necati bey

Kimdir?

türk şiirinin köşe taşlarından biri olan divan şairi. asıl ismi isa'dır.

doğum tarihi bilinmemektedir. doğum yeri olarak bazı kaynaklar kastamonu'yu gösterse de asıl doğum yeri edirne'dir. kastamonu'da yetişip şöhret bulmuştur. fakir bir ailenin çocuğu veya yetimdir. ihtiyar bir kadın tarafından evlat edinilip, yetiştirilmiştir.

kastamonu'da şöhret bulan necâtî'nin döne döne redifli şiiri bir kervanla birlikte bursa'ya gelir. bir şiir meclisinde bulunan fatih'in veziri ve kendisi de iyi bir şair olan ahmed paşa necati'nin şiirini görünce çok beğenmiş, iltifat etmiştir. daha sonra necâtî yine bir şair olan fatih'e kasideler sunarak onun dikkatini çekmiştir.

fatih'in ölümünden sonra 2. beyazıd'a intisap etti ve oğullarının hizmetinde bulundu. 1509'da vefat etti. kabri unkapanı imç çarşısı arkasındaki mezarlıktadır.

necati, sade bir türkçe ile zarif şiirler söylemiştir. her bir şiiri bir sehl-i mümteni örneğidir. klasik üslubun büyük temsilcilerindendir ve kendinden sonra gelen tüm şairleri etkilemiştir. şiirleriyle ilgili diğer bir önemli nokta, atasözü ve deyimleri çokça kullanmasıdır.


  1. mezar taşında kendisine ait şu beyit bulunur:

    bir seng-dil firâkına ölen necâtî'nin
    billâhî mermer ile yapasız mezârını

    en samimi, en cana yakın bulduğum şair. sanki ilk ağzına geldiği gibi yazmış şiirlerini o derece sade, samimi ama biraz irdeleyince ne kadar usta işi olduğunu görüyorsunuz. allah rahmet eylesin.
  2. anber saçına benzedecek müşgü ey sanem
    şöyle sevindi nâfe ki sığmaz derisine

    ...

    büktü belimi yay gibi dest-i hecr ile
    ok gibi gitti bakmadı bir kez gerisine

    ey biblo gibi güzel sevgili! anber kokulu saçlarını miske benzettiğimden beri misk sevinçten derisine, kabına sığamaz oldu.

    ayrılığıyla belimi yay gibi büktü, ok gibi gitti dönüp bir kez gerisine bakmadı bile.

    anber, bir çeşit balığın karnında toplanan, damıtılıp işlendikten sonra çok güzel koku veren bir madde.

    misk de misk geyiğinin aynı şekilde karnında toplanan güzel kokulu maddedir. nafe de denir. ikisi de çok eski zamanlardan beri insanların kullandıkları kokulardır.

    divan şiirinde sevgilinin saçları, rengi ve kokusu yönüyle bu iki maddeye benzetilir. tabii ki sevgilinin saçı da kokusu da miskten güzeldir. sevgilinin saçının kendisine benzetildiğini duyan miskin derisine yani kabına sığamaması bundandır.
  3. balıkesir üniversitesi eğitim fakültesinin ön eki olan şair.
    han