-
- okudum
- okuyorum
- okumak istiyorum
-
youreads puanı (7.00)
"vicdanımız kuruyor. babalarını erken kaybetmiş yetim çocukların masum başlarını koyacakları göğüsler çoktan çöktü, farkında mısınız? göğüs çöktükçe zulüm tepemizde kalıyor. kavisli ve dolaşık geçmişimizse, bozuk düzenimizin telleri olmuş. duyduğunuz sesler bu yüzden içli ve bu kadar derinden geliyor.
şimdi bir türlü sığamayıp, delice bir kavgaya tutuştuğumuz, adına anadolu denen şu kadim topraklarda, binlerce yıl önce hüküm sürmüş, bir hitit kralının oğullarına bıraktığı vasiyete bakın isterseniz: 'öldüğümde beni, usulünce yıkayın, göğsünüze yaslayın ve toprağa bırakın.' bu kadar." hayatın en yalın ve en efsunlu meseleleri, ölüm ve yaşam, annebaba-çocuk arasındaki zor muhabbet, büyümek ve yaşlanmak üzerine... vefalı bir oğulun gözüyle. bilhassa ölümün, ölümle başetmenin olağanüstülüğü ve olağanlığı üzerine..."alışmaya"
direnen bir hekimin gözüyle.
taşranın sıcak kucağı ve serin kasveti üzerine... orayı hem içinden hem dışından bilen bir evladının gözüyle. türkiye'nin ipin ucundaki yakın tarihinin gölgesi... kalbi avucunda
birinin gözüyle. ercan kesal'dan, aynanın kenarındaki fotoğraflar misali hayat parçaları, sohbet makamında insan hikâyeleri.
(tanıtım bülteninden)
-
üç maymun, bir zamanlar anadolu'da, yozgat blues ve sen aydınlatırsın geceyi gibi filmlerden tanıdığımız oyuncu ve senarist ercan kesal'ın anadolu'da hekimlik yaptığı yıllardan ve çocukluğundan anılarla harmanladığı samimi, içten kitabı. -
her hikayesinin sonunda küt diyr kesip nasihatlara bağlamasaymış (bunu arada sırada değil her hikayesinde yapması) daha iyi olurmuş dedirtecek kitap, fakat samimiyet hat safhada. -
ercan kesal'in edebi oldugunu hissettirmeden yazdigi minik hikayelerden olusan güzel kitap. -
kendi hayatından etkilenerek yazdığı küçük, damakta güzel tad bırakan naif hikayeler. -
kapak fotoğrafını hüseyin türk çekmiştir. ankara da afsad da eğitmenlerdendir kendisi . galerisine göz atmanızı öneririm