samipaşazade sezai

Kimdir?

sami paşazade sezai (osmanlıca: سامى باشا زاده سزائى), (d. 1859 istanbul - ö. 26 nisan 1936 istanbul) türk realist öykücü, romancı.rnrntürk edebiyatının ilk gerçekçi romanlarından birisi olma özelliğiyle edebiyat tarihinde büyük önem taşıyan “sergüzeşt” adlı romanın yazarıdır. türk edebiyatında modern kısa hikâyenin kurucularındandır.

yaşamı

1859 yılında istanbul’da dünyaya geldi. tanzimat devrinin ileri gelen isimlerinden, osmanlı devleti’nin ilk maarif nazırı (eğitim bakanı) abdurrahman sami paşa ile paşa’nın ikinci eşi olan dilarayiş hanım’ın oğludur. babasının taşkasap, taşkasap’taki konağında özel öğrenim gördü. konaktaki eğitim yıllarında farsça, arapça, fransızca, almanca; daha sonra londra’da görev yaptığı yıllarda ingilizce öğrendi. yirmi yaşına kadar resmi bir görev almayıp, edebiyat konusundaki bilgilerini artırmayı tercih etti. “maarif” başlıklı ilk yazısı 1874 yılında “kamer” adlı gazetede yayımlandı. 3 perdelik bir piyes olan “şir” isimli ilk eseri 1879’da yayımlandı. 1880'de, ağabeyi abdüllatif suphi paşa’nın başında olduğu evkaf nezareti mektubi kalemi’ne memur oldu. babasının ölümünden sonra da londra elçiliği ikinci kâtipliğine atandı. orada kaldığı dört yıl boyunca ingiliz ve fransız edebiyatlarını yakından izledi. 1885’te elçilik görevlerinin şapka giymesi yasağına uymadığı için elçilik kadrosu azledildiğinde istanbul'a döndü, istişare odası’na memur oldu. bu dönemde latife hanım ile kısa süren bir evlilik yaptı. 1885 - 1901 arasında istanbul’da yaşadı ve edebi açıdan verimli bir dönem geçirdi. abdülhak hamit ve recaizade ekrem ile yakın dost oldu. 17-18 yaşlarında iken tanıştığı namık kemal ile sürekli mektuplaştı. diğer tanzimat yazarları gibi çok sayıda eser vermedi; bir roman, iki küçük hikâye kitabı, hatıra ve seyahat yazıları yazdı. 1888’de bir paşazade ile cariyenin aşk öyküsünü anlattığı sergüzeşt adlı romanı yayımlayarak şemseddin sami, namık kemal ve ahmet mithat efendi'den sonra türk edebiyatının ilk romancıları arasına girdi. alphonse daudet'den “jak” romanını türkçeye çevirdi. 1891’de hikayelerini “küçük şeyler” adlı kitapta topladı. 1897'de ikdam gazetesi'nde makaleler ve hikayeler yazdı. bazı makale ve hikayelerini “rumuzü'l-edeb” (1898) adlı kitapta topladı.rnrnsergüzeşt romanı yüzünden göz hapsine alındığını düşünerek bundan kurtulmak için 1901’de paris'e gitti ve 1908'de meşrutiyet'in ilanına kadar da orada kaldı. yurtdışına kaçışını servet-i fünun dergisi’nde yayımlanan “1901‘e ait bir hatıra” başlıklı yazısında anlattı. paris’te jön türkler’le tanıştı; ittihat ve terakki cemiyeti’ne katıldı ve cemiyet içinde saygın bir yere geldi. cemiyetin 15 şubat 1902’de yayın hayatına başlayan "şüra-ı ümmet" adlı yayın organında osmanlı devleti politikalarını ve rejimini eleştiren yazılar yayımladı. paris yıllarını “1901’den itibaren paris’te geçen seneler”, “paris hatıratından”, “paris’te yedi sene” adlı yazılarında anlattı.rnrnii. meşrutiyet’in ilanı üzerine istanbul'a döndü ve madrid elçisi olarak görevlendirildi. i. dünya savaşı başlayınca madrid'den isviçre'ye geçti, savaşın sonuna kadar burada kaldı. ispanya yıllarını “gırnata ve el-mescidü’l camia: elhamra” adlı iki yazıda, isviçre’de geçirdiği zamanı “isviçre hatıratı” başlıklı yazılarında anlattı.rnrnmütareke devrinde 1921 yılında yaş haddi dolmadan hükümet tarafından emekliye sevkedildi ve istanbul'a döndü.rnrnson yıllarını kadıköy’ün mühürdar semtindeki evinde geçirdi. çok sevdiği yeğeni iclal'in ölümü üzerine yazdığı mensur bir mersiye ile daha bazı nesir ve hatıralarını 1924’te yayımladığı “iclal” isimli kitapta topladı.rnrn1927'de kendisine türkiye büyük millet meclisi'nin kararıyla "hidamat-ı vataniyye" tertibinden maaş bağlandı. 26 nisan 1936 tarihinde istanbul'da zatürreden öldü. cenazesi, göksu’daki aile mezarlığına, yeğeni iclal’in yanına defnedildi.

edebi kişiliği

ilk eserini namık kemal etkisinde yazdığı “şir” adlı eseri ile tiyatro oyunu alanında veren sanatçı; roman, hikâye, hatıra, sohbet, makale ve şiir ile üne kavuştu. tek romanı olan sergüzeşt, bütünüyle esaret konusunu işleyen ilk roman olarak edebiyatımızda yer aldı; cariyelik ve kölelik siteminin eleştirildiği roman, onun en ünlü eseri oldu. besim ömer paşa tarafından fransızca’ya çevrildi. romanının getirdiği ünle hikâyeci yönü gölgede kalmış olsa da hikayecilik yönü çok güçlü bir yazardı. küçük olayları konu alan hikâyeleri ile kısa hikâye türünü, türk edebiyatına soktu. tanzimat döneminin en genç yazarı olan sanatçı, “küçük şeyler” adlı kitabı ile servet-i fünun yazarlarını etkiledi. namık kemal’in etkisiyle bir çok hikayesinin dilini süsledi, uzun cümleler kullandı. yazılarında romantizm ile realizmi birleştirdi. “sanat için sanat” anlayışıyla eserler verdi. konularını her zaman yerli hayattan seçti.