1. konusu:

    dük frederick ağabeyinin makamını ele geçirir ve onu sürer. her ne kadar ilk başlarda abisinin kızı rosalind'in, kendi kızı celia ile birlikte kalmasına izin verse de, bir süre sonra güvensizliğinden dolayı onu da sürer. celia ise kuzeninden ayrılmak istemediği için onunla birlikte ayrılır. yolda korunabilmek için kılık değiştiren rosalind ve celia'nın amaçları rosalind'in babasını bulmaktır. yolda bir çiftlik satın alır ve buraya yerleşirler.

    ayrıca orlando'nun hikâyesi de rosalind'in hikâyesine paralel olarak gelişir. babası öldükten sonra bütün varlığı ve makamı en büyük erkek çocuk olan oliver'a kalır. oliver ise elinden geldiği kadar kardeşi orlando'yu arka planda tutar ve ona hiçbir olanak sağlamaz. artık dayanamayan orlando kendini kanıtlamak için dük frederick'in yenilmez güreşçisi charles'ı alaşağı eder. böylece güreşi izlemekte olan rosalind ve celia'yı etkiler. rosalind ve orlando birbirlerine aşık olurlar. dük frederick orlando'nun babasını sevmediğinden onu dükalığından kovar. abisi oliver'in da canına kastettiği orlando, ona destek olan adam ile birlikte yola çıkar.

    iki aşığın yolu arden ormanında kesişecektir, fakat rosalind erkek kılığındadır. bir süre bu durumu saklayan rosalind oyunun sonunda araya, artık değişmiş olan oliver'ın da girmesiyle, kendi kimliğiyle ortaya çıkar ve aşıklar birleşir. bu arada oliver da celia'ya aşık olmuştur. rosalind'in babasıyla da karşılaşmasıyla her şey yoluna girer. çünkü bir rahipten çok etkilenen dük frederick her şeyini kovduğu ağabeyine bırakıp manastıra kapanır.
    bunlara ek olarak ufak paralel hikâyelerin de bulunduğu oyun toplu bir mutlu sonla biter. yani herkes "nasıl diliyorsa öyle" sonlanır.
    özet wikipediadan alınmıştır.

    en bilinen sözleri, melankolik filozof jacques'in ağzından dökülür:
    “dünya bir sahne

    erkekler ve kadınlarsa yalnızca oyuncular

    biri çıkar, öteki girer ve her biri

    kendine düşen sürede birçok rol oynar;

    insanın yedi dönemi yedi perde eder.

    …”