1. ahmet hamdi tanpınar şiiri. yazarın mezartaşının üzerinde de şiirin ilk iki dizesi yazıyormuş.

    ne içindeyim zamanın,
    ne de büsbütün dışında;
    yekpare, geniş bir anın
    parçalanmaz akışında.

    bir garip rüya rengiyle
    uyuşmuş gibi her şekil,
    rüzgarda uçan tüy bile
    benim kadar hafif değil.

    başım sükutu öğüten
    uçsuz bucaksız değirmen;
    içim muradına ermiş
    abasız, postsuz bir derviş.

    kökü bende bir sarmaşık
    olmuş dünya sezmekteyim,
    mavi, masmavi bir ışık
    ortasında yüzmekteyim.
  2. lise 1deyken edebiyat hocamız ahmet hamdi tanpınar'dan bahsedip, "herkes sevemez, herkes okuyamaz, okusa da anlayamaz" demişti. ardın da "siz de şimdi okumayın, anlamazsınız sonra tanpınar'dan soğursunuz, üniversitede okuyun" diye eklemişti. sonra bu şiirin son dörtlüğünü okuyup düşünün bakalım ne diyor bu son dörtlük, neyi anlatıyor diye sormuştu. hepimiz iyi kötü söyledik bir şeyler, her seferinde yok dedi hoca. dersin sonunda kendi açıkladı; anne karnındaki bir bebeği anlatırmış aslında. şiirin adını söylememişti o zaman sonra bu şiiri aradım ama bulamadım çünkü tanpınar'a ait olduğunu da unutmuştum. hep merak ettim durdum, anne karnındaki bebeği anlatan şiir diye kaldı aklımda. bir gün üniversitede bir derste tanpınar'ın konusu açıldı. hoca okudu bu şiiri aynı şekilde son dörtlüğü sordu bize. anne karnındaki bebeği anlatır hocam dedim direkt. nasıl sevindim o gün anlatamam. buldum dedim, sonunda bu şiir karşıma çıktı. meğer tanpınar'ın şiiriymiş. kendisini, düşüncelerini ve eserlerini çok severim.

    "kökü bende bir sarmaşık
    olmuş dünya sezmekteyim,
    mavi, masmavi bir ışık
    ortasında yüzmekteyim."