• youreads puanı (8.00)


  1. çocukluk yazlarımın geçtiği sahil kasabasında, deniz kıyısından ağır ağır yürüyoruz sondaki salaş meyhaneye. yanımızdan güneşin batmakta olduğunun habercisi balıkçı tekneleri güneşin battığı tarafa doğru virabismillah pat pat açılıyor. yanından geçtiğimiz evlerin balkon demirlerine deniz havluları asılmış. balkonda ıslak saçlı anneler, üstü çıplak yanmış çocuklar çatal kaşık sesiyle gülüyorlar, denizde sadece emekli amcalar var, kel başları bu saatte denizin demirbaşları. tahta köprünün üstünden geçerken, derenin denizle karıştığı yerde kaplumbağalar oynaşıyor, sazlıklar hafifçe esen rüzgarın şarkısını söylüyor. yolun bundan sonrasına kumsaldan devam edeceğiz, yol bitti, kasaba bitti, medeniyet bitti.

    irfan abi, kumsala masamızı atmış, masanın üstündeki vazoda kır çiçekleri akşama göz kırpıyor, hemen yanımıza balıktan yeni dönmüş bir tekne yanaşıyor, irfan abi amatör balıkçıdan tuttuğu balıkları satın alıyor, kovadan deli bir istavrit kuma zıplıyor, irfan abi o delibaş istavriti denize salıyor tekrar, bir daha tutuluncaya kadar istavrit yosunların arasından açığa doğru kaçıyor, gülüyoruz, umut var diyoruz, bir kişi için bile olsa umut var. mezeler geliyor, kadehler tokuşuyor, eski günler özlemle yad ediliyor, ayakkabılarımı çıkarıyorum, çıplak ayaklarımı kumun içine gömüyorum, kumun içi hala sabah güneşinden arta kalanlarla sıcak. irfan abi bir sürü pet şişeyi ortasından kesip içine kum dolduruyor, sonra üstüne diktiği mumları yakıp, onlarca pet şişeyi denize salıyor, denizin üstü ışıl ışıl, suda sallanan mumlar, uzak eski ışığı yavaş yavaş sönmüş aşkları hatırlatıyor, kadehler hüzünle denize doğru kaldırılıyor, bir an için gözlerde o eski pırıltı. meyhane mutfağındaki telaşa, tanju okan'ın sesi karışıyor, arada müzeyyen senar tabakların arasından gülümsüyor, kadeh seslerinde zeki müren çoşuyor, sezen aksu yine oralarda bir yerlerde, ah bu şarkıların gözü kör olsun diyor karaya çıkmaya çalışan yengeçler, masada herkes sorhoş, gülüyoruz bir şeylere, unutmak için gülüyoruz.

    hava gitgide serinliyor, kadınlar şallarını almış omuzlarına, sevdiği adamların omuzlarında uyukluyorlar, erkekler yine çocuk gibi anılardan yap-boz yapmış anlatıyorlar, masada onca yıllık dostluk var, aynı samanyolu, aynı deniz, aynı kum, aynı hisler var. irfan abi sabahın 3'ü oldu çocuklar diyip, meyhanenin ışıklarını kapatıyor, artık yıldızlarla baş başayız, yıldızlar denize vuruyor, yıldızlar sanki deniz oluyor, milyarlarca yıldız tepemizde, hepimizin başı gökyüzünden, kayan her yıldızda heyecanlanıp birbirimize gördün mü gördün mü diye bağırıyoruz, çok şanslıyız, çok genciz, bilmiyoruz, hep bir ağızdan söylemeye başlıyoruz;

    " haydi gel benimle ol
    oturup yıldızlardan
    bakalım dünyadaki neslimize
    ordaki sevgililer özenip birer birer
    gün olur erişirler ki bize "

    herkes evlerine dağılıyor yavaş yavaş, ben ayrılıp, denizle kumsalın birleştiği yerde çıplak ayaklarımla yavaş yavaş, denizi ve karayı ve dünyayı ve anıları ve hayatı yürümeye başlıyorum, sahilde bir sarhoş dilimde bu şarkı kendime doğru yürüyorum.