1. tekir'e bir-iki kez yaylaya gitmisligim haricinde hic bilmedigim ancak otoban yuzunden artik kullanmadigimiz eski yolunu cok sevdigim ilcedir.

    eskiden ulukisla - pozanti arasi (eski otoban girisine kadar olan mesafe) arac trafigi acisindan oldukca zorlu da olsa en zevkli guzergah idi. ankara'dan otobusle yola ciktiktan sonra bir kitaba veya gazeteye gomulur, ancak ulukisla'da tren istasyonunun yanindan, evlerin icinden gecmeye basladik mi koltugumda dogrulup cama yapisir, hic bir seyi kacirmamaya calisirdim.

    gece veya gunduz en zevkli anlari idi bunlar seyahatin... kavak agaclari, meyve bahceleri, tas dusebilir/kaygan zemin uyari tabelalari, elle yazilmis av yasak uyarilari, bazen bir kaya ustune tunemis kocaman bir av kusu, vs. size oraya kadar hic degismeden gelen bozkirda yepyeni bir cesitlilik sunardi.

    cakit 1, 2, 3 diye kopruleri sayarken bir yandan da suyun hukmune boyun egmis, onla beraber kivrilip duran eski yolun kalintilarini gorebilir, zamaninda bu yollarin belki de kazma kurekle yapildigini dusununce hislenebilirdiniz.

    olur da yolunuz duserse bi gun oyle virajlar gozunuze carpar ki oradan degil iki aracin, tek bir buyuk aracin bile nasil donebilecegine sasirirsiniz (ben cocukken babamin dedigine gore buralarda aynalar olurmus eskiden, karsidan gelen arac varsa onu gorebilmek icin).

    tren yolu da kah saginizdan kah solunuzdan size eslik eder, kimi zaman sari tugladan orulmus kemerli kopruler ustunden, kimi zaman uzaktan isli girisleri ufacik gorunen karanlik tuneller icinden.

    bir araba reklami vardi ya hani, iste ordaki yolculugun keyifli oldugu yollardan idi bu.

    2011-05-27