1. almanlar'ın kısa ama anlamı büyük kelimelerinden biri. başkasının içine düştüğü zor durumdan veya çektiği acıdan zevk alma durumunu anlatır. aslında güzel ülkemde sıkça görülen bir durumdur. hele ki son dönemde iyice artmıştır. nefret duygusu ile beraber bu durumun toplumda en sık görülen duygu olduğunu kaynağımın yerini göstermeden iddia ediyorum.
    futbolu ele alalım. rakip takımın yenilmesine sevinmek bence şu an çok hafif kalmaktadır. fenerbahçe otobüsü kurşunlandığında bu duruma sevinen, hepsi geberseydi diyen insanlar tanıdık mı? bu sadece bir örnek. çevrenize bakın. kimisi bunu apaçık yaparken, kimisinin de gizlemeye çalıştığı sırıtışta ve bakışlarında görebilirsiniz.
  2. almanca'nın zenginliğinin örneği olarak sunulagelmiş bir kelimedir on yıllardır schadenfreude.

    manguel'in yabancı bir ülkeden haber geldi'sinde ''başkasının mutsuzluğundan mutlu olma'' olarak alt açıklama olarak görünce hatırladım kelimeyi. bildiğim bir kelimeydi ama manguel'in felaketlerle, acılarla sınırlamamış olması kelimeyi daha bir sahiplenmeme neden oldu. benim de türk insanına sık yönelttiğim eleştirilerden biri olan ''başkalarının mutsuzluğundan, başlarına gelen kötü şeylerden, acılarından diğer insanların mutluluk devşirdiği'' gerçeğini daha çok kapsaması o tanımla.

    örneğin komşusunun kızının eşinin işinde başarısız olmasından, eltisinin yeğeninin okulu uzatmasından, iş arkadaşının kötü giden evliliğinden kendilerine mutluluk devşirenler.