-
Bahis ya da rulet oynayanların kullandığı bir yöntem.
"Sonsuza dek kaybedemezsiniz" düşüncesi üzerine kuruludur.
Bahis oranı 2 nin üzerinde olan bir bahis seçilir.
Ardından başlangıç için düşük bir ücret ödenerek oynanır.
Kazanamadığınız taktirde bir önceki yatırdığınız paranın iki katını yatırır tekrar oynarsınız.
Her oyunda kaybettiğiniz miktar iki katına çıksa da, en son oyunda kazandığınız paranın toplamı, kaybettiğiniz paraların toplamından daha fazla olur.
Mantıklı görünüyor değil mi?
Martingale yöntemi, monte karlo yanlışı üzerine kurulu bir sistemdir.
kumarbaz yanılgısı olarak bilinen, nice ocakları söndüren bir çukurdur.
bulaşmayın.
linkini verdiğim şu yazıyı bir okuyun
özetle diyor ki:
"rulet toplarının ve zarların hafızası yoktur. atılan zarda gelen sayının önceki sayılar ile ilişkisi yoktur. kısa vadede kazandığınız istisnai durumlar olsa da uzun vadede hesaplanan kayıp değerlerine yakınsarsınız.
bazı kişiler bu yöntemleri dini inanç gibi savunurlar. kumarbazlar yüzlerce yıldır kazandıran bir bahis yöntemi arayışı içerisinde olsa kumarhaneler hala ayaktadır. "
görüyor ve arttırıyorum:
(bkz: kasa her zaman kazanır)
(bkz: the house always win) -
bu yöntemi biberbey yöntemi olarak arkadaşlar arasında tartışmaya açmıştım. bir çoğu da ne demek istediğimi anlamamıştı. cüzi bir para ile hızlı yoldan zengin olma hayali kurmuştum ve rulet masasına geçerek sürekli kırmızıya aynı miktar parayı bastım ancak atladığım gerçek şu idi. ben sürekli kırmızıya bahis yapsam da üstüste 7 kere siyah gelme ihtimali az da olsa vardı. ve üstüste 7 kere siyah gelmişti. alnımdan süzülen soğuk ter damlasına mani olamadan oyun bitti. kabaca şöyle anlatalım.
yapılan işlem şu;
1 tl kırmızıya oynuyorsunuz kırmızı gelirse 2 tl'niz oluyor.
1 tl kırmızıya oynuyorsunuz kırmızı gelirse yeniden 2 tl'niz oluyor. (etti mi 3 tl)
1 tl kırmızıya oynuyorsunuz siyah gelirse 1 tl'niz gidiyor.
bu sefer 2 tl kırmızıya oynuyorsunuz kırmızı gelirse 4 tl alıyorsunuz
(bir önceki kayıp telafi edildi)
kayıp telafi edilince yeniden 1 tl oynayarak başlıyorsunuz.
bu teori bana satranç ve buğday üzerine bir öyküyü hatırlatır.
alıntı "bugün satranç diye bildiğimiz oyunu kurgulayan bilgin, oyunu pers kralı’na sunduğunda çok memnun olan kral, “dile benden, ne dilersen” demiş. bilgin kendisine uzatılan hazine dairesinin anahtarını elinin tersiyle itip, kraldan satranç tahtasının sol alt köşesindeki kareye bir buğday tanesi koymasını ve sonra her kareye bir önceki karenin iki katı buğday tanesi koymasını ve bu şekilde 64. kareye kadar gitmesini istemiş. “bana bu kadar buğday verseniz yeter.” demiş. zenginliğinden gurur duyan kral, tebessümle, bilginin alçak gönüllülüğünü övüp, vezirine “dileği, yerine getirin” diye emir vermiş.
hesaplamaya başlayınca ilk kareler kolay gitmiş. birinci kareye bir buğday, ikinci kareye iki buğday, üçüncü kareye dört buğday… ancak 10. kareye gelindiğinde toplam 1023 buğday vermeleri gerekiyor. bu yaklaşık bir avuç buğdaya karşılık gelir; ben sizin için saydım. hesabın hep böyle gideceğini, rahibe hep böyle üç beş buğday vereceklerini zannediyorlardı. zaten 15. karede yalnızca 1.5 kilo buğday vereceklerdi. 25. kareye gelince vermeleri gereken buğdayın 1.5 ton olduğunu görmüşler ama fazla heyecanlanmamışlar. oysa 31. kareye gelince bu işin şakası olmadığını anlamaya başlamışlar, çünkü vermeleri gereken buğday 92 tonmuş"
bu öyküde olduğu gibi cebinizde kaç bin tl olursa olsun, üstüste 7-9-12 kere siyah gelme ihtimali olduğu için sizin sermayeniz 1 buğday kazanç için yetmeyebilir.
büyük harflerle şunu unutmuyoruz.
kumarı oynayan değil oynatan kazanır!!!