• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.00)
savaşları, kralları ve filleri anlat onlara - mathias enard
leonardo da vinci’nin projesini reddettikten sonra, kendisinden haliç üzerinde yapılacak bir köprü planı isteyen ii. bayezid’in davetini kabul eden michelangelo, 13 mayıs 1506 günü istanbul’a ayak basar. italya’yı, ardında yarım kalmış bir anıtmezar projesi, kızgın ve eli sıkı bir papa bırakarak terk eden michelangelo, hiç tanımadığı, tehlikeler ve güzelliklerle dolu yeni bir dünyanın kapısındadır artık.

gerçek bir olaydan yola çıkarak baştan sona tarihî dokunuşlarla gelişen ve rönesans insanının osmanlı dünyasının gizemleriyle karşılaşmasını incelikli ve özenli bir anlatımla işleyen roman, yaratma edimi ve uygarlığın başka bir kıyısına doğru uzanan ancak yarım kalan bir eserin simgesel anlamı üzerine büyüleyici bir düşünce aynı zamanda.
tarihin bu unutulmuş birkaç haftasının heyecan verici sırlarının izini süren anlatı, çizdiği yetkin ve şaşırtıcı michelangelo portresiyle de edebiyata damgasını vuracak nitelikte.


  1. "onlar çocuk; savaşları ve kralları, atları, şeytanları, filleri ve melekleri anlat onlara ama aşk ve benzeri şeyleri anlatmayı da unutma"

    kitap, kipling'in life's handicap (1891) adlı eserinden bu alıntı ile başlar. alıntıdaki çocuk bizler yani okur; savaşları, kralları ve filleri anlatırken aşk ve benzeri şeylerden bahsetme sorumluluğunu üstlenen ise yazar mathias enard'dır.

    hikaye, italyan rönesans sanatçısı Leonardo Da Vinci'nin, Sultan II. Beyazıt talebiyle haliç (golden horn) için tasarladığı köprü ile başlar. da vinci'nin hayali bu uzunluktaki açıklığı geçen yekpare ilk köprü tasarımıdır. tasarım, dönemin mühendislik yeteneklerinin çok ötesinde olduğundan reddedilir. golden horn bridge adlı tasarıma ait orijinal eskizlerin milano bilim müzesi'nde saklandığı rivayet edilir.

    (bkz: haliç köprüsü - leonardo da vinci)
    Leonardo’s sketch of the Golden Horn bridge

    Sultan II. Beyazıt aynı kaygı ile yine italyan rönans sanatçısı Michelangelo'yu istanbul'a davet eder. yazılı tarihe göre sanatçı bu daveti reddetmiştir.

    ancak tarihçi; Michelangelo ile kardeşleri arasındaki yazışmalardan, vatikan kütüphanesi'nde bulunan ayasofya'ya ait planlardan ve osmanlı arşivi dökümlerinden yola çıkarak sanatçının daveti reddetmeyerek istanbul'da bir süre ağırlandığı sonucuna varıyor. kitabında da yer verdiği mektup ve belgelerdeki ayrıntıları baz alarak michelangelo'nun kostantinapol macerasını kurguluyor. savaşları ve kralları, atları, şeytanları, filleri ve melekleri anlatırken, aşk ve benzeri şeyleri anlatmayı da unutmuyor.