bir yıldızın etrafında dönen bir gezegen olduğunu fark ettik. inanılmaz büyük yıldızların etrafında aynı dünyamız gibi gezegenler de olabilir fakat, yörüngeleri çok büyük olacağından gözlemlemeye ömrümüz de yetmeyebilir. 452b bu kötü talihe denk gelmedi. şimdilik daha iyi incelemeler için yıldızın kabaca bir yörünge grafiği çıkarılmaya çalışılıyor. bunun için başka iki gezegene daha ihtiyacımız var ve beklemedeyiz. 2018 e (james webb uzay teleskobunun yörüngeye oturtulması için tahmini süre) kadar şansımız yaver giderse ve iki gezegen daha gözlemleyip, yıldızın etrafında ki gezegenler için bir düzlem hesabı yapabilirsek, tekrar 452b' yi tekrardan inceleyebiliriz.

    2016'da new horizons artık sistemi terk edeceğinden ve 2018'de james webb teleskobu devreye gireceğinden her şey farklı bir boyut alacak, o yüzden şu an ki incelemeleri mümkün olduğunca sindire sindire yapmak istiyor tüm bilim camiası.