1. kozmoloji genel anlamda yan 2-3 adet yan anlam barındırsa da, biz şuanlık genel anlamını açıklayalım.

    kozmoloji bir bütün olarak şuanda yaşadığımız evreni tümü ile içene alıp inceleyen yorumlayan bilimin yalnızca bir dalıdır. uzayı, gezegenleri, galaxyleri inceler. büyük patlamadan günümüze kadar ve gelecekte evrenin tümünü, evrimini inceleyen astronomininde bir dalıdır. nasa'nın biz insanlığa aktardığına göre; "evrenin bütününün, özelliklerinin ve evriminin tümünü ile bilimsel bir çatı altında incelenmesi ve araştırılmasıdır."

    kozmoloji bilimi nispeten diğer astronomi bilim dallarına göre yeni sayılacak bir dal olarak kabul edebiliriz. buna karşın astronomi ve kozmoloji bilimi ilk insanın kafasını kaldırıp yukarı baktığı zaman başlamıştır. bu güzel ve ışıl ışıl evrene hayran kalmamak kesinlikle imkansız. kozmoloji ilk olarak 1700'lü yıllarda bir makalede bahsedilmiş olup insanlığın kelime haznesine, bilimin litaratürüne giriş yapmıştır. bu durum yeni bilim dalı, astronomiden esinlenerek yeni bir yapıya bürünmüş farklı bilgiler edinebilen yeni bir bilim dalının başlangıç temellerini atmıştır. görüntülenebilir evrenin sınırlarını tahmin edebiliyoruz, evrenin kaç yaşında olduğunuda. bunlar astronomi adına yapılan önemli çalışmalardır. kozmoloji için şuanda kullandığımız matematik, fizik ve gök bilimi ana yapıtaşlarındandır. 19. yüzyılın başlarında samanyolunun kendi içinde bütün evreni içerdiği ve sadece bütün evren samanyolu'ndan ibaret olduğu sanılıyordu. 20. yüzyılın başlarında kozmoloji üzerine daha yoğun yan ve ana çalışmalar yapılmaya başlandı. albert einstein'ın genel görelilik teorisi'nde yer ve zaman üzerine bilgilere yer vermiştir. şöyle ki einstein, evrenin bir noktada durağan kalamayacağını belirtmiştir, fakat bunu edwin hubble'dan sonra açıklamıştır. o sıralarda ise edwin hubble gökyüzünde bulanık ve belirsiz bir cisimlere odaklandı. bu muazzam küçücük bir gökada ve samanyolunun dışında bulunuyordu. bu andromeda galaksi'siydi. o gördüğü belirsiz ve küçük cisimlerin bizim galaksimizden çok çok ötede ve samanyolu'nın dışında olduğuna karar verdi. ve böylece yalnız samanyolu'nun olmadığını bizim galaksimiz dışında da gökadalar olduğunu kanıtlamış oldu. işte bu kozmolojik ve astrolojik araştırmaların yeni bir boyut kazanması, her insanda hayranlık uyandıracak büyüklük, ihtişam ve güzellik tüm insanlığın ilgisini çekmeye insanlığı daha çok araştırmaya başlamasına sebep olmuştur. edwin hubble'ın farklı bir teorisine göre de, evrenin genişlemesi üzerine bulunuyor. yani şöyle ki, evren sürekli genişlediği zaman büyük bir boş alan ortaya çıkıyor, bu boş alana gezegenler birbirinden uzaklaşarak yayılıyor ve buraları dolduruyor. şöyle açıklanabiliriz evreni bir balon balonun üzerindeki noktalarıda gezegen olarak varsayarsak evren büyüdükçe gezegeler birbirinden uzaklaşır. ve eğer balonun içinde gazını geri bırakır isek gezegenler doğal olarak birbirlerine yakınlaşacaktır. buna dayanarak evrenin bir başlangıç noktası olabileceğini iddaa etmiştir.

    kozmoloji alanında bir çok topluluk çalışmalar yapmıştır. şuanki ortadoğu'nun olduğu konumdaki insanlar, hindu toplumu, çin toplumu, yunanlılar kozmolojinin temeli atan bazı araştırmalar yapmıştır. çok sığ bilgiler ve şuan kullanılan bilgileri daha o zamandan elde etmiş olmaları gerçekten muazzam ve o toplulukların içinde şuankinden belkide daha ileri görüşlü insanların olduğunu kanıtlamıştır. 15. yy geldiğimiz zaman newton, kopernik ve galileo'nun ve bir çok diğer bilim insanının yaptığı bilimsel ve genel anlamda bizi kozmoloji ve astronomi olarak çok çok ileri götüren çalışmalar yaptığını görmekteyiz. bunları yüzeysel olarak anlatacak olursak eğer;

    -koperniğin o dönem ileri sürdüğü güneş sistemi modeli,

    -newton'nun yer çekimi teorisi ve bu yer çekiminin gezegenleri nasıl etki ettirdiği, aynı zamanda gezegenlerin çekim kuvvetine de değinmiştir.

    -galileo'nun o döneme göre zamanın ötesinde yaptığı astronomi çalışmaları, keşifleri ve en önemlisi teleskop ile yaptığı çalışmalar,

    bu konular hakkında sayfalarca bilgi verilebilir. çünkü bu konular gerçekten önemli ve şuan temel olarak kabul ettiğimiz bir çok bilginin elde edilmesinde, edilecek olmasında ciddi fayda sağlamış bilgilerdir. yalnızca şuan kullandığımız değil, o zamanda azınlık olarakta olsa birçok biliminsanı ve bilime meraklı insan tarafından hayranlıkla karşılanmış bilgilerdir.

    günümüz kozmoloji ve astronomi gelişmelerine baktığımızda ise, matematik ve fizik bilimi kullanılarak geçmişte ve günümüzde ortaya çıkan ve ispatlaması gereken, üzerinden çalışılması ve geliştirilmesi gereken teori ve bilimsel araştırmalar astronomik gelişmelerle desteklenir. şuan bulunduğumuz dönemde evrenin içinde bulunan yıldızlar, galaksiler, kara delikler, uydular ve gezegenlerin tüm ayrıntısı ve yapısı, hepsinin birbiri ile ilişkileri kuramsal ve ayrıntılı olarak kozmoloji biliminin altında incelemeye devam etmektedir. günümüzde birgün doğru olan şey diğer gün yalnış olarak karşımıza çıkabiliyor. son yıllarda kozmoloji dalında da bilgiler veren stephen hawking şöyle bir anekdot aktardı; "evrenin kendisi sonsuz değil, kesinlikle bir boyutu var. ama bununda kesin bir sınırı yok." bu şöyle oluyor ve hafif bir biçimde dünyamıza benziyor. dünyamızın bir sonu olmasına rağmen, onun etrafında dolaştığımız veya seyahat ettiğimizde bizim için bir son olmayacaktır. hawking evrenimizin asla bir sonu bulunamayacağını, fakat mutlaka bir mutlaka sonu olacağını söylemektende geri kalmıyor. teknolojik gelişmelerle birlikte her alanda bulunan gelişmeler, değişimler ve durmayan araştırmalar ve merak, kozmik anlamda birçok olayın aydınlatılması öğrenilmesi ve yeni keşifler yapılarak insanlığa sunulması günümüzün en büyük olanaklarından biridir. kozmoloji günümüz çağında en büyük ilerlemeyi kaydetmiş, kaydetmeye ve ilerlemeye devam eden ve evreni düşündüğümüzde emin olun daha hiçbirşeyin keşfini yapmamış bir bilim dalıdır. son 50 yıldır önemli keşifler yapmaya, ciddi kaynaklar sağlamaya ve hergün daha yeni hergün daha kullanışlı ve faydalı aletler üretmeye devam ediyoruz. devasa boyutta olan gelişmiş ve pahalı teleskoplarımız bize her geçen zaman yeni bir bilgi, yeni bir keşif, yeni bir olayı aktarmaya devam ediyor. tüm bu yapılan çalışmalar evren hakkındaki bilgimizi büyütmeye ve derinleştirmeye, bazı insanları meraklandırmaya, araştırmaya ve yaşama daha istekli öğrenmeye açık her zaman bilgiye aç istekli bir birey haline getiriyor.

    isterseniz yüzeysel olarak bir kere daha geçmişe dönelim ve eski dönemlerde kozmoloji açısından nasıl araştırmalar yapılmış bir göz atalım.
    şimdi araştırma merakı ve şuan ki tüm kozmik ve astrolojik gelişmelerin sebebi baştada belirttiğim gibi, o meraklı insanın kafasını yukarı kalması ile öyle bir akım başladı ki inanılmaz bir olay örgüsü. kozmoloji, dinlerin ve mitolojilerin çıkış noktası olduğuna dem vurabiliriz. önceki zamanlarda insanların topluluk halinde hareket etmesi, beraber bir iş yapma güdüsü buralara kadar gelmiş ve milletler kendi kozmolojik çalışmalarını yapmışlardır. dini anlamda etkiside çok büyük çünkü eski zamanlarda insanlar tamamen dini bir yöne bağlamaya, motolojik konulardan esinlenmeyi unutmuyorlardı. yukarıda da belirttik, şimdi bunları hafif bir şekilde açalım.

    günümüz ortadoğusunda, zamanının mezopotamyasına yaşamış bir toplum olan mezopotamyalılar kozmoloji çalışmaları bakımından ilk örnek olarak gösterebiliriz. matematik ve gözlem üzerine dayalı yaptıkları çalışmalar ile gök cisimlerinin hareketleri konusunda büyük bir ilerleme ve başarı elde etmişlerdir. bu şekilde evreni, kozmolojinin ilerleme zamanına göre kısa bir zaman olarak kabul ettiğimiz zaman zarfına karşılık daha sonraki ileriki dönemdeki kozmolojinin dini olarak yorumlanmasına karşın daha çok günümüze benzer olarak incelemişlerdir. fakat bu yapılan çalısmalar günümüze bilgi birikimi ve anayapı taşı yani teorik bir altyapı ulaştıramamış ve bulunamamıştır.

    hindularda ise evrenin bilgisi bir model olarak bulunur. modele göre evren doğum ve ölüm arasındadır, yani genişleme diye bir konudan bahsedilir fakat insanın ilgi algıladığı bir genişleme değil dini anlamda önceden yoğun bir konumda bulunan evren bindu adını verdikleri bir noktaya gelişlemiştir. evren bir canlıdır, doğum ölüm ve reenkaenasyon döngüsü gerçekleşir. yüzeysel ve basit olarak metinlerinde bunları üzerinden geçip kısa bir anlatım gerçekleştirmiştir. gök-hava-arz olarak üçlü bir kozmolojik anlatımına sahiptirler. bu konuda herhangi bir canlı konusundan bahsetmemişlerdir. diğer bir metinlerinde bulunan(rig-veda) bilgilerde önceden hiçbirşeyin varolmadığına(tanrılar ve yaratıcılar dahil) ve bir belirsizlik halinden bahsedilir. evrenin ve tanrıların varoluşları hakkında bir belirsizlik ve çeşitli kökendoğuş bilgisi yer alır. hindularda evrensel düzen bulunur. hindular evrenin bir düzen ve bir döngü içinde bulunduğuna inanır ve bu onların kozmolojisinde önemli bir yer alır çünkü, reenkaenasyon olayını buraya da etki etmiştir. hindularda kozmolojinin tarihini evrenin yeniden doğuşunu, ölümünü ve yeniden doğumunu kendilerine göre kurgulamışlar ve bir dönem onlar tarafından doğru kabul edilen evren bilgisine sahip olmuşlardır.

    çin ise daha farklı bir yapıda kozmoloji inceler. evren anlayışını dönemin en çok kullanılan maddelerinden olan çin'in geleneksel yapıda evreni inceleyen win xing anlayışına göre beş element altında toplar. çin ilk kozmolojik örneklerini shang krallığı döneminde vermiş olup dini konularla birlikte işleyip ve yorumlayarak tanrı'nın tüm evreni ve ahireti kontrol ettiğine ahenk ve nizam içinde düzenlediğine birbiri ile birlikte büyük bir ilişki bulunduğuna işaret ediyordu. çin dönemin kozmolojisini zhou krallığı zamanında ilerletip, ileri kozmolojinin anayapı taşlarının temellerini atmaya başlamıştır. çin kozmolojisi din yapısına göre etkilenmemeyi başaramamış ve budizm'in ortaya çıkışından, yayılışından sonra bir küçülmeye doğru yavaş yavaş ilerlemiştir. bir dönem tekrar yükselmeye(song krallığı) başlasada ne yazık ki eski haline dönmeyi başaramamış ve özellikle farklı medeniyetlerden gelen yeni bilim ve kozmolojik gelişmelere kendini kapatamamış kendi kendine yetememiş ve maalesef bu anlayışlardan etkilenmekten kaçınamamıştır.

    kozmolojik ve astronomi alanında belkide en önemli medeniyetlerden biri olan yunanlılar. yunanlılar arasından yunan kozmolojisini geliştiren yunan kozmolojisi anlamında önemli bir yere sahip olan bu iki insan hem dönemin kozmik çalışmalarında önemli bir yer almışlardır hemde kısmende olsa çağdaş ve şuan ki astronomiye ve kozmolojiye daha yakındırlar. bunlara karşın platon evreni geometrik ve matematiksel olarak yorumlamış ve görünüşü ve gerçekten bir çok büyük farklılıklar olduğunu ortaya bir fikir olarak çıkarmıştır. platona göre şuan içinde yaşadığımız görünür kozmik evren düzensiz iken, ki pek haksız sayılmaz. şuan gözlemleyebildiğimiz ve görüntülediğimiz evren ciddi anlamda bir kaotik ortamın içerisinde bulunmaktadır. görünmez ve asıl gerçek olarak kabul ettiğimiz evren düzenliydi. gök cisimlerinin dairesel ve düzenli olarak hareket etmesi platon'a göre o dönemin bilim insanlarının sadece görsellik bakımından bu durumu iza etmesine bağlamaktaydı. yani aslında hiçbirşey düzenli değil fakat, bu farklı bir görsel anlatım ile düzenli ve herşeyin yolunda gittiğinden hedef şaşmaz bir ahenk ve nizamdan bahseden bilim insanları bunu sadece resim v.b şeyler işe iza etmeye çalışmaktaydılar. bu platon'a göre günü kurtarmaktı. fakat bunları tüm insalığa iza etmeye kalksada kendi ideoloji ve felsefesine göre maalesef bir sonuçta varamamış bir yanından benzer noktalar bulsada ciddi anlamda tutarsızlık sebebi ile başarılı olamamıştır. platon'un öğrencisi olan aristo gezegenlerin kendilerini taşıyan, dönen daire olduğunu öne sürmüş, aristo'nun bu aktardığı bilgi orta çağ boyunca kabul görülmüş ve işlenmeye devam etmiştir. yunan kozmolojisini asıl düzenleyen ve döneme göre oldukça ileri bir görüş belirten kişi batlayus'tur. batlamyus yazdığı başlıca 1-2 eseri ciddi anlamda kabul görmüş, diğer yazılan tüm yazıların ve kitapları kullanılmayı bıraktırmış ve diğer kendi yazılarına benzer eserleri o dönemde ilgisini yitirmiştir. batlamyus evreni geometrik olarak düşünmüş, sayısal ve matematiksel olarak değilde daha çok geometrik olarak dairesel bir evren, kozmoloji gütmüştür. yaşamı boyunca şuan bildiğimizin dışında insan merkezli, tüm evrenin merkezini dünya olarak kabul gören bir ideolojiyi kabul görmüş bununla birlikte yaşamı boyunca bunu çeşitli tezler ve eserleri ile savunmuştur.

    kozmoloji denince gözlemlediğim kadarı ile insanın aklına yapılan astronomik çalışmaların tümü geliyor. şuan yapılan ay hakkında araştırmalar, uzaya çıkışlar, uzay mekikleri, kullandığımız evreni gözlem için yolladığımız devasa büyük teleskoplarımız, kısaca insanların zihninde bu tür fikirler oluşuyor. aslında yanılmıyorlar, fakat kozmoloji bunlar ile sınırlı değil. kozmoloji tüm evreni bir bütün olarak ele alalım. bu yüce ve aklımızın sınırlarını zorlayarak anlayabildiğimiz aslında daha evrenin hiçbirşeyini bilmediğimizi düşünürsek kozmoloji bilimi olarak daha herseyin başında olduğumuzu anlayabiliyoruz. teknolojik gelişmeler ve insanoğlunun evren bilimine daha profesyonel olarak yaklaşması ve bununla ilgilenmesi herşeyin daha çok hızlı ilerlemesine, daha fazla bilgi edinilmesine en önemlisi durmaksızın ilerleyen bitmek bilmeyen insanın bilgiye aç duruşu bu tür çalışmalara hız kazandırmış olup insan yaşadıkta devam edecektir.

    saygılar efem.