1. neyin sevilecek, neyin sevilmeyecek olgular olduğuna da karışıyor artık bu 'insan-tanrı'

    yok yahu? kendimden başka kimseye sormam neyi sevip sevmeyeceğimi. birini sırf ingiliz olduğu için ya da çinli olduğu için sevebilirim, eğer böyle bir şey yapıyorsam bu benim yanlışım ya da doğrumdur. beni ırkçı kılmaz. beni ırkçı kılan, sırf ingiliz ya da sırf çinli olduğu için sevdiğim bu kişileri, sırf çinli veya ingiliz olduğu için kayırmam, objektif olmam gerekirken olamamamdır. böylesi bir şey yaptığım vakit ırkçı sayılırım ancak.

    bu ne arkadaş, neyi sevip sevmeyeceğimizi de el aleme soracağız artık.

    tanım: bir ırkçılık türü.
  2. pozitif ayrımcılığın ırkçılık versiyonu galiba. irkçılık kabul edilemez ama pozitif ırkçılık daha kötü. yani ikiyüzlü bir kavram. bir şeyi el üstünde tutmaya çalışmak onu pamuklara sarmaya kalkmak gibi. daha aciz bir duruma sürükleyip, ötekileştiriyor halbuki. bir ırka elbette sempati duyulabilir. bu ırktan ziyade kültürüne duyulan sempatidir genellikle. ama siyasi olarak gerilim hattı üzerindeki bir ırkı seviyoruz, onları bağrımıza basalım demek acımasızca. irkından dolayı bir topluluğu acıma göstermek gibi. bir de bu tip kavramlar tek bir kişi üzerinden açıklanmaz. benim kimi seveceğime karar veremez insan tanrı demek saçma. elbette karar veremez ama başlığı okuyup anlamadan atağa geçmek de saçma.
    sezgi