li po

Kimdir?

li bai ya da li po sıklıkla çin'in altın çağı olarak anılan tang dönemi'nde yaşamış çinli bir şairdir. doğum yerinin bugünkü kırgızistan ve doğu türkistan dolaylarında olduğu varsayılmaktadır. vikipedi


  1. li bai, li tai-po, li pai ya da li po olarak bilinir. (d.701- ö.762) çin şiirinin altın çağı olarak bilinen tang dönemi'nde yaşamış çinli bir şairdir. öyle ki bu çağda memurlar şiir bilgilerine göre seçilirmiş.aslen türk olduğu da iddia edilir.

    ölümsüz şair ve şiir perisi olarak çağırılan li po, du fu ile beraber çin edebiyat tarihinin en büyük iki şairinden biri olarak gösterilir. günümüzde 1100'e yakın şiiri mevcuttur. batı dünyası li po'nun şiirlerine japonca tercümelerinin ezra pound tarafından yapılan tercümeleri ile19'uncu yüzyılda tanışmıştır.

    li po genelde, abartılı ve vurucu taoizm görselliğinin şiirlerine yansıtmasıyla tanınır. liköre büyük bir sevgi beslemiştir. du fu gibi hayatının büyük bir çoğunluğunu gezerek yaşamıştır, bunun sebebi de fakirliğin zorlaması değil zenginliğinin olanaklarındandır.

    li po, 762 yılında dangtu'da bir gece, gene zil zurna sarhoş, yangtze nehrinin kenarına oturmuştu. dolunaydı. ayın yansıması nehre vurmuştu. ay'ı kucaklamaya çalışırken boğularak öldü…ölümüyle de dünyanın en trajik ölümlerinde anılır…


    cemal süreya’nın onun ölümü üzerine yazdığı şiiri:

    li po

    kimsenin ölümü,
    çinli şair li po’nun ki kadar güzel olamaz.
    li po sandaldaydı, yeterince içmişti.
    hava açıktı.
    günaçığı değil de, ayaçığı bir gece.
    li po, ayın sudaki görüntüsünü bütünüyle kucaklamak istedi.
    bunun için suya sarktı.
    kollarını gepgeniş açarak daha da sarktı.
    cemal süreya

    hem ülkemizde hem dünyada bir çok şair ondan çok etkilenmiştir.ilhan berk’in de li po için yazdığı ''li po’yu okurken'' adında bir şiiri vardır.

    şiirlerinde şarap, tomurcuklar ve ay gibi farkındalık, kişisel aydınlanma, nirvanaya erme ve buda aklını simgeleyen metaforlara yer vermiştir.

    çok fazla içen ve muhteşem şiirler yazan bir şair olarak bilinir.

    ‘’içtiği zaman ölümsüz” olan şair.

    büyük şair ardında, eski ve yeni stilde 1100’e yakın şiir, 149 şarkı sözü ve 58 düzyazı (nesir) bıraktı. ama en sevdiği şiir türü, dört dize ve en çok yedi işaretten oluşan kısa şiirdir.

    “bütün şairler şiirleri kırmızı yazarlar çünkü o kalemin mürekkebini kalp verir. o kırmızı; duygularımızın sembolüdür. içten gelenin, kalpten geçenin beslediği bir renktir.’’ demiştir.

    muhteşem şiirlerinden örnekler:

    ay ışığında yalnız başına içmek

    çiçeklerin arasında son bir testi şarap kalmış.
    içiyorum öyle bir başıma,
    in cin top oynuyor yanı başımda.
    kadehimi kaldırıyorum ve şerefe diyorum yukarda parlayan aya,
    o anda gölgem de katılıyor bize,
    bir ruh üçlemesi oluyoruz böylece.
    ancak ay bilmez ki şarap nasıl içilecek…
    gölgem desek, onun da tek bildiği beni takip etmek.
    halbuyken yine de ayla gölgeme içiyorum, onlarla içiyorum.
    bir süre daha muhtacım onlara…
    keyif dediğin zaten en az gelecek bahara kadar sürecek!
    şarkı da söylüyorum hatta – ay kuşatmalarına,
    ve hatta dans bile ediyorum – gölgemi kışkışlamaya…
    ayıksam keyfimiz bizim keyfimizdir ama
    başım göğe erdiyse, hepimiz uzaklaşır gideriz birbirimizden.
    tüm duygularımı soyunup yola koyulmaya yemin ettim ben;
    çünkü
    bu dostlarla samanyolunda yeniden buluşmamız gerek
    uzakta bir zamanda.

    uzak sevgililer

    sis bastırmış iyice, sular yükselmiş
    yolu yok haber salmanın, mektup iletmenin
    sadece ay-bulutlar ötesinde, mavi gökte-
    parlıyor üzerinde uzak sevgililerin
    bütün gün aklımda bu, neye baksam
    yürek dayanmıyor.
    açılması güç bir kilit gibi çatık kaşlarım
    her gece, gölgesi gelir diye düşümde
    yarısını ona ayırıyorum üstümdeki yorganın.
    çeviri: yekta ataman
  2. neden oturuyormuşum yeşil dağda, bunu soruyorsun;
    susup gülümsüyorum, hiçbir şey umurumda değil çünkü.
    dereye düşen şeftali çiçeği nasıl süzülüp giderse bilinmezliğe,
    ayrı bir dünyam var benim de, insanlardan öte.

    (bkz: insanlardan öte)