1. narkolepsi, olmadık yer ve zamanda, istemsiz ve aniden ortaya çıkan aşırı uyku bozukluğu.derin uyku krizi. nöropsikiyatrik bir durumdur. uyku felci, katapleksi ve hipnogojik halüsinasyonlar ise bu hastalığın uzantısında ortaya çıkan diğer bozukluklardır.

    ilk kez 1880’de fransız bilimadamı jean-baptiste edouard gelineau tarafından ortaya atılan narkolepsi terimi beynin normal uyku düzenini düzenleme konusunda yetersiz kalması durumunda ortaya çıkan bir kronik nörolojik hastalığı temsil ediyor.

    hastalık insanların gece iyi uyuyamamalarına, gün boyunca uykulu hissedip zaman zaman aniden yere yığılmalarına neden oluyor. narkolepsiye zaman zaman katapleksi, sıklıkla heyecanın neden olduğu geçici kas boşalması da eşlik ediyor.

    narkolepsi sahibi hastaların uyku atakları, bazen kendilerini uyararak bazense uyarmadan, fiziksel olarak uyuma ihtiyacının dayanılmaz olması şeklinde oluşur.

    gün içerisindeki kısa uyku durumları birden fazla olabilir.

    uyku düzeni iki kısımdan oluşur; birincisi hızlı göz hareketleri olarak adlandırılan rem ( rapid-eye-movement) uykusu, diğeri ise rem uykusu dışında kalan non-rem (nrem) uykudur.normalde insanlar uykularına nrem ile başlarlar. rem uykusunun başlaması yarım saat ile bir saat arasında değişir. buna karşın narkoleptik kişiler doğrudan rem uykusuna dalar.

    uykudan önce titreme, sürekli halsizlik vb. durumları görmek de olasıdır. uyku esnasında kişi, dış etkenleri algılayamaz.

    genellikle yirmili yaşlarda başlayan bu rahatsızlığın nedeni tam bilinmemekle birlikte genelde genetik olduğu düşünülmekle birlikte beyin iltihabi veya uru gibi organik nedenlerden veya bilinçdışı etkenlerden de kaynaklanabilir.

    her 2000 kişiden 1’inde narkolepsi görülmektedir.

    narkoleptik karakterler bir çok filmde de kullanılmıştır:

    fight club – david fincher tyler durden karakteri

    moulin rouge – baz luhrmann the unconscious argentinean karakteri

    my own private idaho – gus van sant mike waters karakteri

    teşhisi konulmasa da thomas edison, nastassja kinski, kurt cobain’in de narkoleptik oldukları düşünülmektedir.

    italyan akademisyen giuseppe plazzi, ilahi komedya (la divina commedia) adlı ünlü eserinde sık sık yorgunluk, uyku ihtiyacı ve canlı rüyalardan söz eden italyan şair dante alighieri’nin nörolojik narkolepsi hastalığından muzdarip olabileceğini ileri sürmüştür.

    dante, ilahi komedya’ya uykulu ve bitkin bir bedenle başlar ve italyan dilinin bu en ünlü eseri boyunca yoğun rüyalarla ‘şekerlemeler’den söz eder. metnin bir yerinde, dinlenmiş gözlerle uyandığını, bir başka yerde ise duygularının yoğunluğu altında ölü bir beden gibi yere yığıldığını söyler.

    edgar allan poe da bu hastalıktan muzdariptir. o da pek çok hikayesinde kendisi de bu korkuyu yaşadığından dolayı narkoleptiklerin ölü sanılıp gömüldüklerine işaret eden olaylara yer vermiştir.
  2. narkolepsi, "gündüz vakti aşırı uyku eğilimi" olarak ifade edilen, uykuyu düzenleyen sinirsel devrelerin işleyişindeki bozulmadan ileri gelen, aniden bastıran ve sürekli tekrar eden uyku ataklarına yol açan, uyku felci, katapleksi ve halüsinasyonu da beraberinde getirebilen bir nöropsikiyatrik rahatsızlıktır. narkolepsinin yorgunlukla ve uykusuzlukla bir bağlantısı yoktur. çevre faktörlerinin etkisinin tam olarak bilinmediği genetik bir hastalıktır.

    narkolepside aniden bastıran uyku nöbetleri öncesi titreme, hâlsizlik ya da bitkinlik hissi ortaya çıkabilir, fakat aniden bastıran bu uyku nöbetleri bir uyuma hissi şeklinde gelmez; fiziksel olarak uyuma ihtiyacına karşı konulamayacak bir biçimde ortaya çıkar ve geldiği anda kişi istençsizce doğrudan derin bir uykuya dalar. gün içersindeki bu uyuyakalma durumları birkaç kez gerçekleşebilir ve genellikle kısa sürelidir. uyku esnasında kişi, dış etkenleri algılayamaz, fakat çevresinde olup biten bazı şeyleri hatırlayabilir.