1. düğün, bayram ve özel günlerin yöresel yemeği. insan gücü ile köylerde kazanlarca yapılıp gelen misafirlere ikram edilir. pişme süresi uzun,meşakatli ama lezzeti de bir o kadar paha biçilemez.
  2. arefe günü gece yarısı başlanan keşkek yapımı bayram sabahına kadar sürer.
    her kazanın başında 3-4 kişi, beyzbol sopasından hallice odunlarla yukarıdan aşağı vurarak, aynı zamanda odunu çevirerek ve diğer odunlarla birlikte hareket ederek kazanın içindeki eti, kemiği öyle bir ezerler ki adeta bir danstır, ama çok yorucu bir dans.

    ve en nihayetinde keşkek hazırdır. bütün o etler, kemikler muhallebi halini almıştır adeta. o nasıl bir lezzet, o nasıl bir besleyicilik, o nasıl bir güzellik... bir yıl beklemeye değmiştir. her yıl da değecektir.
  3. belki de bayram olmasının etkisiyle canımın istediği iç anadoluda bi çok yerde bilinen bayram kahvaltısı. işin yoksa ankarada yapan ve bayramda açık olan yer bul. evde malzeme olsa denerdim de o da yok.
    sadece bu yüzden üzüldüm bayramda tek kalmış olmama yoksa umrumda değil bayrammış ailenin yanında olmakmış
    wtf
  4. o koca kazanin altinda odunlar yanacak buyuk tahta kasikla dovulecek, pisince ustune nohut ve kizarmis tereyag dokulecek.
  5. ilk kez mersin'de yediğim, daha önce ismini bile duymadığımdan mütevellit önüme ilk konduğunda "bu ne yaa köpek kusmuğuna benziyo" diye düşündüğüm, misafir olduğum için sesimi çıkaramadığım, 'aç değilim' kartını oynama fırsatını da kısa bir süre önce çoğacıktık! nidaları eşliğinde kendi ellerimle yok ettiğim için tabağa bakıp kara kara düşündüğüm, çekingen bir şekilde alınan ilk kaşıktan sonra iki tabak daha gömdüğüm efsane yemektir.
  6. kış günlerinde pazar kahvaltılarımın vazgeçilmezi. üzerine tereyağı gezdirip biraz da limon ve acı biberle harika olur.
    bak canım çekti şimdi olsa da yesek.
  7. ilk kez okulun yemekhanesinde tatlı zannedip yediğim mükemmel iç anadolu yemeği.
    ilk lokmada tatlı değil diye üzüldüğümü hatırlıyorum. ardından neden daha önce yemedim bunu diye üzüldüğümü...