1. 80'li yıllarda olsun 90'lı yıllarda olsun hatta 2000'li yıllarda olsun mahallede olan kurallar bütün türkiye'de garip bir şekilde aynıdır. bunun pek ilginç bir yanı yok. fakat işin ilginç yanı bu kurallar neden türkiye'nin her yerinde aynı?

    9 aylık oyununa bakıyorsunuz hemen hemen her yerde kurallar aynı.
    kör ebe oynuyorsunuz kurallar aynı.
    futbola bakıyorsunuz 3 kornel bir penaltı kuralı evrensel bir kural.

    bu kuralları biri mi koydu "türkiye'nin her yerinde aynı olacak" dedi?
    bilim olarak baktığımız zaman (bkz: sigmund freud) 'un ortak bilinci diye açıklanabilir ama sanki başka şeyler de var veya tamamen benim yaptığım bir kuruntudur.
  2. kaleden kaleye gol olmaz kuralı bazen ihlal edilebiliyordu. ya da top suya değecekse ya da arabanın altına falan kaçacaksa kaleciden izin alıp topa birkaç kez değilirdi. ama evet, nerede görsem bu kurallar vardı. tabi esnetmek de bizim elimizdeydi.
  3. yazın samsun'da öğrendiğim oyunları trabzon'daki arkadaşlarıma öğretirdim. taşıyıcılardan biriyim sanırım.

    beyaza ilk tutan kuralları belirliyordu. bu da var mı acaba her yerde?
    ood
  4. her yerde aynı değildir. özellikle farklı şehirlerden ve kültürlerden arkadaşlarınızla oynarken farkedersiniz bu gerçeği. bir çok yeni terim öğrenmeniz de mümkün.
  5. babamin meslegi dolayisiyla anadolunun bircok ilinde ikamet etmis ve farkli kulturden gelen akranlarimla bircok cocuk oyunu oynamis biri olarak katilmadigim durum. oyunlar genel anlamda ayni amaca hizmet etse de kurallar bazinda bircok farklilik gordum.

    bu farkliliklarin zirve noktasini ankara'nin uzak ilcelerinden birinde yasadim ki oyunun kurallari beni sok etmisti. hepimizin bildigi celik comak oyunu oyle farkli bir boyuta gelmisti ki anlatamam. genel hatlari ile bildigimiz bir ebe ve diger oyuncular, kullanilan vurus sopasi ve kucuk med denilen cubuk ayniydi. farklilik olarak herkesin kendine ait, cember ile belirledigi bir alani vardi. ebe kucuk cubugun pesinden gittiginde diger oyuncular ellerinde sopalari ile ebenin yuvasini kaziyolardi ama ne kazmak. ebe geri dondugunde yuvasinda olmayan birinin yuvasina medi koyarak yeni ebeyi belirliyordu. bu hatlari ile eglenceli bir oyundu ve finali sado-mazo diyebilecegim bir kapanisa gidiyordu. oyunun sonunda en derin kuyunun icine tum oyuncular isiyor ve ebeyi oturtuyolardi. bu kadar gaddar bir cocuk oyunu olamazdi. hatta oyun icinde yuvalara g.t diyolardi. g.tunu kaziyoruz, deldik, tas cikti tarzi bel alti espriler donuyordu. bu kurallari koymak icin sadist olmak gerekirdi ve oyunu oynayanlarin yas grubu 9-13 arasi degisirdi.

    kisaca burası mezopotamya burda krallar ve kurallar bitmez ve kurallari koyanlar felegin cemberinden gecer. cocukta olsa hayatimizin zorlugu bolgesel olarak oyunlarimiza yansir. ufak bir sahil kasabasinda 3 cocugun sakalasarak oynadiklari celik comak, ic anadoluda hayatta kalma yarisina donusebilir.